1

7K 441 513
                                    

Stajyer 2'nin ilk bölümüyle hepinizi selamlıyorum. 🙌

Sizi unutturmayacak izler bırakın sayfalara 💉

⛓️

Karşıma kilitlenmiş bakışlarım omuzumun üzerinden arkama bakmaya korkarken nefesimi tutmuş, gözlerimi irice açmıştım.

Lütfen o vurulmuş olmasın. Lütfen o vurulmuş olmasın...

Saniyeler içerisinde yerle buluşan bedenin sesini işitince elim aralanmış ağzımla buluştu ama duyuduğum ses derin bir nefes almamda bana yardımcı oldu. "Orospu çocuğu!"

Sırtımdaki korkudan dolayı yeni hissettiğim delici bakışlar arkama bakmaya beni korkuturken transtan yeni çıkan bedenimi hafif bir şekilde doğrultup üzerimdeki tişörtü çıkardım ve Toprak'ın yarasına bastırmaya başladım. Üzerimde sadece sporcu atleti olması sırtımdaki delici bakışların beni daha fazla zorlamasını sağlarken derin soluk seslerine karışan arka fondaki silah sesleri beni iyice germişti.

"Çok canın yanıyor mu?" Kısık gözleri yüzümün her bir tarafını incelerken kafasını olumsuz bir anlamda salladı.

Elimi koyukahve saçlarına daldırıp terleyen anlından tutamları çektim.

"Kardeşim!" Arkamdan yükselen tanıdık ton Azat'dan yardım isteyip istememe konusunda bir savaşa girdiğim iç sesimden beni kurtarırken hızla Asaf'a döndüm.

"Yaralı Asaf. Bir an önce hastaneye gitmemiz gerek." Yanıma çöken beden elimdeki tişörtü yaranın üzerinden biraz çekip yarayı inceledikten sonra tekrar yaranın üzerine bastırmamı sağlamıştı.

Yanımdan kalkıp Kerem'e adımlarken ne yapacağını merakla bekliyordum. Eğildi ve ceplerini aramaya başladı. Sonunda aradığını bulmuş olmalı ki cebinden küçük, gümüş bir anahtar çıkardı ve hızla yanımıza gelip Toprak'ı zincirlerden kurtardı.

İkimiz onun ayakta durmasını sağlayarak odadan çıkarken Merih'e gözlerim kaymıştı saniyelik bir zaman diliminde. Göz bebeklerinde gittikçe harlanan yakıcı bir öfke vardı. Grimsi gözleri sanki kışın en dondurucu soğuğuyla karşılaşmış da buz tutmuş gibi buzdan bir hâl almıştı. Ona baktığım an gözleri gözlerime kilitlenirken o an kalbimde bir korku ve bedenimde saliselik bir titreme baş gösterdi. Kafasını hafif bir şekilde olumsuz anlamda sallarken görüş açımdan çıkmıştı. Derince bir yutkunurken o son ki hareketi bundan sonra olacaklar için korkmam gerektiğinin sinyalini bana veriyordu sanırım.

Merdivenlerin sonuna gelirken karşılaştığımız bedenler biraz daha olsun rahatlamama sebep oldu. "Sarp, hastaneye gitmemiz gerek, o yaralı."

Sarp'ın adımları birkaç adım ötemizde öylece donmuş ve gözleri Toprak'ın yarasına mıhlanmıştı. Bir iki adım ona attıktan sonra bedenimin üzerindeki ağırlık dengemi sarsmış  ve "Sarp," diye sesimi yükseltmiştim. Sesim onun transa giren bedenini kendine getirirken hızla yanıma gelip benim yerimi aldı.

Sonunda harabeden kurtulup hızla benim geldiğim yola girerken taksicinin ortalarda olmadığını gördüm ama Allah'tan biraz ilerledikten sonra siyah arabalar görüş açıma girmişti.

Sırasıyla dizilmiş beş arabadan ikinci sırada bulunanının önüne gelirken ben hızla arkaya binmiş, Toprak da benim yanımda yer almıştı. Ben yine yarasına tampon yaparken araba harekete geçmişti. "İzel'in evine sür."

"Hastaneye gitmeyecek miyiz?" diye mırıldandım yolcu koltuğunda oturan Mert'e bakarak. Sorunun bizzat muhattabi o olduğu için bana bakmadan kafasını olumsuz anlamda salladı. "Yaranın hikâyesini anlatamayacağımıza göre hastaneye gidemeyiz."

STAJYER 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin