hater 7'

2.7K 183 261
                                    

"Ne yapıyorsun?" bileğimi ellerinin arasından sertçe çektiğimde bakışları donuklaşmış ellerini belimin yanından geçirip beni balkon demiri ile arasına almıştı.

Soğuk hava tüm acımasızlığı ile çıplak tenime  biraz olsun ısınmak adına kollarımı belime sarmıştım. "Ne boka çıktık buraya?"

Sinirle mırıldandığımda gözlerini kapatmış ve derin bir nefes almıştı.

"Sen ayarladın değil mi?" burnuma çarpan sıcak nefesi tüm bu soğukluğuna rağmen içimi ısıtırken gardımı düşürmemek adına alayla gülümsedim.

"Kağıtları ben hazırlamadım," dedim gözlerimi koyulaşan gözlerinden ayırmadan. "Benimle eş olmak seni neden bu kadar gerdi?"

"Anlamıyor musun?" kaşlarını çatıp üstüme eğildiğinde tedirgince yutkundum. "Bir sözüne kanmak istemiyorum, yanımda dolaşmanı, seninle aynı yerde bulunmayı dahi istemiyorum."

Kendini geriye çektiğinde ellerini gri eşofmanının cebine yerleştirmişti. "Kısacası seni istemiyorum."

Gözlerimi parlak mavi gökyüzüne çıkardığımda duygularımın bu aralar, böylesine hızlı inciniyor olmasına lanetler okumuştum. Ağlamamalıydım, onun karşısında gardımı indirmemeliydim.

"Hayatında olmayacağım." dedim sesimin çatlamamasına dikkat ederek. "Ama benimle böyle acımasızca konuşmana da izin vermeyeceğim."

Sinirle kafamı ona çevirdiğimde yanağımdan akan yaşı elimin tersiyle sildim.

"Evet," dedim gözlerimi gözleriyle buluştururken. "Evet bir baş belasıyım, sinir bozucuyum ve arsızım. Yine de beni her seferinde parçalara ayırmana gerek yok."

Dudakları yukarıya kıvrıldığında ellerini cebinden çıkarıp alayla alkışladı. "İnanacağım neredeyse." dedi arkasını dönerken. "Oyun bitti timsah gözyaşlarını silebilirsin."

Arkasına dahi bakmadan çekip gittiğinde kırılan ruhumla bir başıma terasta kalakalmıştım. Beni buraya rencide etmek için mi çağırmıştı?

Ellerimle kendime yelpaze yapıp gözyaşlarımı geriye gönderdiğimde ıslak yanaklarımı sildim ve yüzüme büyük bir gülümseme yerleştirdim.

"Mutlu olmalısın Chaeyoung," dedim kendi kendime güç vermek adına. "Eunwoo için mutlu olmalısın."

Dudaklarımı birbirine bastırıp terastan çıktığımda asansör bekleyen Taehyung'un yanına ilerledim. Arsız olabilirdim fakat şu an içimden zerre kadar onunla konuşmak gelmiyordu.

Uzun bir süre moralimin düzeleceğini de zannetmiyordum ancak ruhumu saran bu kötü enerjiyi kesinlikle dışarıya yansıtmayacaktım. Kim Taehyung'un önünde onun için bir kez ağlamıştım ve bu kesinlikle tekrarlanmayacaktı.

"Yanlış bir şey yapmazsan iyi edersin." tehditkar sesi kulaklarıma dolduğunda ona aldırmadan 5. kata bastım ve asansörün en uc köşesine çekildim.

"Benimle konuşmazsan iyi edersin," dedim kollarımı belime dolarken. "İdol olmadan önce ne bok olduğunu bir tek sen ve ben biliyoruz Taehyung, istersen sınırlarını fazla zorlama."

Hiçbir zaman açmak istemediğim eski defterleri ortaya döktüğümde bakışlarını ağır bir şekilde bana çevirmişti. "Beni eski Taehyung'a çeviriyorsun yavaş yavaş, bunu aklında tut."

Histerik kahkaham asansörün içerisinde yankılandığında açılan kapıyla birlikte ayaklarımı hareket ettirip asansörden indim.

Beni korkutmuyordu ya da ona olan ilgimi azaltmıyordu çünkü beni ne zaman kırsa ardından bir şekilde kendini affettirmeyi başarıyordu.

𝙃𝘼𝙏𝙀𝙍 ☆ 𝒗𝒓𝒐𝒔𝒆 (düzenlenecek) Kde žijí příběhy. Začni objevovat