on dokuz

1.4K 130 96
                                    



jisoo, kafeteryada tek başına oturan lisa'ya zevkle bakıyordu. "zavallı."

jennie vişne suyunu çalkalarken arkadaşına onu kınar gibi baktı. jisoo, jennie'nin bakışlarını görse de aldırmadı. lisa bunu hakediyordu.

kendisini umursamayan jisoo'ya karşı jennie, dudağını büktü. "öyle deme."

"libidosuna sahip çıkıp en yakın arkadaşının sevgilisini öpmeseydi o da." ardından kaşlarını çattı. "bir de benim sevgilimden uzak dursaydı."

"sevgilin mi?" jennie güldü. "joohyun'un da bundan haberi var mı?"

jisoo elini yanağına yasladı. "henüz yok." ardından konuyu değiştirmek için etrafına bakındı. "chaeyoung nerde kaldı?"

jennie omzunu silkti. "bilmem, gelir birazdan."

ikili yemeklerine devam ederken ceylan misali seke seke yanlarına gelen bir chaeyoung görmeleriyle duraksadılar.

"günaydınnn." chaeyoung her zamanki gibi enerjik görünüyordu. yanlarına otururken jennie'nin yanağına minik bir öpücük kondurmayı da ihmal etmemişti. bu hareketten sonra jennie memnuniyetle gülümsedi.

"günaydın." jisoo pek de enerjik olmayan bir şekilde cevap vermişti. chaeyoung'ın dur durak bilmeyen enerjisini nerden bulduğunu merak ediyordu.

chaeyoung "çok açım." diye sızlanınca jennie, yemeğinin geri kalanını sevgilisine yedirmeye başladı.

"bugün bir şeyler eksik gibi." chaeyoung, etrafına bakındı.

chaeyoung ve jennie, kendilerini izleyen bir çift gözden habersiz bir şekilde yemeklerine devam ettiler.

-☁️-

ilk dersten sonra, jisoo, çıkarttığı tarih teslerini vermek için lisa'nın olduğu sınıfa doğru ilerliyordu. lisa perşembe günleri ilk coğrafya dersi alıyordu ve bu yüzden bir kat çıkmış ve uzun bir koridor yürümüştü.

sınıfa girdiğinde lisa'yı arka sırada, kulaklıklarını takmış bir şekilde telefonuna bakarken buldu. elindeki kağıtları silindir haline getirerek umursamaz bir şekilde lisa'nın yanına doğru ilerledi.

kağıtları sıraya neredeyse fırlatır bir şekilde bırakınca, lisa usulca başını kaldırdı ve bir testlere bir de jisoo'ya bakmaya başladı.

"bunları gün içerisinde çöz, akşama kontrol ederiz. biliyorsun bugün-" lisa'nın kağıtları geri uzatması jisoo'yu duraksattı.

"müdürle konuştum. artık bana dersleri sen vermiyorsun." dedikten sonra telefonuna geri döndü.

jisoo, şaşırmıştı. böyle bir tepki beklemiyordu. "kim veriyor peki?"

lisa uzun zamandır bu anı bekliyor gibiydi. yüzüne bir zafer gülüşü yayıldı. "joohyun." jisoo'nun cevabını beklemeden kulaklığını geri taktı. zaten jisoo'nun da verecek bir cevabı yoktu.

lisa'nın duyamayacak olmasından da cesaret alıp "iyi, sevindim. seni görmeye katlanamıyordum zaten." diye söylenerek sınıftan hızlı adımlarla çıktı.

koridorda ilerlerken joohyun'u görmesiyle adımlarını yavaşlattı. normalde bunu güzelliğini biraz daha izleyebilmek için yapardı ama bu sefer durum farklıydı. gerçekten sinirlenmişti. adımlarını joohyun'a doğru çevirdi.

joohyun, jisoo'nun kendisine doğru ilerlediğini görünce yüzünü buruşturdu. bu sefer konuşmak için hangi saçmalıkları yapacaktı acaba?

jisoo gülümseyerek elindeki kağıtları joohyun'un ellerine tutuşturdu. "sanırım lisa'ya artık sen ders veriyormuşsun. üstümden büyük bir yük aldın. hadi kolay gelsin." diyip joohyun'a konuşma fırsatı bırakmadan uzaklaştı.

joohyun garipsemişti. elindeki kağıtlarla koridorun ortasında kalakalmıştı ve kendisini bıkmadan seven tek kişinin ona böyle davranması egosunu incitmişti.

jisoo ise mutluydu. lisa'dan sonunda kurtulmuştu ve poposunu göklere çıkardığı sevdiceğine de ilk postasını koymuştu.

omuzları dik ve kendinden emin bir şekilde matematik sınıfına doğru yürüdü. jennie'ye bu yaptığını anlatmak için çok heyecanlıydı.

--

"seninle gurur duyuyorum kızım." chaeyoung elini havaya kaldırıp jisoo'ya uzattı ve bir beşlik çaktılar. "biliyorum değil mi?" dedi jennie. "çok çabuk büyüyor.. daha dün joohyun onunla konuşmadı diye omzumda ağlıyordun"

jisoo çikolatalı sütünü içerken kafasını iki yana salladı. "o günler geride kaldı. daha fazla anmayalım lütfen."

o sırada kafeteryadan içeri giren yerim'in , jenchuchaeng üçlüsünü görünce yüzüne kocaman bir gülümseme yayıldı. aynı şeyi üçlü için söyleyemezdik. sonuçta, bu yerim'di. neden kendilerine zaafı olduğunu yıllardır çözemedikleri yerim.

"selam kızlaar, sizi gördüm yüreğim sızlar." diyen yerim sadece kendisinin güldüğü bir şaka(?) yapmıştı. jisoo'nun yanına tereddüt etmeden oturdu. gülümsemesini hala bozmamıştı.

"ee, n'apıyorsunuz?" jennie ve chaeyoung, yerim'in varlığından şimdiden sıkılmışken jisoo, olayı anlatabilecek birisini daha bulduğu için açıkçası mutluydu.

"ilk teneffüste lisa'nın yanına gittim tarih testlerini vermek için." jisoo ilk defa birisine anlatıyormuş gibi heyecanlıyken yerim de pür dikkat onu dinliyordu.

"ve bana artık joohyun'dan ders aldığını söyledi." yerim'in ağzı yarım karış açılmıştı. "yok artık!"

jisoo devam etti. "ben de joohyun'un yanına gittim, kağıtları eline tutuşturduktan sonra 'üstümden büyük bir yük aldın.' diyip arkama bakmadan uzaklaştım."

bu hikaye yerim'i de şaşırtmıştı. doğruluğunu tasdiklemek için jennie ve chaeyoung' baktığında kızların jisoo'yu onayladıklarını gördüler. "kim jisoo.. bana senin yollarını öğret. keşke ben de sooyoung'a böyle yapabilsem. ama onu görünce elim ayağıma dolanıyor. söyleyecek kelimeleri bulamıyorum. o kadar güzel ki..."

jisoo, yerim'in sırtını sıvazladı. "bir gün sen de başaracaksın.. sadece benim yollarımı öğrenmen lazım."

roseannepark: 🖤

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

roseannepark: 🖤

bu gönderi yorumlara kapatılmıştır.

jenniekim, kim jisoo ve 9.496 diğer kişi beğendi.

vlogger ❦Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin