"lisa'nın son videosunu izledin mi? chaeyoung'la aralarında kesin bir şey var."
jennie rahatsızca kıpırdandı. gizli crushının sıra arkadaşıyla ilişki yaşaması onun için pek de iyi bir şey değildi.
"bence de. zaten şu sıralar bi garipler."
jennie yan masada konuşulan konu yüzünden o kadar gerilmişti ki farketmeden sağ ayağını zemine hızlı hızlı vurmaya başlamıştı. jisoo arkadaşının garip davranışını farkedince onu dürttü. jennie irkilip kendine geldiğinde kollarını birleştirdi ve "gitsek mi artık?" diye sordu.
jisoo, uzun zamandır davranışlarından şüphelendiği arkadaşına sonunda aklındaki soruyu sorabilirdi. "senin neyin var?"
jennie anlamsız bakışlar atınca jisoo devam etti. "anlamadıysan şöyle sorayım, lisa'dan hoşlandığını niye bana söylemiyorsun?"
jennie'nin kalbi duyduğu soruyla hızlanmaya başlamıştı. kendini ele vermek istemiyordu.
"ne? öyle bir şey yok. saçmalama." jennie üzerindeki gerginlik yüzünden her an bayılabilir gibi hissediyordu. alt dudağını dişledi ve jisoo'ya kafasını çevirdi. jisoo tepkisiz bir şekilde yüzüne bakıyordu. inanmadığı her halinden belliydi.
"çok mu belli ediyorum?" jisoo gerçeği bilmesine rağmen şaşırmıştı. "bana nasıl söylemezsin?!"
"bilmiyorum, korktum. zaten sevgilisi var baksana." jisoo'nun kaşları çatıldı. "nasıl yani?"
"son videosunu izlemedin mi? chaeyoung'la aralarında kesin bir şey var."
"nerden bilebilirsin? onlar en iyi arkadaşlar." jisoo aklına gelen şeyle kıkırdadı. "ama belki ben bilebilirim."
jennie kaşlarını kaldırdı. "nasıl yani?"
"bay kim görevlendirdi. salı ve perşembe günleri okuldan sonra lisa'ya tarih dersleri vermem için. haftaya başlıyor yani."
jennie heyecandan ağlayabilirdi. "bu ne demek biliyor musun?" jisoo kafasını salladı.
"bu işi bana bırak."
~
ders matematikti ve jennie dikkatle dinlerken chaeyoung da jennie'yi izliyordu. jennie'nin çatılmış kaşlarına ve kısılmış gözlerine daha fazla dayanamayıp gülmeye başlayınca jennie de chaeyoung'a döndü.
"neden güldün? utanç verici bir şey mi yaptım?" jennie üstünü yoklarken chaeyoung "çok tatlı görünüyordun." deyince ellerini üzerinden çekip başını öne eğdi. şu anda yanaklarının kızardığına emindi.
"şey.. teşekkür ederim?" jennie kızarmış yanakları ile tüm dişleri gözükecek şekilde güldüğünde chaeyoung onu öpmemek için kendini zor tutmuştu. şu an değil diye geçirdi içinden. şu an değil.
ders devam ederken jennie de eski dikkatine geri dönmüştü ama chaeyoung derse odaklanamıyordu. arkasına yaslandı ve hafifçe öksürdü. haftanın başından beri bu an için beklemişti. "jennie?"
jennie gözlerini tahtadan çekip chaeyoung'a döndüğünde devam etti. "okuldan sonra bir şeyler yapmak ister misin?"
jennie hafifçe gülümsedi "ne gibi?" chaeyoung omzunu silkti. "bilmem. bir kafede oturabiliriz, alışveriş merkezine gidebiliriz, sinemaya veya bowlinge.."
jennie, lisa'ya ulaşmak istiyorsa ilk önce arkadaşlarını kazanmasının gerekli olduğunun farkındaydı, o yüzden bu buluşmayı kabul etmişti. "kafede oturabiliriz." chaeyoung gülümsemesini genişletti. "yakınlarda çok güzel bir yer biliyorum. vişneli brownilerine bayılacaksın."
"anlaştık o zaman."
-
jisoo nereye kayboldun lan okuldan sonra
jennie sanırım bir date'im var
jisoo NE SEN NASIL YOKSA LISA MI NW
jennie HAYIR BE CHAEYOUNGLA Bİ KAFEYE GELDİK
jisoo oh tamam lisa sandım ben de ama bekle o kızın senin yanında ne işi var
jennie bilmiyorum ben de okuldan sonra bir şeyler yapalım dedi kabul ettim
jisoo jennie bu hayra alamet değil bilmem farkında mısın nerdesiniz ben de geliyim
jennie ya git be paranoyak oldun iyice date'im bana doğru yaklaşıyo şu an daha fazla yazamicam görüşürüüz
~
¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.
roseannepark: 📸by: @jenniekim
85.584 kişi beğendi.
"yani chaeyoung'ı almaya lisa geldi." jennie kafasını olumlu anlamda salladı.
"vay be, sanırım cidden aralarında bir şey var." jennie başını jisoo'nun omzuna yasladı. "ne yapacağımı bilmiyorum."