İhanet

566 58 53
                                    

Daha önce hiç bu kadar yoğun hissetmediğim duygular yükselmeye başladı. Ona bu şekilde hissettiren tek kişi olduğum için mutlu ve kendini beğenmiş hissettim.

Mutluluk yüzünden patlak veren kıkırdamaları bastırmayı denedim. Elimi ağzıma koyarak bakışlarından yüzümü saklamak için pencereye döndüm ama işe yaramadı. Duygularımı kontrol etmeyi hiç becerememiştim.

İlk kıkırdama benden kaçtığında, Taehyung'a bakmamaya çalıştım çünkü benim duyarsız olduğuma inanacağı için vereceği tepkiden korkuyordum.

"Bana gülüyorsun," dedi somurtarak.

"Hayır," diye yanıtladım. Başka bir kıkırdama kaçmasın diye çabalıyordum.

Sinirle, "Öyle, gülüyorsun," dedi.

"Sana gülmüyorum. Seninle beraber gülüyorum," diyerek mantığımı kullandım, hala kendimi kontrol etmeye çalışıyordum.

"Bu sana komik mi geliyor?" Dişlerini gıcırdatıyordu.

Dürüstçe, "Komik? Hayır, sadece benden nefret ettiğini düşünüyordum," diye yanıtladım.

"Nefret güçlü bir kelime. Hissettiğim duyguların çeşitliliğini hesaba katarsak, daha çok ne yapacağımı bilmiyor haldeyim. Oldukça sinir bozucuydu."

"Tiksinme olmadığına emin misin?"

"Tiksinme değildi."

"Bunu anlamama izin ver. Jin radarın mı var?" Taehyung radarını ona açıklayana kadar bir süreliğine kafası karışmıştı.

"Evet," deyip yüzünü ekşiterek doğruladı.

Bilgiçlik taslayarak, "Sinir bozucu değil mi?" diye sordum. Ben de bu radarla yaşıyordum.

"Bu sadece bir yüzü," dedi ve 7-Eleven'ın otoparkına girdi.

Ön camdan parlayan tabelaya baktığımda hemen ciddileştim. Bu marketin tehditkar olabileceğini asla düşünmezdim ama şu anda, sanki Dante'nin İlahi Komedya'sındaki cehennem katlarından birinin kapısından içeri göz atmak gibiydi.

"Ee, plan nedir?" diye sordum. Markete bakarken ağzım kurumuştu.

"İçeri girip bir şeyler oluyor mu diye bakacağız."

Alaycı bir şekilde, "Planın bu mudur yani?" diyerek ona baktım.

"Evet." Marketin önünden gözlerini ayırmamıştı.

"Kayda geçmesi açısındsn, bu planın berbat olduğunu söyleyebilir miyim?"

"Neden kötü bir plan olsun ki?"

"Biraz keşif yapmamız, yerin düzenini anlamamız, tüm çıkışları tespit etmemiz, biraz silah depolamamız ve zırh giymemiz gerektiğini düşünmüyor musun?" diye sordum marketin önünü ölçüp biçerken.

İnce ince alay ederek, "Sopan var ama, değil mi?" diye sordu.

"Taehyung, ya biri silah ya da başka bir şeyle içeri gelirse? O zaman bu sopayla ne yapabilirim ki?"

"Seokjin, bununla başa çıkabilirim. Hatırlamıyor musun? Gerçekten ikna edici olabilirim," dedi ve gülümsedi.

"Ya ikna gücün işe yaramazsa. B planı nedir?"

"İşe yarayacak."

"Bende işe yaramıyor."

"Dikkatimi çekti." Sırıttı.

"Yani?"

"Herkeste işe yarar. Sen özelsin. Hadi gidelim."

Arabadan çıkarken, ayaklarımda sanki kurşun ağırlıklar varmış gibi hissediyordum. Sopamı sıkıca tutup iki derin nefes aldım ve ön kapıya yaklaştım.

INEVITABLE |TAEJIN|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin