Boktan bir arkadaş olmak istemiyordum ama nedense Masal ne yaparsa yapsın onu savunurum gibi geliyordu. O yüzden umarım sakin kalırdı.

Üstünü giyinip geldiğinde Masal'ı süzdüm.

Sadece gömlek giymişti. Gömleğim olduğunu bile bilmiyordum. O kadar sexy gözüküyordu ki gözlerimi ondan alamadım. O da bunu fark etmiş gibi saçını savurdu.

"Beğendin mi?"

Hadi ona istediğini vermeyelim.

"Giydiğin elbiseden kapalı."

Bana dil çıkarıp yanıma oturdu. Yeliz'de gelmişti. Gülümseyerek "Senin aldığın pijama takımını giydim." dediğinde üzerine baktım.

Bunu ne zaman almıştım ben ya? Ona daha önce hediye olarak kıyafet tarzı bir şeyler almıştım ama bunları aslında annem gönderirdi ve pijama gönderdiğini bilmiyordum.

"Güzel olmuş."

Koluma yediğim cimcikle acıyla Masal'a baktım. Kaşları çatılmıştı. Gözleriyle gömüyordu yine beni.

"Pijama takımı mı aldın? Gerçekten mi?"

Öyleymiş.

"Ne var bunda?"

"Neden sevgililer için olan takımdan aldın?"

Sertçe sorduğunda Yeliz'e baktım. Üstünde T ve Y harfi vardı. Ben asla böyle iğrenç bir şey almazdım. Annem de asla böyle bir şey göndermezdi.

"Yeliz bunu benim aldığıma emin misin?"

"Evet. Harfleri ben işlettim anı olsun diye."

Masal'dan yayılan siniri hissediyordum.

"Sevgilin olunca onun adını işletirsin. Böyle saçma olmuş."

Sesindeki tiksintiyi gizlememişti. Yeliz'in yüzü düştüğünde "Neyse altüstü pijama" deyip kalktım yerimden.

İki dakika durulmuyordu yanlarında.

"Ben Muzaffer'i besleyip geliyorum."

Yeliz "Ne?" dediğinde "Evcil tarantulamız." dedim.

Gözleri irileşmişti. Gidecekken vazgeçip onlara döndüm. Tekrar bir biblonun kırıldığını görmek istemiyordum.

"Masal gelsene benle beslemeye."

Masal yüzünü buruşturup "Kafesinden kaçarsa?" diye sordu.

Onun bu haline güldüm.

Yeliz yerinden kalkıp "Ben geleyim. Hem görmek istiyorum." demişti.

Bir şey diyecekken Masal'da kalktı.

"Ben gelirim tamam."

İkisi arasında olan bakışı kesmek için boğazımı temizledim.

"Tamam ikinizde gelin."

Peşimden gelirlerken annemlerin odasına girdik. Tarantulanın kafesini açıp paketteki kurutulmuş böcekleri koydum. Bunu yaptığıma inanamıyordum.

"İsmi niye Muzaffer?"

"Annemin garip huyları var biliyorsun. Ölmüş dedemin adını koymuşlar."

Dedemin adının Muzaffer oluğunu da birkaç gün önce öğrenmiştim. Hep dede dediğimden hiç adını sormamıştım. Annem 'Bir ara Muzaffer babanın mezarına gidelim" dediğinde 'Tarantunaya mezar mı yaptınız?" demiştim. Ölmüş olması ya da annemin baba demesine hiç takılmamıştım. Sonradan demişlerdi 'o senin deden' diye.

Mezarını hiç ziyaret etmemiş bir torun olarak 'Görüşürüz' demiştim. Mezarlıkları sevmiyordum.

Masal "Annen dedeni sevmiyormuş herhalde örümceğe adını verdiğine göre" dediğinde güldüm.

Muzaffer'in kafesinin kapısını kapatıp "Seviyordur." dedim.

Çünkü bu tarantunayı çok seviyordu. Tekrar aşağı inerken Masal'ı durdurdum. Yeliz inmeye devam etmişti. Bana doğru döndürüp "Yemeği boşver uyuyalım direkt." dedim.

Bakışlarım dudaklarına kaydı. Onu her saniye öpmek istemem normal miydi?

"Tamam."

Bir basamak daha indim. Masal parmak uçlarında yükseldiğinde dudağını kavradım.

"Nerde kaldınız!"

Adım sesleriyle hızla çekilmiştim. Öpememiştim de.

Yeliz merdivenin altından bize doğru baktı. Kaşları çatılırken "Böldüm mü?" diye sordu.

Masal benden önce davranıp "Evet canım. Biz yemek yemeyeceğiz uyumaya gidiyoruz." dedi.

Beni çekerek tekrar yukarı çıkarırken "Dur bir kıza iyi geceler deseydim." dedim.

"Gerek yok."

Tekrar bir şey diyecekken Masal beni odaya çekti. Kapıyı kapattıktan sonra dudaklarıma kapandı. Çok hızlı davranmıştı. Elimi beline atıp onu kucağıma çektim. Üst dudağını kavrayıp onu yatağa doğru götürdüm.

Tamam, gerek yoktu.

Kız Lisesi (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin