48.bölüm

7.7K 560 116
                                    

*İyi okumalar

Zil çalar çalmaz Masal'ın katına uçmuştum. Uçarken bir şey fark etmiştim, açılan kapılarla suratıma bakanlar çoğalıyordu. Sanırım artık herkes Masal'la aramda olanları biliyordu. Bilmeyenlerde Masal'ın paylaştığı fotoğraftan sonra öğrenmiş olmalıydı. Ben de dönerken fotoğraf paylaşmıştım. Masal fotoğrafı gördükten sonra, görüntülü konuşma esnasında baya sevimli bir hale girmişti. Onu mutlu etmenin bu kadar kolay olacağını tahmin etmezdim.

Yaninda ekürileriyle sınıftan çıktığında ona el salladım.

Atom karınca Mera bana dil çıkarmıştı. Bu kız beni sevmeyecek gibiydi. Masal onlardan ayrılıp yanıma gelirken, onlarda kantine doğru ilerlemişti.

"Günaydın" dediğimde elimi tutup "Günaydın" dedi.

Sırıtıp "Kantine mi bahçeye mi?" dediğimde "Kesinlikle bahçe" deyip elini yüzüne salladı.

"Okul fena soğuk."

Yaz gelmek üzereydi ve okulumuz cimri değildi. Klimaları sonuna kadar açıyorlardı. Biraz cimri olsalar aslında, yaz sıcağında üşümezdik. Bahçeye inerken bize dönen suratları görüyordum.

Kaşlarımı çatıp Masal'a baktım. "Hiç rahatsız olmuyor musun?"

Normalde 'kraliçe' konumu hakkında baya takıntılıydı. Hatta yıllarca bunun için savaş vermişti. O günleri hatırladıkça, şu an elimi tutması garip geliyordu.

"Hayır neden olayım ki?"

"Artık seni idol olarak görmeyecekler."

Gözlerini kısıp, boştaki eliyl saçlarını savurdu. "Onlar mı?"

Çevredekilere küçümseyerek bakarken güldüm. Normalde bu bakışlarına sinir olurdum. Artık tatlı geliyordu.

"Seni sevmeyecekler."

"Zaten sevmiyorlar. Yine de hiç bir şey yapamazlar."

Kaşlarımı kaldırdım. Sevilmediğinin farkındaydı yani. Bu garipti. Çünkü bu statüyü herkesin sevgisi için istediğini sanıyordum. Hatta onun sevgi sarhoşu olduğunu bile düşünmüştüm. Bunun nedeni zamanda yaşadıklarımızdı. O zamanlar Yeliz bu okuldaydı. Onunla da çocukluk arkadaşıydık. Masal bizimle hiç anlaşamazdı. Daha çok benimle uğraşsa bile Yeliz'den de nefret ederdi. Liseye geçtiğimizde ikisi de baya ünlenmişti. Masal 'kraliçe' olarak Yeliz ise 'melek' olarak.

Yeliz gerçekten iyi bir kızdı. Herkesle anlaşır ve herkesin sevgisini kazanırdı. Onunla ilk tanıştığımızda Masal'la aram bozulmuştu. Tüm bu düşmanlıklarım başladığı zaman yani. Sonra çevreme duvar örmüştüm. Tabi Yeliz'i onun dışına tutmak mümkün olmamıştı. Geçen sene, şehir dışına taşınana kadar en yakın arkadaştık. Hala görüşüyorduk ama yazın ziyarete geleceğini söylemişti. Bu yüzden mesaj ve aramalardan ibaretti iletişimimiz.

Masal konusuna gelirsek, Yeliz varken popülerlik savaşında galip olamamıştı. Sonuçta Yeliz hem güzel hem de sevilen biriydi. Masal ise güzel olsa da sevilmiyordu. O zaman yaptıkları şeylerden dolayıydı bu durum. Sonra bir şekilde herkesin sevgisini kazanmaya çalışmıştı. Yeliz gittikten sonra ise tam bir 'kraliçe' olmuştu.

Sorun da burdaydı. Ben onun sevgiyi çok önemsediği için tüm o şeyleri yaptığını sanıyordum. Yani Yeliz'i kötü göstermeye çalışıp, iyi kızı oynama olayını.

"Ne oldu?"

Banklardan birine oturduğumuzda sormuştu. Yüzüne bakıp daldığımı o an fark edip silkelendim.

"Geçmişi hatırladım."

Dudak büküp "Neyi?" dedi.

Canını sıkmak istemediğim için gerçeği söylemek istemedim. "Top havuzunda beni boğduğun zamanı. Sahi cidden ölmemi istemiş miydin?"

Kız Lisesi (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin