50.bölüm

7.5K 552 114
                                    

*İyi okumalar 🖤

Ailelerle tanışmadan sevgili işi yürütülmüyor muydu ya? Her ne kadar Masal'ın anne ve babasını daha önceden tanısam bile şu an farklı şekilde tanışacağım için gerginlikten ölüyordum. Masal ise çok mutluydu.

Resmen halimi görüp zevk alıyordu.

"Elim boş gitmek ayıp olmuyor değil mi?" dedim.

Bu şeylerden anlamıyordum.

"İstemeye gelmiyorsun Tanem rahatla" diye alay etti.

Ona tersçe baktım. Yarın ben de onunla bu şekilde alay edecektim. Annemin sorgusundan bu kadar rahat çıkamayacaktı.

"Baban beni fazla gererse kaçma ihtimalim var sonra bana kızma."

Dediğim şeye gülerken elimi tuttu. Eve bu şekilde girmemiz baştan babasını bana düşman eder miydi acaba? Her neyse diye düşünüp zili çaldım. Kapıyı rus hizmetçilerden biri açmıştı.

"Hoşgeldiniz Masal hanım ve arkadaşı"

Hafif bozuk türkçesiyle konuşmuştu.

"Gözlerini oyarım Tanem."

"Bakmadım ki."

Ultra mini bir üniformayla gezen kıza istemsizce herkesin gözü kayardı. Beğeniyle falan süzmemiştim yani. Masal ise bana tersçe bakmıştı. Beni elimden çekerek içeri sürüklerken iç çektim.

"Kızı yedin gözlerinle."

"Abart istersen hayatım."

Masal hep bu kadar kıskanç mıydı? Kesinlikle evet. Bir şey demeden beni salona sürükledi. Salonda gazete okuyan sevgili müdürümüzü ve kuşlarını besleyen annesini görünce gerginliğim tekrar geldi.

Bize döndüklerinde Dündar amca yavaşça gazeteyi bıraktı. Bide slow motion karşılıyordu bizi. Aynur teyze de bizi görünce elindeki yem kutusunu bırakmıştı.

"Hoşgeldiniz!" dedi kadın neşeyle.

"Hoşbulduk elimizi yıkayıp geliyoruz!"

Masal beni tekrar çekerek lavboya götürürken ben de "hoşbulduk." diye söylendim.

Tabi cevabımın yarısını holde söylemiştim. Lavaboya gidip elimizi yüzümüzü yıkadık.

Masal "makyajımı temizleyeceğim. Sen içeri geç." deyip uçarak çıktığında "Masal!" diye seslendim.

Kapıdan çıktığımda çoktan toz olduğunu görüp derin bir nefes aldım. İnsanlardan çekinen biri değildim. Daha önce arkadaşların aileleriyle tanışmıştım. Bir çoğu da beni sevmişti.

Ama çoktan sevilmediğim bir yerdeydim. Annem 'Aynur iyidir.' demişti. Ona güvenerek salona ilerledim. Dündar amca tekrar gazetesine dönmüştü. Aynur abla ise çalışanlara yemek hazırlamasını söylüyordu. Boğazımı temizleyip "Tekrar merhaba." dedim.

Aynur abla gülümseyerek "Gel Tanem otur." demişti.

Ben de gülümseyip gösterdiği yere oturdum. Keşke başka bir yere otursaydım. Karşımda direk Dündar amca vardı. Bana pek iyi baktığı da söylenemezdi.

"Annenler nasıl Tanemcim?"

Gözlerimi Dündar amcadan, Aynur teyzeye çevirdim.

"İyiler teyze. Selamları var."

Yani eğer geldiğimi bilselerdi olurdu.

"Teyze mi?" dediğinde öylece yüzüne baktım. Gülümsemesi düşmüştü.

Kız Lisesi (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin