1.bölüm

41.1K 1.3K 342
                                    

*İyi okumalar :)

Dünya gereksiz insanlarla dolu gereksiz bir yerdi. Bu gereksiz insanların en gereksizleri de benim sınıfımı dolduruyordu. Özenle seçilmiş bir sınıftık. Müdürümüz, 'sorunlu' diye tabir ettiği herkesi bizim sınıfa sokuşturmuştu. Onu suçlayamazdım. Bende diğerlerine kötü örnek olacak öğrencileri ayırmaktansa, bir araya toplayıp, çatı katındaki sınıfa hapsetmeyi tercih ederdim. Bu arada çatı katıda çok mantıklı bir seçimdi. Üşengeçlikten kimse aşağı inmiyordu ve kattaki lavaboyla akşama kadar idare ediyorduk. Bu sayede çıkış ziline kadar okulda olan diğer öğrencileri de görmemiş oluyorduk. Gereksiz diğer insanlarla aramıza mesafe koyduğu için müdürümüze bir kez daha teşekkür etmeliydim.

Her şeyi geçtikten sonra bu yedi kızın 'sorunlu' diye anılmasının bir nedeni vardı. Ön sıralardan başlamak gerekirse; İlk sırada gözlük oturuyordu. Ona gözlük dememizin nedeni gözlük takması değildi. O gözlük takan insanlara karşı fobisi olan sorunlu bir insandı. Bizim sınıfa gelmeden önce, yanına oturan kız gözlük takmaya başladı diye onun kafasına kitaplarla vura vura sınıftan kaçmıştı. Kesinlikle burada olmayı hak ediyordu. Hemen arkasında ise rahibe vardı. Oda kesinlikle 'Rahibe' sıfatına uymayan biriydi. Karşıdaki erkek lisesindeki herkesle yattığı söyleniyordu. Tabi ki de bunu inkar ediyordu ama gerçekler ortadaydı. En son videosu yayınlanınca "Önden yapmadım ben!" diyerek bakire bir sürtük olduğunu söyleyip 'Rahibe' lakabına hak kazanmıştı. Bu sınıfta olmayı hak ediyor muydu emin değildim ama müdür velilerden gelen şikayet dilekçeleriyle 'uygunsuz davranışta bulunma' suçundan onu bu hapishaneye yollamıştı. 3.sırada ise satanist oturuyordu. O lakabına tamamen uygun bir üne sahipti. Spor salonunda ayin yaparken okulu yakmasından dolayı buraya düşmüştü. Buradaki herkesten daha 'sorunlu' olduğu kesindi. 4.sırada ise tarzan oturuyordu. Doğayla aşk yaşayan biriydi. Okulun ek binasının yapılmasında ağaçların kesileceğini öğrendiğinde açlık grevine girmiş ve kendini bir ağaca bağlayarak bina yapımını durdurmuştu. Tabi oda mutlak sondan kaçamadı. 'Sorunlu' kategorisine adı en üstte olarak yazılmıştı. Müdürün en sevmediği öğrenci olurdu kendisi. Bizim tarafa geçince ise en önde hemşire bulunuyordu. Gerçek bir hemşire değildi ama tüm okulu kandırarak hemşire olduğunu söyleyip revirde 2 ay çalışmıştı, maaşlı olarak. Durumu nasıl fark etmediler bilmiyordum. Oda 'Meslek sırrı' deyip hiç bir şey anlatmamıştı. Yinede o meslek sırrı onuda mutlak sondan kurtaramadı. Bana göre kesinlikle zekası harcanıyordu. Hemen önümde de dürbün oturuyordu. Sınav zamanlarında onun yan sınıftan bile kopya çekebildiği söylenen efsaneler dolanıyordu. Bu efsaneler gerçek mi bilmiyordum ama onun en uzaktaki şeyleri bile görebildiği bir gerçekti. En arkada ise sınıfın en yeni ve son üyesi olan kız düşkünü bulunuyordu; Yani ben. Ünümden bahsetmeme gerek var mıydı bilmiyordum ama nasıl bu üne sahip olduğumu anlatacaktım.

Bu senenin başında kutsal bakire lakabımın yine hatırını verip 18 yıldır sevgilisiz olan hayatıma yeni bir yıl daha eklemiştim. Doğum günümde eski sınıf arkadaşlarım bana bir erkek dile diye ısrar ettiklerinde onlara 'erkeklerle ne işim olur' demem fitili ilk ateşlememdi. Tabi o zamanlar sadece erkeklerden nefret eden birine dönüşmüştüm. Sonradan toplu buluşmada gelen çocuklardan birini reddetmemle o ahmak çocuk 'Erkeklerden hoşlanmadığını söyledi' diyerek kendini küçük düşürmemek için beni yakmıştı. Tabi ki inkar ettim. Ortam durulsun diye neredeyse bir erkekle sevgili olma yoluna bile girmiştim.

 Taki o olaya kadar...

Hani her okulda olan bir grup vardır. Genelde badana kız üçlemesiyle oluşur. Baş sürtük ve yandaş sürtüklerdir bunlar. En baştaki lider sıfatlı sıfatsız istisnasız sarışın olur. Babası zengin yada okulun müdürüdür. Erkeklerin gözdesiyken kızların en kıskandığı kişide odur. Yanında bulunan insanlar genelde ona yalanmaya çalışır. Egoist, etraftaki insanları ezmeye çalışan, narsist ve iğrenç bir kişilikten bahsediyorum. Bizde bu başı kraliçe çekiyordu. Oda lakabını hak eden biriydi. Okul sahibinin biricik kızı ve okulun en biricik sürtüğüydü. Onu hiç bir erkekle görmemiştim ama bu sürtük olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Onunla münasebetimiz anasınıfına dayanıyordu. 6 yaşında herkesin 'ay çok tatlı bu' dediği yaşlarda bile düşmandık biz. Bunun nedeni belliydi. Onun ailesi de zengindi, benim ailemde. Ona da en güzel kıyafetler alınırdı, bana da. Oda küçükken stella olmak isterdi, bende. Anlayacağınız biz en baştan beri rakiptik. Bu lisede de devam etmişti. Saç başa yıllarda geçirsek sonunda meselelerimiz hep o an olup biten şeylerden ibaretti. Geçen hafta ise olaya yeni bir boyut getirmişti. Benim hakkımda dönen dedikoduları duymuş olacak ki bunların kapanmaması için sürekli yeni bir söylenti yaydı. Tabi işler bununla bitmedi. Geçen hafta lanetli gün olan pazartesinde beni okula çağırmıştı. Ruh hastası saat olarak da gecenin 11'ini seçmişti! Barış istediğini söylediği için o saatte güzel yatağımı bırakıp evden kaçarak okula geldim. Ne tür bir aptallık değil mi? Bununla da bitmedi. Okulda bana çok güzel bir süpriz hazırlamıştı kraliçemiz. O saatte okulda biriyle resminiz çıksa bunun anlamı açıkça birlikte olduğunuz olurdu. Benimki de öyle oldu. Kendini gizleyerek bana barışma bahanesiyle sarıldığı ve sadece uzun saçlarının gözüktüğü bir resmi okula yaymıştı. Sonunda ne mi oldu? Ben 'sorunlular' sınıfının yedinci ve lezbiyen olduğu için kötü örnek olan 'kız düşkünü' öğrencisi oldum. Gecenin bir saatinde okulda sevgilisiyle flört edecek kadar şuursuz biriydim. Kraliçenin ise adı hiç geçmedi. Bende söylemedim. Oda söylemeyeceğimi biliyordu çünkü bu gurur meselesiydi. Kızlar bilirdi ki, gururumuz ayaklar altına alındığında biz bağırmaz yada derdimizi anlatmazdık. Bunu ödetmek için köşemize çekilirdik.

Sinsi bir yılan gibi...

Kız Lisesi (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin