Bölüm 49/👨‍✈️👩‍💼

Start from the beginning
                                    

"He benum" dedim gözlerine bakarak. Boynum şimdiden ağrımaya başlamıştı.

"Tü tü tü maşallah dağ gibun kiz" dedi arkasında annesi olduğunu tahmin ettiğim teyze yüzüme tükürüklerini saçarak.

"Ya Rabbi şükür" dedim yüzümü silip.

"Haydin" diyen adama bakarken kolumun altından içeri girmişti bile.

Benim kolumun altından mı geçmişti o? Kapıya dayadığım koluma baktım bir an ve sonra aşağısına baktım. Kolumu geri çektiğimde diğerleri de peşinden içeriye geçtiler. Bende kapıyı kapatıp arkalarından ilerledim.

"Anacuğun nerde?" diyen adını bile bilmediğim sırıtan adama baktım. Kayınbaba sıfatına uyuyordu. Bana baktığı için cevap verdim.

"Kendisunun acil işi ciktu. Benu beklemesunlar dedu"

Benden de iyi laz kızı olurmuş ha. Hep izlediğim diziler, filmler sağ olsun. Dursun'dan da üç beş bir şey kapmıştım tabiki. Nazlı'ya baktığımda ayakta duruyordu köşede. Yüzündeki sıkıntılı ifadeye baktığımda kurtulacağımıza dair umudunun olmadığını anladım. Tabi henüz beni tanımıyordu.

"Kayfeleriniz nasul olsun?" dedim gülümsemeye çalışarak. Elindeki çiçek ve çikolata kutusunu masaya bırakmıştı sevgili damat adayı.

"Hepimuz orta aluruk kizum" diyen kaynana namzeti koltuğa iyice yayılmıştı.

"Zeynep yardum etcen mi?" dedim Nazlı'ya kaş göz işareti yapacak.

"He edem" dedi yanıma gelerek. Mutfak giriş kapısının hemen yanında olduğu için ilerledik.

"Kahveyi, cezveyi falan çıkart hadi" dedim.

"Gamze napacak böyle?" dediğinde sinsice sırıttım.

"Napacak var mı müstakbel yeni ailemize kahve yapacağız" dedim mutfak dolaplarını karıştırarak. Sonunda bulduklarımı bir bir tezgaha dizmeye başladım.

Pul biber, karabiber, tuz, nar ekşisi, kekik, kimyon, limon her şey tamamdı.

Cezveyi alıp su yerine önce bütün malzemelerini ekledim sonrada üstüne az bir şey kahve attım. En sonada çok az miktarda su koyup karıştırdım. Şimdiden 10 dakikam dolmuştu. Pişen şeyi, dikkatinizi çekerim şey diyorum çünkü tanımsız olmuştu fincanlara koydum.

"Suların içinede tuz koy iki üç kaşık" dedim Nazlı'nın eline tuz kavonuzunu tutuşturarak.

Sonunda tepsim hazır olunca Nazlı'ya göz kırpıp içeriye geçtim. İki tane kadın daha vardı ki büyük ihtimal ablasıydı damadın. Kahveleri verip karşıya geçtim ve izlemeye başladım. Hepsi aynı anda ağızılarına götürdükleri kahveyle ya püskürmüş ya da zorlukla yutmuştu. Suya saldırdıklarında ise hüsrana uğramışlardı çünkü tuzlu su ile öksürük krizi başlamıştı.

"Bu da ne oluyor haçan böyle? Sen benu sevmiyur misun?" dedim üzgün çıkarttığım sesle 1.60'lık damada bakarak. Sesimden etkilenmiş olacak ki hemen ayağa kalktı.

"Öyle şey olir mu gülüm? Çok cüzeldu" diyen adama herkes ters bakışlarını attı.

"E haydin için. En iyi kayfe yaparum ben. Siz yine eyisiniz geçan celenlerden onları ambulansla gendördim" dedim keyifle gülerek.

"Haçan bu kiz bizu öldürür kalk Temel kalk" dedi annesi oğlunun zaten ayakta olduğunu fark etmemiş gibi kolunu eline koyarak.

"Temel haçan ben bu ananı sevmadum. Evlenunca bunu kapiya koyak" dedim suratımı asıp kadına bakarak.

"Bena bak kiz seni yolarum" diyen büyük abla ayağa kalkmıştı.

"Temel beni sevmiyorsun bak neler diyirler?" dedim ha ağladı ha ağlacak bir şekilde burnumu çekerek.

Dağ Başında Aşk (Tamamlandı)Where stories live. Discover now