22

1.6K 117 13
                                    

Emre'den

Kolları ile sıkıca sarılırken ona sarılmamak için zor tuttum kendimi. Aklımı başımdan alan varlığı ile bedenimi kilitledim. Şimdi değildi, gözlerimdeki özlemi silip bakışlarımı donuklaştırdım.

Kolları ona sarılmadığımı fark edince geriye doğru düştü. Bir adım geri çekilmesem ona sımsıkı sarılır ve bırakmazdım. Gözlerime baktığında bir damla yaş süzüldü gözlerinden. O an nefret ettim kendimden ama buna bir son vermem gerekiyordu artık.

"Neden?" diye sorduğunda aklındaki bütün karmaşayı görebiliyordum.

"Öğrenemeyeceğimi mi sandın?" Bakışları öyle bir hâl aldı ki, gördüm orada yatan pişmanlığı ve acıyı. Benden saklıyordu artık, emin olmuştum.

"Emre ben..." Devamını getiremedi ve sustu.

"Şimdi söyle Gamze, neden?" Kollarından tutup kendime doğru çevirdim ama gözlerime bile bakamıyordu. Daha çok gözyaşı akmaya başladığında kendimi berbat hissettim.

"Emre kendine gel yoksa ben getiririm." Semih sert bir ses tonuyla beni uyardığında sessiz kaldım.

Karşımda duran, gözleri buğulu âşık olduğum kadına baktım. Kırılmıştı, bunu görmemek için kör olmak gerekirdi. Beni kırdığı yerden kırmıştım onu. Ama bunu yapmam gerekiyordu, derin bir nefes alıp Semih'e döndüm.

"Sen karışma! Bu bizim aramızda." Susması için bende sert bir şekilde karşılık verdim. Gamze ile aramıza kimsenin girmesine izin vermezdim.

"Saçmalıyorsun, bu kız senin için ne kadar uğraştı haberin var mı? Sırf sen oradan kurtul diye Gediz ile görüştü!" Gerilen sinirlerim ile Semih'in üstüne yürüdüm.

"Var! Haberim var! Benim yanımda çağırdılar adını. Gamze dediler, senin sevdiğin kız, âşık olduğun kız o piçi çağırıyor, dediler. Peki senin bunun benim için ne demek olduğundan haberin var mı?" Sinirle bağırdığımda Semih de bana doğru bir adım attı. Koluma dokunan elle yan tarafıma döndüğümde Gamze'nin bana bakan gözleri ile karşılaştım.

"Yapma," dedi yumruklarını sıkarken, gözleri dolmuştu ama o kendinden başka herkesi düşünüyordu yine.

"Sen Gamzeli, bugün beni hayal kırıklığına uğrattın. İlk bana gelmeliydin, ilk beni görmeliydin. Benim, en çok benim ihtiyacım vardı sana. Şimdi benden sakladığın diğer mevzuya gelelim." Kolundan tutup benimle birlikte gelmesi için bir adım attım.

Elim boşluğa düşerken, kolumdan tutan elle arkamı döndüğüm anda Semih'in sert yumruğunu hissettim. İki adım geriye doğru gidip durdum. Semih bana öfkeli gözlerle bakarken Gamze elini ağzına kapatmıştı, çığlığını bastırmak ister gibi.

"Bir daha bu kıza böyle davran, kardeş falan dinlemem seni yalvarana kadar yumruklarım. Anladım kırgındın, öfkeliydin ama bu kız senden farksız mıydı? Sakın Emre!" Parmağını bana doğru sallayıp tehdit ederek sinirle bağırdı Semih.

"Sence ben onun saçının teline zarar verir miyim? Âşığım ulan ben o kadına! Gamze, gidiyoruz." Başımı yan tarafa uzatıp elimi tutması için kaldırdım.

Gamzeli yine beni şaşırtmadı, bana yaklaşıp elimi tuttu. Dudağımdan akan kanın tadını hissediyordum. Gözleri Semih'i bulurken sesi titrese de konuştu.

"Semih, sen git, ben Emre'yle gideceğim." Bu konuşmayı eninde sonunda yapacağımızı o da biliyordu.

"Tamam," dedi Semih, başıyla onaylayıp geriye çekildi.

Gamze ile birlikte adliyeden çıkıp caddeye doğru ilerledim. Arabam askeriyede kalmıştı hastaneye Ceyda'nın arabasıyla geldiğimiz için. Çenem sızlarken, kolumla dudağımdaki kanı sildim.

Dağ Başında Aşk (Tamamlandı)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon