Jaehyun gözlerini araladığında, yanında birilerinin olmasını ummuştu.
En azından Taeyong'un duracağını düşünmüştü, yakın olmasalar bile sonuçta kendisini buraya getiren oydu...
Buruk bakışlarını revirde gezdirirken, gözleri hemşireninkilerle buluştu.
Kadının acıyarak baktığını hissedebiliyordu...
Çünkü herkes bilirdi ki, biri bayılıp revire getirildiğinde, en az iki kişi o uyanana kadar beklerlerdi.
Başındaki hafif ağrıyı umursamadan, üstündeki beyaz çarşafı kenara attı ve yataktan kalktı. Onay istercesine hemşirenin gözlerine bakıp, kadın tepki vermediğinde kapıya doğru adımladı.
Revirden dışarı adım attığı an, daha rahat nefes almaya başladığını hissetmişti. Elini göğsüne yerleştirirken, sınıfının olduğu yöne doğru adımlamaya başladı. Koridorlardan kolayca anlaşılabildiği şekilde, dersin ortasında olmalılardı.
Derse girmek istemiyordu aslında...
Sadece kendini odasına kapatıp, günlerce yatması ve 'bunu bana nasıl yapar?'
diye ağlaması gerekiyordu.
Kapının koluna uzanan elini geri çekip, geldiği yoldan hızlı adımlarla geri döndü.
Hemşireden rapor alıp eve gidecekti.
İstemsizce, aşırı kuvvetli bir şekilde revirin kapısını açtı.
Açtığı an, oturan kadın, başını telefonundan kaldırıp Jaehyun'a bakmış ve kahkülleri yüzünden zar zor görünen ince kaşlarını kaldırmıştı.
"Bir sorun mu var tatlım?"
"Sadece derse girebilecek durumda değilim, rapor verebilir misiniz?"
İstediği şeyi, lafı dolandırmadan hızlıca söylediği için memnundu.
Kadın da, uzatmadan kenardaki boş rapor kağıtlarından birini almış ve doldurmuştu.
Bunu neden yaptığının ikisi de farkındaydı.
Aslında, Jaehyun'un eve gidecek bir şeyi olmasa da, kadın sadece söylenileni yapıp kurtulmak istemişti.
Kısa sürede doldurmayı bitirdiği kağıdı, kırmızı ojeli parmaklarıyla kavrayıp, karşısındaki yakışıklı çocuğa uzattı.
Jaehyun, sahte bir gülümseme sunarak raporu almış ve yorgun adımlarını yeniden dışarı yönlendirmişti.
İki adım atacak gücü olmamasına rağmen, eve kadar yürüyecek olmak onun psikolojik olarak iyice yorulmasına sebep oluyordu.
Zengin olmak isterdi...
Taeyong ya da Yukhei gibi, kendisini okula getirecek ve eve götürecek bir şöförün hayalini bile kuramıyordu.
Raporunu, kapıdaki güvenliğe teslim ederek, kolayca okuldan çıktı ve yavaş adımlarla evinin yolunu tuttu.
Okuldan uzaklaştıkça, göz yaşları yanaklarını ıslatıyor ve hıçkırıkları artıyordu.
Jaehyun'un kırıklıkları -ona göre- çok fazlaydı ve tek başına onları düzeltemeyeceğini biliyordu. O, gerçekten güçsüz biriydi.
En ufak bir yarayı bile büyütür, fakat kendisi başkasını kırdığında umursamazdı.
Tanrı şahitti ki, Taeyong artık onun yüzünden göz yaşları bile dökülemeyecek hale gelmişti.
Jaehyun ise, bu kadar küçük bir yaraya karşı asla düzelmez, diye düşündü.
Böyle düşünmüştü çünkü, kimi vardı ki onun? Taeyong'u vardı aslında.
Fakat bunun farkında değildi Jaehyun, yalnız olduğunu sanıyordu.
Bakışlarını kaldırıp, bulutlara baktı.
Bulutlar her zaman güzel görünmüştü onun gözlerine. Bir çok insanın aksine sabahı, geceye tercih ederdi.
Düşüncelerinin içinde boğulmasına ramak kalmışken, sarı renkli apartmanın önüne geldiğinde sesli bir iç çekti.
Kapıya yaklaşıp, aşırı derecede güvenli(!) apartmanlarının '1234' olan şifresini girdi ve merdivenlere doğru adımladı.
Yorgun olmasına rağmen merdiven kullanmıştı, çünkü evi ikinci kattaydı.
İkişer ikişer çıkarak, olabildiğince hızlı bir şekilde evinin önüne geldikten sonra, gözlerini etrafta gezdirdi ve arka cebindeki anahtarı çıkararak, kapı deliğine soktu.
Nazik bir şekilde anahtarı sola çevirmiş, ardından açılan kapıyı kendine doğru çekmişti.
Evin içine girip, kapısını kapattığı an, saatlerdir tuttuğu o acı dolu çığlığı bıraktı ortaya.
Elindeki anahtarı evin herhangi bir yerine fırlatıp, vücudunu koltuğun üzerine bırakmış ve yastığını kucaklamıştı.
Bir yandan, omzuna yaslanıp ağlayacağı kimse olmaması yüzünden, bir yandan da 'eski' sevgilisinin yaptıkları yüzünden ağlarken, gelen görüntülü aramaya şaşkınlıkla baktı.
Bu arayan her kimse, Jaehyun'un üzgün ortamını fazlasıyla bozmuştu.
Gözlerini silip, kızarmış burnunu çekerken, eliyle kamerasını kapatmış ve aramayı yanıtlamıştı.
Bunu yapmasının sebebi, arayanın tanımadığı bir numara olması iken, aslında kamerasını arama ekranından kapatabileceğini düşünemeyecek kadar aptallaşmıştı.
YOU ARE READING
puppet | jaeyong
Fanfiction𝑷𝑼𝑷𝑷𝑬𝑻 /ˈpʌpɪt/ 𝘯𝘰𝘶𝘯 • a person, group, or country under the control of another.
