0.08

399 34 35
                                        

Jaehyun, geç uyumuş olmasına rağmen, olması gerekenden fazlaca erken uyanmış, güzelce hazırlanmış ve sevgilisinin evinin önüne gelmişti.
Her ikisinin de evleri yakın olduğundan, yürüyerek gidiyorlardı okula.
Sevgilisine, kapıda olduğuna dair bir mesaj attıktan sonra yorgun gözlerini ovuşturdu. Kendini kötü hissediyordu, bu ilişki için çabalayan tek kişi olduğu için.

Düsüncelerini bölen şey, cebindeki telefonun titremesi oldu.
Hemen eline almış, gelen bildirimi görünce gözlerini devirmiş ve geri cebine koymuştu.
Kim olduğunu bile bilmediği o sapıktandı, günaydın mesajı atmıştı.
Tabii ki de, her zamanki gibi cıvık bir dil kullanılmıştı ve emojilerle doluydu...
Kapıdan, kız arkadaşının çıktığını görünce gülümsedi ve ona yaklaşıp elini uzattı.
Tutmayacağını tahmin ediyordu fakat, onu şaşırtan bir şey olmuştu ve hiç bir şey söylemeden Jaehyun'un sıcak ellerini kavramıştı.

Ne kadar mutlu olduğunu belli etmemek için savaş verirken, adımlarını okulun olduğu yöne doğru çevirdi.
Jaehyun'un istediği gibi sohbet etmeseler de, en azından el ele tutuşmuşlardı. Kulaklarının kızardığını belli etmemek için, başını sağa sola çevirip duruyordu.
Genelde sağ tarafa -yola- bakıp arabaları, motorları inceliyordu.
Diğerlerine kıyasla, oldukça lüks olan ve hızlı bir şekilde giden arabayı bir süre gözleriyle takip etti. Muhtemelen hayatı boyunca sahip olamayacağı kadar pahalı bir arabaydı, çünkü modelini bile bilmiyordu.

Sadece nefes ve adım seslerinden oluşan yolculuklarından sonra, okula yaklaştıklarında sevgilisi elini çekmiş ve gülümsemişti.

"Elim terler diye korktum da."

Kız, sevimli bir tavırla konuşmuştu.
Onun gözünde o kadar tatlıydı ki hakkında kötü şeyler düşünemiyordu, sadece başıyla onayladı.
Okuldan içeri adım atacakları sırada, yolda gördüğü pahalı araba da kapının önünde durdu.
Jaehyun da dahil, herkes şaşırmıştı çünkü okullarındaki bir kaç kişi -Yukhei ve arkadaşları oluyordu onlar- dışında herkesin maddi durumu orta seviyelerdeydi.

Jaehyun hariç herkes kim olduğunu bir kaç dakika düşündükten sonra anladılar fakat, o hala aptal gibi bakıyordu.
Henüz saat erken olduğu için, anında bahçedeki banklardan birine oturdu ve belli etmemeye çalışarak arabaya bakmaya başladı.
Arabanın kapısı açıldığında, merağı artmıştı. Daha net görebilmek için gözlerini kısarak, arabadan inen uzun boylu kişiye dikti gözlerini.
Yukhei olduğunu görünce,
'ailesi yeni bir araba almış demek ki.'
diye düşünerek bakışlarını çekecekti fakat, birinin daha indiğini görünce duraksadı.
Kısa boylu, üzerinde okul formasından oldukça uzak şeyler bulunan bir çocuk inmişti.
Yukhei, anında elini onun beline sardı ve binaya doğru yürümeye başladılar.
Çocuk, bahçedeki herkes kendine baktığından dolayı utangaç hissediyordu ve bu vücut diline yansımıştı. Sevimli bir şekilde yanakları kızarmış, elinden geldiğince Yukhei'nin arkasında durmaya çalışıyordu.

Jaehyun, yanındaki sevgilisini bir anlığına unutup o çocuğu içine düşercesine incelemeye başladı.
Üzerindeki bol, pembe sweatshirt onu oldukça minik ve sevimli gösterirken, siyah dar pantolonu ise ince, şekilli bacaklarını göz önüne serip seksi görünmesini sağlamıştı.
Keskin bir çene hattı vardı, kahverengi saçlarının üzerinde mavi tutamlar bulunuyordu ve bu farklı olmasına rağmen onda oldukça güzel durmuştu.
Burnu dikkat çekecek derecede güzeldi, dudakları nedensiz bir şekilde insanda öpme isteği oluşturuyordu.
Jaehyun, çocuğu incelemeyi ancak sevgilisi sinirle omzunu dürtüklediğinde bırakabildi.

"Yeni çocuğun içine düşmeye devam edebilirsin Jaehyun, ben sınıfa gidiyorum."

puppet | jaeyongWhere stories live. Discover now