Taeyong, yatağının üzerinde duran yaklaşık on tane poşete öylece bakarken, Yukhei arkasından ıslık çalarak odaya dalmıştı.
Bu ıslığının anlamı, 'bu kadar alışveriş yaptık mı biz?' oluyordu.
"Ee, Jaehyun beye değecek mi bu kadar para harcaman?"
Yukhei ve Taeyong tanışalı bir hafta bile olmamıştı ve o, Taeyong'un en büyük sırrını biliyordu.
Jaehyun için geçirdiği ameliyatları, bu kıyafetlerin hepsini kendini ona beğendirmek için aldığını, yaptığı diyetleri.
İlk öğrendiğinde, çok kızmıştı fakat, elinden gelen tek şey onun bir kez daha bıçak altına yatmamasını sağlamaktı.
Taeyong, yüzünde iddialı bir gülümsemeyle uzun çocuğa döndü.
"Tabii değecek! bebişime kavuşmama fayda edecekse, para harcamak umurumda bile değil..."
Güzel çocuğun yüzündeki gülümseme, konuşmasının sonuna doğru sönmeye başlamıştı.
Yukhei onun böyle üzülmesine kıyamayıp, ufak bedenine yaklaştı ve yumuşak yanaklarını büyük ellerinin arasına aldı.
"Taeyong, seni görünüşün için sevmesi hoş bir şey mi meleğim?
Bu gerçek sevgi mi?"
Taeyong kalbinin kırıldığını hissetti.
Onun istediği bu değildi, sadece 'dış görünüşe önem vermiyorum' lafına inanmıyordu ve Jaehyun her açıdan kusursuz olduğu için yanına yakışmak istiyordu.
"Öyle değil... Ben, eğer dikkat çekici olmazsam beni tanımak isteyecek mi?
İstemez ki. Kimse çirkin kişileri tanımak istemez, tanımadan kişiliğinin iyi ya da kötü olup olmadığını da bilemezler!
Kabul etmesek de, hepimiz önem veriyoruz işte görünüşe."
Cümlelerini bitirdikten sonra, başını eğmiş ve dolan gözlerini saklamaya çalışmıştı. Oldukça güçsüz bir kalbi olsa bile, son zamanlarda kendi başınayken bile ağlamıyordu.
Kendi kendine izin vermiyordu, çünkü Jaehyun'un onu 'beş yaşında bir çocuk' olarak görmesini istemiyordu.
Yukhei, onun dolan gözlerini çoktan fark etmiş ve yüzüne buruk bir ifade yerleşmişti.
Yanaklarını tuttuğu çocuğun yüzünü kaldırıp, kendisine bakmasını sağladı ve minik burnuna nazik bir öpücük kondurdu.
Taeyong kendisinden büyük olmasına rağmen, gözünde minicik bir bebekti.
Saçma geliyordu ama, sadece bir kaç günde fazlasıyla bağlandığını hissetmişti.
"Endişelenme o zaman.
Çünkü sen, girdiğin her yerde parıldıyorsum.
Sınıftan içeri adım attığın an, hepsinin dibi düşecektir."
Taeyong'un gülümsediğini görünce, istemsizce o da gülümsemişti.
Yukhei şu an hissettiği şeyin anne şefkati olduğuna yemin edebilirdi.
_____
Yukhei, Taeyong'un üzülmesini, zarar görmesini bir nebze olsun engellemek için eklediğim bir karakter.
Onu çok sevin :>
CITEȘTI
puppet | jaeyong
Fanfiction𝑷𝑼𝑷𝑷𝑬𝑻 /ˈpʌpɪt/ 𝘯𝘰𝘶𝘯 • a person, group, or country under the control of another.
