9. BÖLÜM

1.1K 131 105
                                    

Medya: NXKDMXMNDND

Hikayede sürekli zaman atlaması yaptığımı biliyorum. Belki hızlı gittiğini düşünüyor olabilirsiniz ama olayları buradan sonra başlatmayı planlıyorum. Her neyse, siz bölümü okuyun 😁

🌙🌙🌙

Karne günü:

Kafamı Todoroki'nin göğsüne daha da bastırarak ağlamaya devam ettim. Bugün karne alacağımız için (Daha doğrusu okul bittiği için.) mutlu bir şekilde uyanmıştım. Aslında hepimiz mutlu bir şekilde uyanmıştık. Daha sonra birileri kapımızı çaldı ve mutluluğumuz tuzla buz oldu. "Ne oldu?" diye sormayın çünkü doğru soru bu değil. Doğru soru "Ne olmadı ki?" Her neyse, ben size olayı anlatayım.

Her zamanki gibi mutlu mesut kahvaltımızı yaparken birden kapı çaldı. Sinem koşarak kapıyı açmaya gitti. Yaklaşık bir dakika sonra geri geldiğinde yüzü düşmüştü. Bizim ne olduğunu sormamıza izin vermeden "Eylül ve Naz, aileniz gelmiş." dedi. Duyduğum an şok geçirmiştim. Daha doğrusu geçirememiştim çünkü o anda odama annem ve babam girmişti. Çok sinirlilerdi ve ben ne yaptığımı bile bilmiyordum.

Babam ve annem hızla yanıma geldi bana bağırmaya başladılar. İkisi aynı anda konuştukları için ne dediklerini anlamıyordum. Naz'ın ailesi ise çoktan onunla birlikte Naz'ın odasına geçmişlerdi.

Ben ne dediklerini anlayamadan onları dinlerken babam birden mahalleyi inletecek kadar yüksek bir sesle "SENİ ARTIK BURADA İSTEMİYORUM! O APTAL ARKADAŞLARINI DA AL HEMEN GİDİN BURADAN! İSTERSEN ŞEHİRDEN İSTERSEN ÜLKEDEN GİT AMA BİZDEN UZAK DUR! BU EVİ DE SATILIĞA ÇIKARDIM ZATEN!" diye bağırdı. Ardından annemi de alıp evden gitti. Evde ölüm sessizliği vardı. Bu sessizliği bozan tek şey Naz'ın odasından gelen uğultulardı.

Bense ne haraket edebiliyordum ne de konuşabiliyordum. Sadece boş bir şekilde karşımdaki duvara bakıyordum. Denki yavaşça yanıma yaklaştı ve "Biliyorum saçma bir soru ama iyi misin kanka?" dedi. İyi değildim ama onları üzmek istemiyordum. Kafamı yavaşça evet anlamında salladım. Bunu yapmamın ardından Bakugou kendisinden beklenmeyecek yumuşak bir sesle "Tamam, şimdi doğruyu söyle." dedi. O bunu söyleyince zor tuttuğum göz yaşlarım akmaya başlamıştı. Helin ve Sinem şu anda yanımda değillerdi çünkü onları da aileleri aramıştı.

Ben sessizce ağlarken Todoroki beni kendine doğru çekti ve sıkıca sarıldı. Benim neye ihtiyacım olduğunu anlıyordu. O bana sarılınca hıçkırarak ağlamaya başlamıştım. Ben kendimden geçmiş bir şekilde ağlarken belli belirsiz bir kapı çarpma sesi duymuştum.

Bakugou'nun Ağzından:

Naz'ın ailesi kapıyı çarparak evden çıkınca koşarak Naz'ın odasına gittim. Onu neden önemsiyorum bilmiyorum ama onun yanında olmak zorundaymış gibi hissediyorum.

Odaya vardığımda kapıyı çalmadan odaya daldım. Naz yerde oturmuş ağlıyordu. Ne olduğunu sormadım. Sadece yanına gittim ve ona sıkıca sarıldım. İnsanlara karşı kaba olabilirim ama bu durumdaki birinin neye ihtiyacı olduğunu gayet iyi biliyorum.

Bana hiçbir şey anlatmadı. Ben de sormadım zaten. Sadece orada oturdum ve o göğsümde uykuya dalana kadar ona sarıldım.

Midoriya'nın Ağzından:

Kacchan, Naz-chan'ın yanına gitmişti ve uzun süredir gelmemişti. Sinem-chan ve Helin-chan hala ortalarda yoktu. Eylül-chan, Todoroki-kun'un göğsünde uyuya kalmıştı ve Todoroki-kun onu odasına götürmüştü. Ben ve Kaminari-kun ise hala mutfaktaydık.

Biz sessizce otururken Sinem-chan mutfağa "DENKİ! DENKİ, YARDIM ET! HELİN... BAHÇEDE!" diye bağırarak girdi. Bir yandan da ağlıyordu. Kaminari-kun hemen yerinden kalktı ve "Sinem, sen burada Midoriya'yla kal. Ben geliyorum." dedi ve Sinem-chan'ın cevap vermesine izin vermeden bahçeye koştu. Bense hemen ağlama krizine girmiş Sinem-chan'a sarıldım ve onu odasına götürdüm.

Denki'nin Ağzından:

Koşarak bahçeye geldiğimde Helin bir yandan ağlıyor bir yandan yere vuruyordu. Hızla onun yanına gittim ve ona sarıldım. Daha sonra onu kucağıma alıp odasına götürdüm.

  Todoroki'nin Ağzından:

  Uyuyan kumral kızın saçlarına bir öpücük kondurdum ve odadan çıktım. Mutfağa indiğimde Denki, Midoriya ve Bakugou sessizce oturuyorlardı. Yavaşça yanlarına gittim ve ben de bir sandalyeye oturdum.

  Denki "Burada kalamazlar. Açıkçası ben de onlar olmadan bir yere gitmem. Ne yapacağız?" diyerek sessizliği bozdu. Aslında aklımda bir şey var ama... Sakince "Japonya'ya gidelim." dedim. Hepsinden aynı anda "HA?" diye bir ses çıktı. Düşünceli bir şekilde "Duydunuz. Japonya'ya gidelim. Oradan bir ev tutana kadar bizim evde kalırız. Hepimiz sığarız. Hem annem de dönmüştür onu da görmüş olurum. Okula da U.A.'e gideriz. Kaydımızın hala durduğunu biliyorum. Kızlara gelince, Aizawa-sensei'yle konuşur, onlar için bir sınav yapmasını isteriz. Nasıl fikir?" dedim ve ardından onay beklercesine onlara baktım. Bakugou kendinden beklenmeyecek bir sakinlikle "Aslında olabilir. Ama baban?" dedi. Elimi önemi yok dercesine salladım ve "Bir şey demez." dedim. Bir süre düşündükten sonra hepsi kabul etmişti. Denki "O zaman ben yarına uçak bileti ayarlıyorum. Zaten sadece kendi eşyalarımızı toplayacağız. Daha fazla burada kalıp moralimizi bozmaya gerek yok." dedi. Midoriya birden "Biz kendi başımıza iş yapıyoruz ama kızlar kabul eder mi?" dedi. Bu konuda haklıydı.

  Birden arkamızdan "Kabul ederiz." diye bir ses geldi. Oraya döndüğümüzde kızların mutfak kapısından bize baktığını gördük. Hepsinin gözleri kıpkırmızıydı ama yine de gülümsüyorlardı. Helin neşeli tutmaya çalıştığı sesiyle "Hadi Denki biz yarına uçak bileti bakalım." dedi. Onlar biletlere bakarken kızlar da hiçbir şey olmamış gibi dedikodu yapıyorlardı. Yine de mutsuz oldukları belli oluyordu.

  Aklıma gelen fikirle onların yanına gittim ve "Size tatlı yapmamı ister misiniz?" diye sordum. Hepsi aynı anda "EVET! YAŞA BE TODO!" diye bağırdılar. Tepkilerine küçük bir kahkaha attım. "Ama bir yardımcıya ihtiyacım var." dedim ve ardından Eylül'ü göstererek "Yardımcım olarak seni seçiyorum Pikachu." dedim. Ben bunu dedikten sonra Denki "BU EVDEKİ TEK PİKAÇU BENİM ULAN!" diye bağırdı. Bunun üzerine kızlar ilk defa içten bir şekilde kahkaha attılar.

  O gece kızların moralini azda olsa düzeltebilmiştik. Yarın ise Japonya'ya gidiyorduk. Bunu babama söylediğimde, ilk başta şaşırmıştı ama sonra sevinmişti. O gün, eşyalarımızı toplar toplamaz odalarımıza gitmiştik.

❄️❄️❄️

  Bir bölüm daha bitmiş bulunmakta sevgili okurlar. Oy verip yorum yaparsanız çok sevinirim. Kendinize iyi bakın. Sizi seviyorum 💕

Moonlight (BNHA)Where stories live. Discover now