16.Bölüm (Eve Giren Yabancı )

Start from the beginning
                                    

"Şimal!"

Gelen ses ile arkamı dönünce Kumru ablanın elindeki tepsi ile bana yaklaşmasını izledim.

"Sana çay getirdim kızım hava serinledi neden içeride oturmuyorsun?"

"Yıldızları izlemek istiyorum hem Sera gelene kadar bekleyeceğim telefonu kapalı merak ediyorum. Yekta da aniden çıkıp gitmiş. "

Fincanı önümdeki sehpaya bırakıp doğrulurken gülümseyip konuştu.

"Haberin yok mu senin Yekta onları almaya karakola gitti."

Kaşlarımı çatıp korkuyla ayağa kalktım.

"Anlamadım ne karakolu hem..."

"Kızım sakin ol Çınar ve Demir bir kavgaya karışmış karakola almışlar Sera Yekta'yı arayıp çağırınca oraya gitti birazdan gelirler meraklanma."

Arkasını dönüp içeriye giderken alaycı bir gülüş gelip yerleşti yüzüme bu gülüş aptal kalbimeydi aslında. Yekta benim kocamdı değil mi? Ancak onun hakkında hiçbirşey bilmiyor oluşum bir kez daha vurulmuştu şuan yüzüme. Ben ne zaman bu kadar vasıfsız biri haline gelmiştim ki. Nereye gittiğini bile bilmeyen evin içinde öylece gezen biriydim ben. Asrın için dadı bulmak isteyişini daha iyi anladım o anda bana güvenmiyor beni adam yerine dahi koymuyordu.

Kendi kendine gelin güvey olmak buydu sanırım. Ben ona kapılırken o beni sadece bu evdeki bir sehpa bir saat gibi görüyordu. İşte o an anladım evet beni kardeşi olarak görmüyordu çünkü artık o kadar bile değerim yoktu gözünde. Bahçe kapısı açılıp içeriye girenler ile doğruldum yerimde.

"Demir fazla sakindir nasıl bu hale getirmeyi başardın hala şaşkınım?"

"Valla eniştecim ben dedim sana adamın içinde bir kamyoncu dayı var diye. Bir anda daldı kavgaya hele Yeşim ve Çağla resmen olay çekiyorlar ama çok kafa kızlar ya."

O anda bakışları bana döndü her ikisininde. Sera yanıma hızla yaklaşıp sarıldı ardından yanaklarımdan öpüp yanıma oturdu Yekta ise tam karşıma.

" Şimi sen ne yapıyorsun burada tek başına? Keşke sende gelseydin var ya çok şey kaçırdın. "

O kara gözleri yine beni baştan aşağıya süzüp gözlerimde durdu.

"Şimal iyi misin yüzün kireç gibi olmuş."

Şuan saçma bir şekilde kırılmıştım çocuksu bir şekilde omuz silktim gülümsedi kalbimde yine bir hareketlenme hissettim. Ah benim aptal kalbim neden Azrailine bu kadar hevesle koşuyorsun.

"Şimi biliyor musun Çınar ve Demir bir kavga ettiler uzun zamandır bu kadar eğlenmedim ben."

Bakışlarımı o kara gözlerden ayırıp gülen arkadaşıma çevirdim. O kadar güzeldi ki hayat dolu neşeli onun yanında olup da yüzünüzü asamazdınız.

"Eğlenmenize çok sevindim canım."

"Keşke sende gelseydin."

"Benim görüş vaktim geçmişti iznim yoktu yani."

Önce gülümseyen yüzü ciddileşti ardından kaşları yavaşça çatılıp dikleşti.

"Şimal sen iyi misin bir şey mi oldu canım?"

"Ben biraz üşüdüm uykum geldi sanırım iyi geceler."

Sözlerim ile ayaklandı.

GARDİYAN Where stories live. Discover now