................

100 17 8
                                    

16 Nisan 2014. Saat sabah 9 civarı. Güney Kore'de Incheon Kenti'nden Jeju Adası'na doğru seyahat eden ve içinde çoğunluğu Lise öğrencisi ve Öğretmenlerden oluşan 476 kişi taşıyan Sewol Feribotu bir anda devrilerek batmaya başlıyor. İlk olarak bir yolcu 911'i arıyor ve geminin yan yattığını, batmaya başladıklarını söylüyor. Yaşanan durumun getirdiği panikle bir açıklama bekleyen yolculara "Yerinizde kalın, bekleyin" deniyor. 09:17 gibi kurtarma ekipleri ile iletişime geçen mürettebat ne yapacaklarını bilmediklerini ve suya atlayıp atlamamak konusunda kararsız kaldıklarını söylüyorlar. Daha sonra kurtarma ekipleri başkan ofisiyle görüşme yapıyor. Saat o sırada 09:23. 10 dakika sonra yalnızca 1 kurtarma botu gönderiliyor ve suya atlayan birinin olup olmadığı soruluyor. Görmediklerini söylüyorlar. O esnada herkese yine "Yerinizde kalın, kıpırdamayın."uyarısı veriliyor. Saat 09:47 olduğunda geminin kaptanı ilk kurtarılan kişi oluyor ve arkasında tüm yolcuları bırakıyor. Saatler 10:00' ı  gösterdiğinde Güney Kore Hükumeti ısrarla kurtarma çalışmalarını arttırmak yerine kazaya dair görüntülü bir kayıt istiyor. Her dakika yolcuların alehine işlerken, çaresiz kalan bir avuç kurtarma ekibi olaya yalnızca seyirci kalıyor. Saat 10:18 olduğunda gemi neredeyse tamamen batmak üzere ve orada hala yalnızca 1 kurtarma ekibi bulunuyor. Balıkçı tekneleri  yardıma geliyor ve el birliğiyle ellerinden geldiğince yolcuyu kurtarmaya çalışıyorlar. Saat 10:30 oluyor ve hala telefon görüşmeleri sürüyor. Hava birimi ile iletişime geçen kurtarma ekipleri artık geminin çok az bir kısmının su yüzeyinde kaldığını ve hava araçları ile kurtarma ihtimali kalmadığını söylüyorlar. En acı kısmı ise herkesin kurtarıldığına dair yalan söylemeleri oluyor. 

Tüm bunlar olurken başkan Park Geun Hye tüm gününü yatak odasında geçiriyor ve ancak gün sonunda olay yerine geliyor. ertesi gün sivil dalgıçlar geriye kalan 291 kişiyi aramak için olay yerine geliyor. Eğer geminin içinde hava kaldıysa hala bir şansları olduğunu düşünmelerine rağmen dalgıçlardan biri dalmanın intihar olduğunu söylemesine rağmen dalmak zorundayız başkan izliyor diyerek durumun ne kadar vahim olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Dalış yapılıyor. 3 dakika sonra su yüzüne çıktıklarında hava hortumunu başarılı bir şekilde yerleştirdiklerini söylüyorlar. Bu da en büyük yalanlardan biri. Hortumu geminin içine değil, su altında herhangi bir yere yerleştiriyorlar aslında. Çünkü başkan izliyor. Başarılı bir operasyon geçirdiklerini söylemek zorundalar.

Havanın verilmesiyle geminin kalan kısmı da batmaya başlıyor. Devam eden 3 ay boyunca sivil dalgıçlar cansız bedenleri ve eşyaları bulabilmek için dalış yapıyorlar. Devlet dalgıç bile tayin edemediği için tüm bu işleri siviller yapmak zorundalar. Olayın üzerinden belli bir süre geçtikten sonra hava hortumu ile ilgili gerçek ortaya çıkıyor ve sorumluları yargı önüne çıkıyor. Yargı sırasındaki umursamaz tavırları, olayla ilgili sorular sorulduğunda "hatırlamıyorum, bilmiyorum" demeleri içinizi yakıyor. Konuşma sırası dalgıçlardan birine geldiğinde ağlamaklı bir ses tonuyla " her şeyi dün gibi hatırlıyorum ve ömrümün sonuna kadar unutmayacağım" diyor. Başkan Park, alehine eylemler başladığından bir süre sonra bir çok suçtan yargılanıyor ve işine son veriliyor. Aynı şekilde gemi kaptanı ile birlikte 11 mürettebat cinayet suçundan hapis cezası alıyorlar. Tüm bu olayların ağırlığına dayanamayan dalgıçlardan biri ise ise aylar sonra intihar ediyor. 2017 yılında bulunamayan 9 kişinin bulunabilmesi için gemi karaya çıkarılıyor. Kaza sebebi ise "Olması gerekenden daha fazla yük taşıması" olarak geçiyor...

YokluğundaNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ