19. Bölüm Cehennemde Cennet

10.5K 329 80
                                    

Multimedia Derya ve Burcu. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum İYİ OKUMALAR!

                                                                                                                  Öpücükler ve bukleler..

''Asi seve seve götürür'' dedi Kuzey ''Dimi Asi?'' Yüzü gram bile oynamadan cevapladı Asi

''Burada sevgilim varken niye uğraşıyım ki?'' Ukala sesi çapkın gülümsemesiyle birleşince zaten yeterince etkili oluyordu. Ona doğru dönüp attığım tribi sürdürdüm. 

''Gerçekten sevgili olmadığımızın farkındasındır diye umuyorum?'' Yüzü düşer gibi olsada kendinden hiç taviz vermedi.

''Okulda öyleyiz ama?'' Sinir çocuk. Onun beni bu kadar etkilemesini hala aklım kavrayamıyor. 

''Seçim senin Burcu'' dedi Kuzey Asi'nin güveninden etkilenirmişçesine suratı düştü. ''Seç birimizi'' Niye ikisi sürekli beni ikilem arasında bırakıyorki, amaçları ne yani. Ben zaten terazi burcu biri olarak kararsızlıkta sınır tanımıyorum. Sürekli aralarında ki kavgaya beni dahil edip benim için savaşıyor gibi görünüyorlar, halbu ki kendi savaşlarında beni silah olarak kullanıyorlar. 

''Beni sürekli ikilem arasında bırakmaktan bıkmadını mı?'' dedim sinirle, ''Yeter artık sizin savaşmanız için silah olarak kullanılmaktan bıktım. Aranızda ki sorun herneyse yalnız başınasınız. Şimdi kalkarsanız çok sevinirim Derya gelir birazdan.'' İkisi de söylenerek kalktıkların da Derya sınıfa giriyordu. 

''Gıcıklar, ikisi de aptalın önde gideni..'' Söylenişimi duyan Derya yanıma otururken iç geçirdi.

''Söyle bakalım karahan kardeşler bu sefer ne yaptı?'' 

''Sürekli savaşları için beni silah olarak kullanıyorlar, herşeyde, heryerde. Oyuncak değilim ki ben. Hem niye ben bak orda Zeytin var sen varsın bir sürü kız var..'' 

''Çünkü sen onları reddeten ilk kızsın.'' Bumuydu yani tek sebep red etmemmiydi. Bu kadar basitmiydi onları etkilemek. Onlara kafa yorucağıma şu an olucağım tarih sınavına çalışmalıyım. Sözelim pek iyi olmasa da genede kısa tenefüs boyunca konuları tekrar ettim. Zil çaldıktan bir iki dakika sonra Şeyma hoca içeri girdi. Bu kadından gerçekten korkuyorum. Disiplinli olduğu kadar güzelde bir kadın. En arkada olduğum için duvara yaslanarak kollarını göğsünde birleştirdi ve beni dikkatlice izlemeye koyuldu. Zaten sınavlara girince gerilen bir insanım bu kadar dikkatli izlemek zorunda mı? Hiç bir şey söylemeden sınavımı doldurmaya devam ediyordum. Bi an Zeytinle göz göze geldik ve gözlerinde ki sinsiliği hemen süzdüm. Bir şey planlıyordu ama ne.. Sınavımın son sorusunu çözmeye başladığım zaman gözlerini kısarak Şeyma hoca sıramın altına yöneldi ve bir kaç kağıt çıkardı. Onlar neydi bilmiyorum ama bana ait olmadıkları kesin! 

''Kalk ayağa'' dedi sinirli sesi her halinden belli olurken ''Doğruca müdürün odasına!'' Ne olduğunu anlamadan müdürün odasında buldum kendimi. 

''Bu kağıtlar sana mı ait?'' Kağıtları bana doğru uzattığın da tarih sınavında tuttuğum notlar olduğunu gördüm.

''Evet hocam bana ait.'' dedim sakince çıkan sesimle ''Ama bunları oraya ben koymadım.''

Bir anda sesi yükselen müdürümüz Kemal hoca hiç susmucak gibi konuştu.

''Bizde bunu yedik, zaten senin gibi birinden ne beklenirki ailenin durumu belli, okulda karıştığın olaylar da kulağıma geliyor. En sonunda bu olucağı belliydi.'' Sözünü keserken oda benim sözümü kesti.

BELALI SERSERİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin