35 ASİ ÇOCUK

5.5K 235 181
                                    

''Artık gitmek istiyorum Asi, gerçekten yeterince rezil olmadım mı?'' Gözlerini güldüğünde istemeden kısıyordu ve bu benim çok hoşuma gidiyordu, gene aynı şekilde güldüğünde gevşeyen yüz hatlarımı umursamadım.

''Seni bütün hayatın boyunca bu şekilde gezdirebilirim, küçük bela.''

''Sebep?'' Gerçekten yapabilirdi ve ben sebebini merak ediyordum. Elleri belime dokunduğun da arka fonda güzel, yavaş bir müzik baş göstermişti.

''Senin güzelliğini kimseler görmemeli, gene de başaramıyorum biliyor musun..'' Fısıltı tonuna yakın çıkan sesine karşılık sadece kollarımı omuzlarına koyarak ensesinde ellerimi birleştirdim. Hafif hafif dans ediyorduk.

''Ne kadar kapatırsam kapatayım görünüşünü, o gözlerinde ki ışıltıyı bir türlü kaybedemiyorum.'' Yutkundum. Utanmıştım..

''Ve birde bu utanışın, yüzünün hemen kızarması, buna rağmen cesaretli o davranışların..'' Oda yutkundu tam gözlerimin içerisine bakarken.

''Ne olursa olsun, seni sen yapan daha doğrusu seni çekici kılan şey senin davranışların küçük bela, bunu unutma...'' Yaramazca gülümsedi, dudağının kenarıyla.

''Tabi ille de benim için güzel görünmek istiyorsan hemen bir elbise ayarlayayım.'' Omzuna vurup bende güldüm.

''Seni sevmeme izin vermiyorsun Asi, ama beni sevdiğini hissediyorum. Neden seni sevmeme izin vermiyorsun?''

Sıkılır gibi bir nefes aldı, ellerini belimden çekerek. 

''Hadi gidelim.'' Tam arkasını dönmek üzereyken, koluna yapıştım.

''Bana cevap ver.'' dedim hırsla, gene öfkeleniyordum.

''Neden seni sevmeme izin vermiyorsun?'' 

''Çünkü sevilecek biri değilim'' dedi, kolunu hırsla çekip. Etrafımızda ki bir kaç insanın gözleri üzerimize yerleşmişti hemen. Bu sefer o bileğimi tutarak beni dans edilen o salondan çıkarmaya çabaladı. Hızla yürüyor, adımlarına  yetişmeme izin bile vermiyordu.

Biraz daha zorlarsa ayaklarım birbirine dolanacak, düşecektim.

Sonunda bahçeye çıktığımız da serin hava açıkta kalan her noktamı yalayarak geçti. Nefesleri sesli hale gelmişti, aklına yüklenen anıların etkisinden çıkmaya çalışıyordu.

''Beni kimse sevmedi.'' diye bağırdı öfkeyle.

''Sevilecek biri değildim, ve kimse beni sevmedi Burcu anlıyor musun?''

Ona doğru biraz yaklaştım, arkasında havuz olduğunu için çok geriye gidemedi.

''Beni de sevmedi. Beni de kimse sevmedi..'' Omuzlarımda olan keskin cırt cırtları çekip kopardım.

''Sen ve ağabeyin hayatıma girene kadar beni de kimse sevmedi Asi, siz benim sevilebileceğimi kanıtladınız.'' 

''Aptalsın, Gece'nin yaptığını yapıp beni değil Kuzey'i sevmeliydin..''

''İkinizi de seviyorum tamam mı? İkinize de değer veriyorum...'' Başımı yukarı kaldırarak çıkmaya yüz tutmuş yıldızlara göz attım.

''Ama sadece, sadece senin yanındayken kalbim böyle atıyor.'' Elini tutup kalbimin üzerine koydum.

''Sadece senin yanındayken aptalmış gibi hissediyorum..'' 

Gözlerinin içine dik dik baktım.

''Bak!'' dedim, işaret parmağımla gözümü işaret ederken, neredeyse parmağımı gözüme sokuyordum ama şimdi sırası değil.

''Bak gözlerimde ki o parıltı sadece senin yanındayken var.'' 

''Sadece senden nefret ediyorum ben Asi'' Omuzlarımı düşürdüm, ve parmağım gözüme girmiş olacak ki gözüm sulanmaya başlamıştı.

''Bana nefret ederken sevmeyi bir tek sen öğrettin.'' Sonrasında gene hissettiğim o duygu, onun dudakları. Onun dudakları beni gene esiri etmişti, dudaklarında ki o tat uyuşturucu gibiydi. O tat beni kendi bağımlısı yaparken, yavaş yavaş öldürüyordu.

Ama sorun yoktu, olsun. Ölebilirdim, hatta bu en güzel ölümüm bile olabilirdi.

Elleri bel boşluğumdan aşağı inerken onu göğüslerinden geri ittim. Ne kadar duygusal anlar yaşamış olsakta hala bu elbisenin içerisindeydim.

Asi havuza düşmüştü ve ben gülüyordum. Komikti.

''Islakken daha seksisin Asi Karahan.'' Suda olduğunu bir kaç saniye sonra idrak ettiğinde.

''Hiç ders almıyorsun değil mi? Seni küçük aptal bela.'' Sinirlenmişti ama umursamıyordum, hoşuma bile gidiyordu.

''Evde görüşürüz, kurulanmayı unutma.'' Arkamı dönerek park yerine ilerledim, bir an önce eve gidip uyumak istiyordum yoksa görmezden geldiğim bu duygular beni boğacaktı.

***

''Burcu!'' Gözlerimi açmak için zorluyordum, ama çok zordu. Saat kaçtı ki, dün gece odama geldiğim de Asi bir adilik yapmasın diye odamın kapısını kilitlemiştim, bu sebeple odamın kapısını zorlayan arkadaşıma içimden sayısız küfür ediyordum.

Zorlaya zorlaya ayağa kalktığım da kapının kilidini açıp içeri girmesine izin verdim.

''Bittik, bittik.'' Diye sayıklayarak elinde bir kaç gazete tutuyordu.

''Ne oldu kızım, Asi bir yere mi pisledi o gazeteler ne?'' Kapının oradan sahte bir gülme sesiyle içeri Asi girdi, ardından da Kuzey.

''Komik kız seni.'' Elindeki gazeteyi bana uzattığın da magazin sayfasında Asiyle benim öpüşme fotoğrafımız vardı.

''Anlamıyorum, yiyişmelerinizi biz her gün çekiyoruz da, bütün dünyaya göstermek zorunda mıydınız?'' diyen alaylı Kuzeye gözlerimi devirdim.

''Bunu kim çekmiş?'' 

''Gece olduğundan şüpheleniyoruz, magazin dalında çalışan çok arkadaşı var bu haberi 5. sayfaya çıkarmak kolay bir şey değil.'' 

''Dergilerde de baya ön sayfalardasınız.''

''Babanız!'' dedim, Asi ile Kuzeye bakarken.

Asi tedirgin şekilde bir adım attı bana.

''Sorun şu an bizim babamız değil.''

''O zaman ne?'' diye aptalca sordum.

''Sorun senin baban.'' Dedi, Kuzey.

''Sabah evi aramış, seni almaya geliyormuş.'' Gözlerim şok içerisinde açılırken, tekrar o eve dönme düşüncesi kalbime büyük bir kamçı gibi oturdu.

''Anlamadım?''

''Çok sinirliydi Burcu, sakinleştiremedik bile.'' Alt kapının hırsla çalınmasıyla yerimde sektim.

Babam mı gelmişti? Beni almaya?

Ben bitmiştim.





Kısa olduğunu biliyorum ama bu daha başlangıç...

Bukleler ve öpücükler.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 14, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BELALI SERSERİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin