2.0

1.4K 127 52
                                    

"Bekle dur, şimdi... Kırık mı emin olmamız lazım,"

"Morluk ve ödem olursa kırık oluyor diye biliyorum ben,"

"Bekle dur ben halledeceğim şimdi,"

Rüzgar'ı güç bela koltuğa taşımış ve uzanmasını sağlayarak ayağının altına yastığı koymuştum. Ayağındaki çorabı çıkarttıktan sonra hafif şişmiş ayağına baktım endişeyle.

"Ödem var ama morluk yok. Yüksek ihtimal ile incittin ya da dokun zedelendi," dedim ve dirseklerine dayanarak bana bakan Rüzgar'a baktım.

"Bok vardı beni de yanında sürükleyerek düştün. Al işte," dedim sinirle ve ayaklanarak odama doğru yürümeye başladım.

"Nereye?"

"Odama,"

"Niye?"

Onu duymazlıktan gelerek odama gittim ve makyaj masamın üstündeki bana verdiği kremi alarak, çıktım odadan. Yeniden oturma odasına girdiğimde telefonuyla yatarak ilgilenen ve beni görünce bırakan Rüzgar'a bir bakış attım ve kremi açarak sürmeye başladım.

Rüzgar yeniden dirseklerine dayanarak bana bakmaya başladığında, "Acıyor mu?" dedim sürmeye devam ederek.

"Eskisi kadar değil,"

"Morarmaya başlarsa hastaneye gideriz," dedim ve sürme işi bitince çekilerek ayağa kalktım.

"Özür dilerim. Seni kızdırdıysam,"

"Hayır, kızmadım. Sadece senin için endişelendiğimden dedim,"

"Senin bir yerin incindi mi peki? "

"Sayende incinmedi," dedim ve gülümsedim.

O da bana gülümsediğinde, banyoya gittim ve çabucak ellerimi yıkadım. Ellerimi yıkadıktan sonra cebimde çalmaya başlayan telefonumu çıkardım ve açtım.

"Babam ne durumda anne?"

"Ben iyiyim kızım," diyen babamın bitkin sesini duymam ile derin bir nefes aldım mutlulukla.

"Baba... Çok korktum,"

"Biliyorum kızım. Üzgünüm seni korkuttuğum için ama artık daha iyiyim. İki haftaya kalmaz çıkarım buradan,"

O görmese de gülümsedim ve dolan gözlerimden akan yaşları sildim, "İşte buna çok sevindim," dedim.

"Çıkar çıkmaz annen ile yanına gelecek ve doğum gününü hep birlikte kutlayacağız, "

"Doğum günü önemli değil. Siz bir an önce yanıma gelin yeter," dedim ve banyodan çıkarak oturma odasına adımladım.

"Tamam kızım. İdare edebilecek misin bir hafta?" dedi, endişesi sesine yansıyan babam.

"Ederim baba, hem yalnız da değilim. Bir arkadaşım var onun sayesinde edebiliyorum," dedim ve konuşmak için harekete geçen Rüzgar'a 'sus' işareti yaptım.

"Tamam kızım, kendine dikkat et. Seviyoruz seni," dedi ve bende onları sevdiğimi söyledikten sonra kapattı telefonu.

"Baban mıydı?" diyen, Rüzgar'ın yanına oturdum ve gülümseyerek kafa salladım.

"Evet, babamdı. İyiymiş ve iki haftaya kalmadan annemle dönecekler,"

"Yani bir hafta oradalar," dedi kaşlarını kaldırarak.

"Hıhım, öyle malesef. Ama dönünce ailecek doğum günümü kutlayacağız. Sende katılırsın, olmaz mı?" dediğimde şoka giren yüz ifadesi ile gülmeye başladım.

RÜZGARYA | Yarı Texting    •TAMAMLANDI•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin