1.3

1.9K 155 183
                                    

Sabah erkenden kalkarak makarna şenliği olduğu için hazırlanmaya başladım. Gerçi ne diye hazırlanıyorsam? Öğlene kadar amelelik yapacaktım.

Nihayet hazırlandığımda annem uyanmadan evden çıktım. Çünkü annem uyansaydı ve ben daha evden çıkamamış olsaydım o tostu zorla yedirir ardından da cezaya geç kalmama sebep olurdu. Allahtan ona cezamın olduğunu söylememiş sadece makarna şenliği olduğu için erken çıkmam gerektiğini söylemiştim.

Şansıma hiç beklemeden gelen otobüsüme binmiş ve okula saatimde gelebilmiştim. Artık daha iyi yürüyordum, çünkü Textrover'ın verdiği kremi sürekli sürüyor ve daha iyi hissetmeye başlıyordum.

Tek tük kişinin olduğu okul bahçesine giriş yaptığımda, bu tek tük kişilerin de görevliler olduğunu anlamam ile yüzümü astım. O kadar görevli vardı madem, bana neden gerek vardı ki?

Neyse ceza cezadır. Aslında biraz da bu ceza hoşuma gitmedi değildi. Niye mi? Çünkü altı dersim, amelelik yapacak da olsam kaynayacaktı. O altı dersin içinde matematik ve coğrafya varken bu ceza bana ödül gibi geliyordu. Bir yandan da bunun bir ödül olmadığını hatırlatan gerçeğin ise Enes ile bu cezada birlikte çalışacak olmamızdı.

Etrafa bakındığımda ileride Enes ve Rüzgar ile konuşan teknisyen Murat abiyi gördüm. Hızla yanlarına ilerlediğimde, beni çok çabuk farketmişlerdi. Başta da Enes.

"Günaydın," dedim, Murat abiye bakarak.

"Günaydın. Sende geldiğine göre yapacaklarınızı tekrarlayayım,"

Gülümseyerek devam etmesi için kafa salladım.

"Arya sen mutfakta makarnaları pişirmekle sorumlusun. Bunu yapabilirsin değil mi?" dedi, ellerini cebine atarak yemekhanenin anahtarını uzattı.

"Aşk olsun. Her günüm noodle yapmakla geçiyor," dedim ve kıkırdayarak aldım anahtarları.

"Enes, sen ses sisteminden sorumlusun," diyerek, onda da bir anahtar uzattı.

"Rüzgar, sende Arya ile iş birliği yapacaksın. Yani o makarnayı pişirmekle sorumlu, sende sosuyla birlikte öğrencilere köpük tabaklara paylaştırmakla,"

Murat abinin dediği ile kafamı Rüzgar'a doğru çevirdim. O da kafasını bana çevirince kısa bir anlığına bakıştıktan sonra Murat abiye döndük geri.

"Murat abi, makarnanın sosunu kim yapacak?" diyerek, aklımı kurcalayan soruyu sordum.

"Onu görevli Semra abla yaptı ama oğlu hasta olduğu için gitmek zorunda kaldı. Ocağın üstünde bıraktı. Eğer takıldığınız bir yer olursa beni çağırmanız yeterli," diyerek hepimizden onay aldıktan sonra, "Haydi kolay gelsin," dedi ve yanımızdan ayrıldı.

"Arya, ayağın nasıl?"

Rüzgar ile gitmek üzere adımlamaya başladığımda arkamdan bana seslenen Enes'i duymam ile ona omuzumun üstünden baktım.

"Bu seni hiç alakadar etmez," dedi Rüzgar, tam ağzımı açıp birşeyler söyleyecekken.

Rüzgara bakıp kaşlarımı çatarken, Enes'in gülüşü ile tekrar ona döndüm.

"Sana ne oluyor lan," diyerek bize doğru yürümeye başladı,Enes.

"Asıl sana ne oluyor, aldattıktan sonra mı kızı düşünür oldun?" diyerek, Enes'e doğru yürümeye başlayan Rügar'a baktım.

"Sana mı soracağım yar-"

"Kesin şunu artık!" diyerek, ikisinin arasına girdim ve ayırdım onları.

RÜZGARYA | Yarı Texting    •TAMAMLANDI•Where stories live. Discover now