♪2.5♪

2.7K 231 140
                                    

"Bana istediğini yapabilirsin ama ona dokunma!"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Bana istediğini yapabilirsin ama ona dokunma!"

Kara Kedi büyük bir hızla binaya zıplayıp bedeninin yarısı tablet, mikrofon gibi teknolojik aletler ile dolu olan Dedikoducu isimli akumalıyı takip etmeye başladı.

"Vay vay, şuna da bakın. Kara Kedi aşk prensesini kurtarıyor!"

Dedikoducu alayla bağırıp kahkaha attığında Kara Kedi biraz daha sakin kalabilmeyi diledi. Uğur Böceği neredeydi?! Hiçbir göreve gecikmeyen kız bu göreve mi gecikmişti?

Marinette ise tüm bunlar olurken hapsolduğu dijital kürenin içinden çıkabilmek için bir yol bulmaya çalışıyordu. Minik kırmızı kwamisi Tikki, oradan oraya onun yanında uçarak kaçabileceği bir ayrıntı arıyordu ama sanki tam bir mükemmelliyetçilik küresi içindeydiler. Tek bir hata dahi yoktu.

"Belki de dönüşmelisin Marinette." diyerek son çareyi ortaya koydu Tikki.

"Ama o zaman herkes kimliğimi öğrenir!" diye haykırarak anında bu fikre karşı olduğunu belirtti Marinette. Bir çözüm yolu olmalıydı ama ne?

"Başka bir çaremiz yok gibi görünüyor." dedi Tikki. O da bunu istemiyordu ama yapacak başka ne kalmıştı ki?

Marinette aklına gelen fikirle gülümsedi. "Bir keresinde bana maskeli veya maskesiz aynı kişi olduğumu söylemiştin Tikki."

Marinette telefonunu minik pembe çantasından çıkarırken Tikki kafası karışmış bir halde ona odaklanmıştı. Bunu söylediği zamanı hatırlıyordu ancak şimdi ile bağlantısını çözememişti.

Kara Kedi ise o an hâlâ Dedikoducu'yu takip etmekteydi. Saldırmak istiyordu ancak Marinette'yi bedenine sabit olan kürelerden birine koyduğunu biliyordu ve ona hiçbir şekilde zarar vermek istemiyordu.

"İlk haber! Ünlü süper kahraman Kara Kedi, fırıncı Marinette Dupain-Cheng'e aşık!"

Kara Kedi bir anda sopasını uzatarak Dedikoducu'nun kafasına vurduğunda Dedikoducu sarsıldı. Kürelerin kemer gibi beline sarılı olması büyük şanstı. Kara Kedi vakit kaybetmeden ona yaklaşarak etrafında dolandı. Marinette'yi görebilmeyi umuyordu. Ya da akumanın yerini bulabilmeyi.

"Seni aptal kedi!"

Dedikoducu, Kara Kedi'nin hiç beklemediği bir anda saldırarak onu karşı binaya uçurduğunda, Kara Kedi canının yandığını itiraf etmeliydi ama Prensesi şu an orada mâhkumken bunu düşünmeyi bile reddederek yeniden Dedikoducu'nun yanına zıpladı.

Koşarak onu gözlemlemeye devam ederken sopası titremeye başladı. Sopasını belinden aldığında kısa süreli bir şok geçirdi. Marinette arıyordu?

Yine de şu an bunu düşünmenin sırası değildi.

Hemen aramayı yanıtladı. "Kedi!"

"Prenses? Ama sen-"

"Buna vakit yok kedi." diyerek onun sözünü böldü Marinette.

"Ben kemerindeki kürelerden birindeyim ve sanırım diğer kürelerde de birileri var. Kemerin tokasını kediklizm ile parçalarsan eğer bence hepimiz serbest kalabiliriz."

Kara Kedi, Marinette bu kadar zeki olduğu için mutluydu.

"Sen iyi misin prenses?" dedi Kara Kedi saklanarak Dedikoducu'ya yaklaşırken. Olabildiğince alçak bir alanda kemerini yok etmeye çalışacaktı çünkü Marinette'ye göre onun dışında birileri kemerde olabilirdi.

"Evet ben iyiydim Kedi. Sadece çabuk ol lütfen."

Kara Kedi usulca kafasını salladı ve güven verircesine gülümseyip aramayı sonlandırdı. Artık her şey onun elindeydi.

Sessizce ilerleyerek Dedikoducu'nun birkaç kişiyi daha rehin almasını izledi. Her ne kadar buna izin vermek istemese de eğer herkesi kurtarmak istiyorsa buna mecburdu.

"Günün haberi, Gabriel Agreste-"

Dedikoducu haberleri etrafa yayarken stadyuma yaklaştığının farkında değildi ancak Kara Kedi bunun oldukça farkındaydı. Stadyumun çimen yumuşak sahası, kemerde hapsolmuş kişiler için ideal bir alandı. 

Kara Kedi zaman kaybetmeden çubuğunu kullanarak Dedikoducu'nun dikkatini üzerine çekti.

"Merhaba Dırdırcı, Mırr-kemmel Kara Kedi'yi yakalamak için bir fırsat bulamıyor musun yoksa?"

Dedikoducu Kara Kedi'ye saldırmak için harekete geçtiğinde Kara Kedi oradan oraya zıplayarak stadyumun içine girdi.  Dedikoducu da onu takip ediyordu.

Kara Kedi, "Şimdi tuzağıma düştün işte." diye mırıldanıp, "Kediklizm!" diye bağırdığında, Dedikoducu her şeyin farkına yeni varmıştı ama artık çok geçti.

Büyük toplu kemeri siyah tozlar halinde havaya karışırken, içinde olan kişiler de yere düşüyorlardı. Kara Kedi son anda zıplayarak Marinette'yi yakaladığında ona sıkıca sarıldı.

Hafifçe ondan ayrıldıktan sonra dudaklarına minik bir öpücük kondurdu.

"İyisin değil mi?"

Marinette kıkırdayarak kollarını Kediciğinin boynuna doladı. "Ben iyiyim kedi."

İkisi oldukça tatlı gözükürken arkadan bir öksürme sesi geldi. Marinette hemen kollarını geri çekerken, Kara Kedi onun bu telaşlı haline bakıp kıkırdıyordu.

Marinette hafifçe kaşlarını çatıp anında plan kurmaya başladı.

"Ben Gabriel Agreste ve diğerlerini alıp güvenli bir yere giderken sende Dedikoducu ile uğraşabilirsin. Ayrıca kemeri olmadığı için seni yakalayamaz da." dedi ve arkadaki insanlara bakarak devam etti. "O sırada Uğur Böceği'nin geleceğini de umuyorum."

Kara Kedi gülümseyerek onu onayladıktan sonra ellerini Marinette'den ayırarak Dedikoducu'ya doğru hamle yapmaya başladı. Marinette ise o anda içinde Gabriel Agreste'ninde olduğu grubu stadyumdan olabildiğince uzağa çekmeye çalışıyordu. Zaten korkudan kaçmak için yer arayan parisliler de hiç sorun yaratmadan oradan uzaklaşıyorlardı.

Marinette herkesin dağıldığından emin olduktan sonra bir sokak arasına girdi. Ama Gabriel Agreste'nin dikkatini çektiğinden haberi bile yoktu.

"Tikki, benekler!"












Neden bilmiyorum, yazarken çok zorlandım. Sürekli yazıp sildim ve ortaya en son bu çıktı:// açıkçası pek memnun değilim.

Bugün beni desteklediğiniz için teşekkür ederim bu arada💞



Sizi severem💙






Kediciğinprensesi🌸

Princesse Et Chaton 1Where stories live. Discover now