♪0.4♪

4.1K 333 107
                                    

Kara Kedi bir çatının üstünden daha atladı, sonra bir çatının daha ve bir çatının daha...

Neden aceleci davrandığını bilmiyordu ama Marinette'yi merak ediyordu. Kız son gördüğünde iyi değildi. Gerçekten kafasını işlerle bozmuştu ve Kara Kedi gidip bunu engelleyecekti. Kızın özüne dönmesi gerekiyordu.

Marinette ise o an bambaşka alemlerdeydi. Bir yandan kapağa yaptığı son rütuşların verdiği mutluluk, bir yandan sabahtan beri çalışmasının verdiği yorgunluk tek bir yerdeydi ve genç kız patlayacak bir bomba gibiydi.

Tikki yanı başında sessizce onun ne yaptığını izliyordu. Genç kız saatlerdir Jagged Stone'un en sevdiği şarkısını dinleyerek tüm bu kumaş, boya ve tasarımlar ile uğraşıyordu ve onun bile başı dönmüştü.

Şarkı yüksek sesle devam ederken saniyeler sonra sona geldi ve başa sararak tekrar başladı. Dikiş makinesi çalışırken ve şarkı olabilecek en yüksek sesle çalarken Tikki bir tıkırtı duydu ve hızlıca uçarak kitapların arasına saklandı. Saniyeler sonra Kara Kedi terastan Marinette'nin yatağına inmişti ve hafifçe şarkıyı mırıldanarak Marinette'nin yanına varmıştı.

"Bu şarkıyı bende-" severim, diyemeden Marinette'nin bir ok misali kalkan eli ile sustu ve onun işini bitirmesini bekledi.

Marinette gerçekten odaklanmış görünüyordu. Dilinin ucu dışarı çıkmıştı, gözleri bir santim bile kumaştan ayrılmıyordu. Arada bir sandalyesini bilgisayarına kaydırıyor kapak tasarımına bir şeyler ekliyor ve hemen ardından dikiş makinesinin başına geri dönüyordu.

İşi uzun sürünce Kara Kedi odayı süzmeye başladı. Her yer pembenin binbir tonundaydı ama bu kötü bir görüntüden çok tatlı bir görüntü oluşturmuştu. Çoğu şey dağınık bir şekilde odanın bir köşesine atılmıştı ama bu kesinlikle itici değildi. Sanki bu odadaki her şey bir yapboz parçasıydı ve biri olmadan diğerleri işe yaramazdı. Bu yapbozu bozan tek şey onun odadaki duvarlara iliştirilmiş fotoğraflarıydı ve o, bunu biliyordu.

"Bitti!"

Dalmış olan Kara Kedi yanından gelen yüksek volümlü ses ile irkildi. Genç kıza döndüğünde yerde dizlerinin üstüne çöktüğünü gördü. Çok mutlu görünüyordu. Kedi onun bu haline güldü.

"Bitti, sonunda bitti! Yaşasın uyuyacağım geceler, yaşasın gideceğim filmler!"

Genç kız mutluluktan ağlayacak gibi hissediyordu.

Odadaki Kara Kedi'yi hatırladığında hızlıca toparlandı ve "Selam kedicik." diyerek Kedi'ye selam verdi. Keyfi oldukça yerindeydi.

Bunu fark eden Kara Kedi. "Merhaba purrenses. Anladığım kadarıyla büyük bir işin üstesinden geldiniz?" dediğinde Marinette ellerini hızla iki yana salladı.

"Sakın, sakın bana onlardan bahsetme!" diye çığırarak çalışma masasını işaret etti. Sonra daha az bağırarak, "Onun yerine video oyununa ne dersin?" deyip iki oyun kumandası çıkardı.

Kara Kedi sırıtarak kumandayı alırken, "Kaybedersen ağlamak yok prenses." dediğinde Marinette de aynı sırıtıştan yaptı. "Kimin ağladığını görürüz kedicik."

İkisi de daha iyi bir oyun için aşağıdaki televizyonu kullanmayı tercih ederek oturma odasına indiler. Marinette'nin ailesi iki gün için şehir dışındalardı bu yüzden herhangi bir problem yoktu.

Kara Kedi oyuncuları ayarlarken Marinette ikisine portakal suyu koyarak geldi ve koltuğa, Kara Kedi'nin yanına oturdu.

Oyuna başlamadan önce Kara Kedi, "İyi olan kazansın." dedi.

Marinette ona bakmadan, rekabetçi tavrı ile "Kazanacağım." dediğinde Kara Kedi şaşkınca ona baktı. Onu bu denli iddialı ilk kez görüyordu. O da önüne döndü ve hırslı tutumu ile oturuşunu dikleştirdi.


















O ye ye

Ben geldim ye ye

Nasılsınız he he

Yerim sizi ham hum

Sizi severeeeeeeemmm💙












Kediciğinprensesi🌸

Princesse Et Chaton 1Where stories live. Discover now