BÖLÜM 14 "EV"

132K 9.7K 4.6K
                                    

Merhaba, uzun bir bölüm oldu, saatlerdir yazıyorum ve şu an saat 04.09 :/ Bu nedenle sabırsızlıkla oy ve yorumlarınızı bekliyor olacağım <3

Twitter: lalmaglup

Instagram: hikayelerindeyasar 

14.BÖLÜM "EV"

Gözyaşları içerisinde yurt müdiresine baktım. "Bakın beni anlamıyorsunuz, benim kalacak başka bir yerim yok, babam Aydın'da yaşıyor, bir işte çalışmıyor, buradan aldığım bursla zar zor ona destek olmaya çalışıyorum, üstüne üstlük kendi ihtiyaçlarımı da bu bursla karşılıyorum. O yüzden o parayla kiralık bir eve çıkamam, birine ev arkadaşı olamam, çünkü zar zor geçiniyorum. Evet, bakın bir hata yaptım ama lütfen bunun yaptırımı bu şekilde olmamalı. Ya da şu an kalmaya devam etsem yazın bir işte çalışıp yurt parasını ödesem olmaz mı? Lütfen rica ediyorum."

Yurt müdiresi suratını asarken bana baktı. "Üzgünüm, benim yapabileceğim bir şey yok, çoktan disiplin kuruluna görüntüleri sevk ettik bile."

Gözyaşlarım akarken güçsüz görünmemek için hızla sildim onları. "Peki ben nerede kalacağım? Üstelik sınav haftam! Birazdan sınava gideceğim."

Kadın yapacak bir şey yok der gibi ellerini kaldırırken, "Eşyalarını kalıcı bir yer bulana kadar memurun ofisine bırakabilirsin. Bunun dışında yapabileceğim bir şey yok, bir arkadaşına durumunu anlatıp rica edebilirsin belki."

Tabii, ya bir arkadaşımdan rica etmeyi nasıl düşünemedim ben? Sanki çok arkadaşım varmış gibi.

Karşımdaki kadının ne söylersem söyleyeyim beni anlamayacağının farkına varırken "Peki," dedim. "Yardımcı olduğunuz için teşekkürler(!)"

Müdürlükten çıkıp yeniden odama giderken gözlerim dolu doluydu. Asansörde tek olmadığım için arka kısma geçip yumruğumu ısırarak feryat figan ağlamamı bastırmaya çalışırken ne yapacağımı durup düşünmeye çalıştım. Okulun yanındaki sitede ev fiyatları inanılmaz pahalıydı, benim aldığım bursun dört katı kadar bir kiraları olduğu için orayı en başta eliyordum zaten. İkinci olarak okulun yanındaki otel vardı, kredi kartımın izin verdiği kadar orada kalmaya çalışsam bile üç günden daha fazla kalabileceğimi zannetmiyordum. Okulun uzağındaki hostellerin fiyatlarına bakmak için hızla telefonumdan araştırma yapmaya giriştim ama onlar bile öyle pahalanmıştı ki, bir iki gün idare etsem, üçüncü gün param kalmayacağı için yeni bir çare aramak zorunda kalırdım.

Okulum şehre çok uzaktı, deyim yerindeyse dağın başında, ormanın içinde, Allah'ın unuttuğu bir yerdeydi, başka bir bölgeden daha ucuz olduğu için ev tutmaya çalışsam yol benim için ciddi bir sıkıntı olacaktı. Hem zaten paramda yoktu ki, babama destek olmak zorunda olmasam belki bir şekilde idare ederdim ama ortada ciddi bir babam meselesi vardı.

Ağlayarak saati kontrol edip sınav saatine kadar yetişmek için valizlerimi kaldırırken bir kere daha Ali'ye küfrettim. Onu uyarmıştım, gelme demiştim, gitmesini rica etmiştim, sürüklemeye de çalışmıştım. Israrla gelmişti. Zaten neden güvenlik kamerası görüntülerine bakılma gereği duyulduğunu da anlamıyordum.

Çaresiz bir şekilde tüm eşyalarımı katlama gereği bile duyamadan iki valizimin içerisine sıkıştırdım.

Gözyaşları içerisinde babamı aramak aklıma gelen tek çaremdi.

"Baba?"

"Ne oldu kız, sen halimi hatırımı sormaya aramazsın."

Yutkunurken gözyaşlarımı sildim yeniden ama hemen arkalarından yenileri geliyordu, hıçkırığımı tutmaya çalıştım.

MAĞLUPWhere stories live. Discover now