BÖLÜM 41 "BİR 27 EKİM DAHA"

59.4K 4.4K 1.2K
                                    

Herkese merhabaaa! Sizi ve yorumlarınızı çok özledim! Lütfen satıriçi yorumlarda buluşalım, herbirini heyecanla okuyor olacağım <3 Oy vermeyi de lütfen unutmayın, keyifli okumalar diliyorum <3


BÖLÜM 41 "BİR 27 EKİM DAHA"

Ali'nin yeşil gözleri şaşkınlığı çekildikten sonra durgunlaştı. "Sen ne yaptığını sanıyorsun?" dedi öfkeyle. Öfkeli miydi, yoksa başka bir duyguyu mu saklamaya çalışıyordu anlayamadım.

"Yapmam gerekeni," dedim. "Seni ardımda bırakıp gitmeyeceğim, bu kez değil!"

"İyi bok yedin," dedi, arabayı çalıştırırken. "İyi bok yedin Ceylin! Ne sanıyorsun, o mutlu aşk romanlarının birinin içinde olduğumuzu mu? Polislerin "Ay bunlar birbirleri için her şeyi göze alıyorlar, bırakalım özgürce yaşasınlar," diyeceğini mi? Ne sanıyorsun?"

"Ali yeter artık!" dedim ben de öfkeyle. "Bir kere de beni anla, seni bırakıp dönüp devam edemiyorum, yapmaya çalıştım, oldu mu? Olmadı. Anla beni ya, yeter!"

"Kusura bakma karıcım," dedi Ali yumuşak bir sesle. "Seni anlamamakla büyük hata yapıyorum, çok haklısın canım. Ne var ki, on beş yıl yatar çıkarsın. Ömrünün yüzde biri nede olsa." Ali'nin sesi tekrar sertleşti. "Nasıl iyi anladım mı seni?"

Gözlerimi devirdim. "Seni bırakmayacağım," dedim yeniden.

"İyi bok yiyorsun," dedi Ali. "Şu an özgür bir insan olabilirdin, bu hayata hazır mısın, sürekli yakalanma korkusuyla yaşamaya hazır mısın?"

Kırgın gözlerle ona baktım.

"Ali biliyorum sana günlerdir korkularımı yansıtıyorum ama bak ben düşündüm ve seninle olmadıktan sonra o özgürlüğün benim için hiçbir şey ifade etmediğini anladım. Gitmek istemiyorum, beni düşünmeyi bırak artık, ben her şeyi göze alarak geldim buraya."

"Ben göze alamıyorum," dedi Ali. "Ben karımın sırf benimle geldi diye on beş sene hapis yatmasını göze alamıyorum."

Ellerimi kenetledim göğsümde. "Ben de, dönüp gittiğimde, sensiz bir hayatı göze alamıyorum."

Ali tek yorum yapmadı. Arabayı sürmeye başladı. Son sözü söyledikten sonra, tek yorum yapmadığı için "Nereye gidiyoruz?" diye sormaya yüreğim yemediği için ben de sustum. Bakışlarım yola takıldı ve Ali'ye bakmak yerine, ışıkları izlemeye odaklandım.

***

Uykumdan uyanmama sebep olan duyduğum ses oldu. Gözleri araladığımda, ne zaman uyuyakaldığımın dahi farkında değildim. Yola odaklanırken kendimden geçmiş olmalıydım.

"Çevirme var abi," dedi telefondan bir ses. "Önünüzdeki yoldan ilerlemek yerine, sağa sapın, ara sokaklardan devam edin."

Ali telefonla konuşuyordu. Bakışları yola çevrilmişti. Hoparlörden duyduğum ses Emir'e ait olmalıydı.

"Durumlar nasıl?" Dedi Ali, ben koltukta doğrulduğum için bakışları bana çevrilirken.

"Hiç iyi olmadığı, yerinizi ifşa etmen," dedi Emir. "Her yeri polis sarmış durumda, tüm trafik polislerinde eşgalleriniz var."

"Arabayı değiştirmek gerekecek," dedi Ali yeniden. "Siz neredesiniz?"

"Bursanın girişindeyiz, dinlenme tesisinin oralarda. Siz buraya geldiğinizde alacağız."

"Orada durum nasıl?"

"Buradada polisler var, siviller de var. Çok dikkatli olmalıyız, ara sokakta buluşuruz," dedi Emir. "Çiğdem, sen ve yengem için çeşitli kıyafetler ayarladı, yengeme peruk, aksesuar falan aldı."

MAĞLUPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin