BÖLÜM 45 "İKİZLER"

37.2K 3K 613
                                    

Merhaba, oy ve yorumlarınızı beklerim <3 Satır içi yorumlarda buluşalım lütfen <3

Burada yazdığım bir diğer hikâye Lal, kitap oldu. Onun süreçleri bitti ve artık özgürüm, sizlere bol bol yeni bölümler yayınlayacağım <3 Lütfen siz yorum yapın ve ben yeni bölüm için motive olayım <3

MAĞLUP

BÖLÜM 45 "İKİZLER"

Bana bu dağ aşılmaz deyin, aşayım. Bana bu yol çıkmaz deyin, çıkayım. Bana bitti deyin, yeniden başlayayım. Beni kurtların arasına atın, sürüyü yöneterek geri döneyim.

İsmim Ceylin Aksu. Herkes beni çekingen, masum, insanlarla konuşamayan biri olarak bilir. Hayatım boyunca görünmek bile istemedim, şeffaf bir katman sarsın beni, gözlerden uzakta olayım istedim. Ama hayatım boyunca ne yaptıysam tek başıma yaptım. Annem beni yanında Gürcistan'a götürdü, babamdan ayrılmıştı, âşık olduğu adam beni istemedi, daha küçücük bir çocuktum, kendi başıma geldim geri döndüm şehrime. Daha küçücük bir çocuktum, babamın annesi oldum. Küçücük bir odada sadece kendimi kurtarmak için çalıştım, en sonunda kurtardım kendimi. Türkiye'de derece yaptım, kalktım o küçük odadan, babamın tek kuruşu olmadan İstanbul'a geldim. Kendime bir hayat kurdum.

İnsanlar üstten bakıp hakir görebilirler ancak ben çok şey başardım. En olmaz denilen anları oldurdum, en yapılmaz denilen şeyleri yaptım. Sonra sevmek istedim, yaşamak istedim bu hayatı. Bir ailem oldu.

Şimdi bu aile için tüm aşılmaz dağları aşar, tüm çıkmaz sokaklardan çıkar, bitti denilen an yeniden başlardım.

Geceydi. Ali yatağımızda uyuyordu. Üstü çıplaktı, az önce örtmüştüm üzerini. Yorgan karnında bitiyordu. Uzamış sakalları ve uykuya dalmış yüzüyle, öyle masum görünüyordu ki, sürekli bu anda kalıp onu izleyebilirdim.

Bir ailem hayatım boyunca olmamıştı. Hiçbir zaman desteklerini hissetmemiştim. Hiçbir zaman babam veya annem saçlarımı öpüp bana iyi geceler diyerek beni uyutmamıştı. Ben hep çok yalnızdım ama yalnız olmanın yanı sıra güçsüzdüm.

Örneğin, çocukken ilkokula giderdim. İlkokulda sınıf arkadaşlarım babamı gördüklerinde ona taş atarlardı. Daha küçücük çocuklardan taş yerdi benim babam. Dönüp kızamazdı bile onlara.

Deli Fikri derdi herkes. Deli Fikri'nin kızı.

Bir kere hiç unutmuyorum, çocuktum daha, hemen dibimizde oturan karşı bir komşumuz vardı. Yaşlı ama pek kavgacı bir kadındı. Olur olmadık sebeplerden hep kavga çıkarırdı. Annem daha gitmeye karar vermemişti ama bardağı taşıran sebeplerden biri o gündü biliyorum. Kadın bir anda, onun balkonuna sigara izmariti attığımızdan dem vurup anneme bağırmaya başlamıştı. Halbuki bizim evde sigara izmaritini bırak sigara içen yoktu ki...

Annem dışarı çıkmıştı, kadınla konuşabilirim sanmıştı ama yaşlı komşumuz giderek vitesi arttırmıştı. Edilmedik hakaret bırakmamıştı, bunun üzerine annem kadına saldırmıştı. Bir iki itiş kakış araya giren insanlardan sonra ayrılıp eve gelmiştik. Annem sinirini benden çıkarmıştı bir de. Sonra akşam olmuştu... Babam evdeydi ama koltuğunda uzanmaktan başka bir şey yapmıyordu. Yaşlı kadının kocası ve oğlu evimizi basmıştı, babamı komalık edene kadar dövmelerinin yanı sıra, anneme de vurmuşlardı. Çok ağlamıştım, çok...

Annem de ağlamıştı o gün, babama hakaretler ede ede ağlamıştı. "Nedir senden çektiğim," diyerek dövünmüştü. "Bir erkek olamadın başımıza..."

Neydi erkek olmak yahu? Annem gidince fark etmiştim. İnsan plaza hayatından dönüp bakınca, bu eril dilden nefret ediyordu ama yaşayınca anlıyordu. Büyümüştüm. Lise yıllarında, saçlarımı uzatmaya bile çekinirdim. Kısacık keserdim hep onları. Mahallede dikkat çekmeyeyim diye. Babam çoğu zaman eve uğramazdı bile, ben tek yaşardım. Çocukça değil kadınca bir duyguydu çok korkardım.

MAĞLUPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin