2|Yeni Hayat

322 26 14
                                    

Bölüm 2|Yeni Hayat

-Jeonikook iyi okumalar diler...

-Jeonikook iyi okumalar diler

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


"Ah! Kook. Biraz daha sakin olur musun?!"

"Hayır. Sakin falan olamam. Asla!!"

Oda da bir ileri,bir geri dönüp duruyordum. Çok heyecanlıydım. Hemde fazla,çok fazla.

"Odanda konuşacaksınız değil mi?" Kafa salladım. Hyunglarımla tabi ki tanışacaktı ancak ilk önce ben tanışmak istiyordum.

Hem kalabalıktık ve korumasını istemiyordum. Belki geri gitmek isteyebilirdi -izin vermesem bile- haklıydı. Bunu isteyebilirdi. Neden daha önce gelmediğimi sorabilirdi ama bilmiyordum.

He Ran'nin ölüm haberini bile geçen hafta almıştım. Nerden bilebilirdim ki.

"Jungkook-sshhii."

Personele dönüp ne olduğunu sorar gibi baktım. "Geldi." Deyip gülümsemişti.

Ah! Tanrım sana geliyorum...

Heyecandan ellerim ve ayaklarım titremeye başlamıştı. Şuan çok heyecanlıydım. Ve ne yapacağımı bilmiyordum.

"Yeğenimizi ikna et! Kookie!!" Taehyung hyung'a gülümseyip odadan çıktım.

Ellerimin terlemesi,heyecanıma engel olamamam, kalbimin dört nala koşması  normal miydi?

Odamın kapısını açıp ses çıkarmadan içeri girdim. Biraz onu izlemek istiyordum.

Kapının pervazına yaslanıp arkası dönük olan kızımı izlemeye başladım. Arkadan çok tatlı gözüküyordu.

Mavi elbisesi ona tam olmuştu,elinde ki tavşan peluş oyuncağıysa en yakın arkadaşı olduğunun kanıtıydı.

Yavaşça yanına gittim. Adım seslerimden olsa gerek hemen arkasını dönmüştü. Ona gülümsedim.

Açıkçası ne yapmalıydım bilmiyordum.

Yere çömelip onunla boylarımızı eşitledim. Şuan bana çok masum bakıyordu ve ben ona sarılmak isteyen yanımı susturmakta zorlanıyordum.

"Sen benim gerçek babam mısın?" Kafa salladım.

Ah,Tanrım. Şuan ne yapmalıydım?

Derin bir nefes aldım. İllaki onunla konuşacaktım ve hemen bitsin istiyordum.

Elimi uzatıp "Jeon Jungkook." Dedim gülümseyerek. Şuan aşırı heyecanlıydım ve ne yaptığımı bilmiyordum.

Küçük bir çocukla böyle tanışılır mıydı? Hemde o küçük çocuk benim kızımsa.

Elimi tutup"Kim Cho Hee." Dedi. Ardından benim ona gülümsemem gibi o da bana gülümsedi.

İçim ısınmıştı. Çok tatlı gülümsüyordu.

"Eğer benim gerçek babam sensen,artık soyadım Jeon oluyor değil mi?"

Kafa salladım. Çok tatlıydı ve çok akıllıydı.

Küçük ellerinden tutup ellerimin içine aldım. Elimin içinde eli miniminacik kalıyordu,bu da gülümsememi sağlıyordu.

Bakışlarını gözlerimden çekip ellerine odakladı. Sonra tekrar gözlerime çıkartıp ne diyeceğimi beklemeye başladı.

Umarım beni anlayışla karşılardı. Onu kaybetmek istemiyordum. Daha yeni bulmuşken.

"Cho Hee... Biliyorum seni daha erken yanıma almam lazımdı ama baban haber vermedi. Gerçekten haberim olsaydı seni doğdun an yanıma alırdım kızım. İnan bana haberim yoktu. Ama şuan haberim var ve ben, Senin benimle yaşamamı istiyorum. Belki çok saçma bir istek ama bunu istiyorum."

Bir nefeste söylemiştim ve gözlerimin dolmasına engel olamıyordum. Şuan ağlayabilirdim bile. Kafamı kaldırıp onun gözlerine baktım.

"Beni baban olarak görebilir misin Cho Hee?"

Gözlerine bir umutla bakıyordum. Ama o cevap vermedi. Hemen cevap istemem çok büyük bir yanlıştı. Bir günden hayatını mahvetmiştik ve şimdi hemen düzelmesini istiyorduk.

Kafası çok karışmış olmalıydı.

"Sen şimdi işe mi gideceksin?" Sorusuna kafa salladım. İş denemese bile ses provasına katılacak sonra ise geri dönecektim. Tatil günlerine yaklaşıyorduk bu yüzden çok çalışmama gerek yoktu. Şuan yaptığımız şey normal tekrardı.

"Peki gece gelecek misin?"

"1-2 saat sonra gelicem. Yalnız kalmak istemiyorsan seni hyunglarımla tanıştırabilirim."

Kafasını iki yana salladı." Yorulacaksınız. En iyisi yarın tanışalım. Hem sizde dinlenmiş olursunuz."

Gülüp kafa salladım. Kesinlikle çok akıllı bir kızdı.

"Sana iyi işler o zaman."

"Yalnız kalmaktan korkmaz mısın?"

Kafasını iki yana sallayıp tavşanını daha sıkı tutu. Galiba artık gitmeliydim.

Ayağa kalkıp kapıya adımladım. İçimden bir ses öp onu derken diğeri saçmalama daha yeni tanıştınız zaman ver diyordu.

O senin kızın salak!

Sus be! Kıza zaman ver. Hem melek gibi kız seni zamanı gelince kabullenecektir.

Ikinci sesi onaylayıp odadan çıktım. Ona zaman  vermeliydim. Beni, bizi kabullenmesi için zaman vermeliydim.






Kitabın bölümleri hızlı hızlı gelecek çünkü asıl yerler daha güzel. Neyse öptüm güzellerim.


05.05.2020

12.43

-Jeonikook














SingularityWhere stories live. Discover now