Taehyung başını sallayıp Jungkooku ön koltuğa oturttu ve kemerini bağladı."Senin götünü toplamaktan bıkmadım dersek yalan olur."diye homurdandı ama gülüyordu.

Jungkookta gülerken başını koltuk başlığına yaslayıp gözlerini yumdu."Arkadaş olmak bunu gerektirir değil mi Taehyung-ah?"

Taehyung kendi koltuğuna geçtiğinde güldü."Öyle Jungkook, öyle."

Taehyung arabayı çalıştırıp yola sürerken Jungkook bir anda gözlerini açtı."Beni Rosieye götür."

"Saçmalama Jungkook, bugün onu görmesen daha iyi. Şu haline bak."dedi yandan Jungkooka bakıp."O illeti kullandığın zamanlarda onu görmesen daha iyi olur diye düşünüyorum."

Jungkook omuz silkti."Fazla kullanmadım. Arabada 1 küçük poşet kalmış sadece."

Taehyung gözlerini büyülttü."Fazla olsaydı hepsini kullanacak mıydın yani? Komaya mı girmek istiyorsun sen!?"

Jungkook omuz silkti. Şuan sadece deli gibi gülesi geliyordu."Rosie diyordum en son Taehyung."

Taehyung başını salladı."Gözlerin kıpkırmızı, altları ise mosmor. Nasıl bir açıklama yapacaksın?"

Jungkook omuz silkti."Uykusuzum?"

Taehyung göz devirerek arabayı Jungkookun evine sürdü."Üstünü değiştirip, duş almalısın. Üstün başın ne halde. Ayrıca nasıl bir kızsa 2 saniye içinde boynunu tırnaklamayı başarmış, bunun için gidip onu tebrik edeceğim."

Jungkook sesli bir küfür ederek elini boynuna götürdü. Tenindeki ufak kabarıklık elini götürdüğü gibi hafifçe yakmıştı. "Jennie nerede?"

"Gitti."diye kısa bir açıklama yaptı Taehyung. "Senden sonra ufak bir tartışma yaşadık."

Jungkook olayın ne olduğunu anlayabiliyordu elbette.

"Hyung."diye mırıldandı Jungkook. Taehyunga hiçbir zaman 'hyung' diye seslenmezdi ve şuan bu durum Taehyungu epey şaşırtmıştı.

"Dudaklarımı yerinden sökmek istemem normal mi?"

Gözleri yumuluyken konuşuyordu ve sesi bir küçük çocuğun kendisini suçlu hissettiği zamanlardaki gibi kısık çıkıyordu.

Taehyung şaşkınlıkla Jungkooka kısa bir bakış attı ve direksiyon hakimiyetini kaybetmeden tekrar yola döndü."Jungkook, sen iyi misin?"

Jungkook başını olumlu anlamda sallamıştı ama konuşurken titreyen ses tonu Taehyungu endişelendirmişti.

"Sadece kendimi bok gibi hissediyorum."

Taehyung derin bir nefes alarak sonunda ulaştıkları evin otoparkına girdi ve arabayı yanaştırdı.

"Hadi gel buraya."diyerek Jungkookun kolunun altına girerken yükü kendi üstüne aldı.

Jungkook halsizce arkadaşına yaslanırken kullandığı maddenin ona bıraktığı diğer etkiler yaşanmaya başlamıştı bile. İlk başta mutluluk verip unutturan 'Taehyungun deyimiyle o illet' şuan acı, yorgunluk ve pişmanlık veriyordu.

Zar zor eve girdiklerinde Taehyung Jungkooku banyoya soktu."Sana içecek bir şeyler hazırlayacağım tamam mı?"

Taehyung tam gitmek üzereyken Jungkook onun bileğini tuttu. "Şuan tek ihtiyacım olan ne biliyorsun hyung."

Believe in Lie ❧ RosékookWhere stories live. Discover now