"Onlar birbirleri için yaratılmışlar. Ama bunu anlamları uzun sürecek gibi."

495 39 55
                                    

...
Marinette ve Adrien bir tek hazırlanma koltuklarında kaldıklarında birbirlerine bakarak, aynı anda konuştular.

"Şey, yeniden eskisi gibi olabilir miyiz?"


Ve birbirlerine baktılar bir süre. Daha sonrasında gülmeye başladılar.


"Tamam, pekala sadece arkadaş mıyız?"


Ve Marinette, Adrien'ı onayladı.


"Pff! Evet evet, sadece arkadaş."



Ve birbirlerine gülümsediler, daha sonrasında birbirlerinin bileklerini gördüler ve hemen geriye çektiler.


Daha sonrasında birbirlerine şaşkınca baktılar.


"Biliyor musun!? Gitmem lazım! Alya beni bekliyor!"

"Biliyor musun!? Gitmem lazım! Nino beni bekliyor!"


"Dostum, bizim grupta Lila'nın olmaması çok iyi."



"Evet evet bencede."



"Kagami kimle grupta?"



"Umm.. Bilmiyorum, bu gün konuşmadık."



Ve Nino bıkkınlıkla, Adrien'e söylendi.



"Oh, zaten geliyor."



Alya; Kagami ve Luka'nın geldiğini görünce, Nino'nun yanına gitti.


"Merhaba Marinette, Adrien nerede biliyor musun?"


"Aa.. Ben mi!? Şey.. Sanırım buralarda bir yerlerdeydi. Bekle onu bulup, gelirim."


"Tikki? Adrien nerede olabilir?"


"Bilmiyorum, ama çok uzağa gitmiş olamaz."


Marinette buz pistinden çıktı ve pistin bahçesinde Adrien'ı gördü.


Marinette şaşırmıştı, Adrien çimenleri tutuyordu ve kolunda yeşil şeyler vardı. Onlar gitmeye başlamıştı.


Marinette tam olarak ne olduğunu anlayamadı ve onun yanına gitmeye karar verdi.


Marinette, taktığı eldivenden dolayı her ne kadar fark etmese de, onun da bileklerindeki ışıklı kırmızı çizgiler uzamaya / büyümeye başlamıştı.


Bunun aynısı Adrien'a da oluyordu ama yeşil hali.


Marinette, Adrien'nın yanına vardığında ona seslendi ve Adrien ona baktı.


İkisinin de o anda göz bebekleri ve bilekleri parlamıştı. Gözlerinde de o ışıktan üç saniyeliğine oluşmuştu.

Etraflarını parlak bir şeyler sarmaya başlarken, bir anda her şey durmuştu.

Kagami'nin onlara seslenmeyesiyle beraber ikiside az önce olanlar hakkında hiç bir şey hatırlamıyorlardı.

...
"Efendim, bunu açıklayabilir misiniz?"


Master-Fu güldü.



"Aslında bu çok basit Wayzz. Onlar birbirleri için yaratılmışlar. Ama bunu anlamları uzun sürecek gibi."



"Peki ya o ışıklar?"

"O ışıklar.. Onları hatırlıyorum.. O ışıkların aynısı Emilie ve Gabriel'da da çıkmıştı. Ama o bileklerindekiler, onlar bir şeyin habercisi olabilir. Ama bilemiyorum, bunu araştırmalıyız Wayzz."

i don't know | tamamlandıWhere stories live. Discover now