"One day everything will come to an end. And no one will tell the truth!"

1K 69 10
                                    

"Çok fazla uzun bir bölüm oldu. İnsan bir kere yazınca, devamını da yazası geliyor. Ve bu yüzden uzun bir şarkı ekledim. Şarkı önerilerinizi bekliyorum. İyi Okumalar! Ve lütfen votelarımızı unutmayalım!"

(PREVIOUS PART)
Adrien, Kagami'ye baktı. "Benim gizli yerimi çaldılar!" dedi ve ağlamaya başladı. Adrien, "Ama, orası onların yeriydi." Kagami, "Sence onlar mı haklı!?" dedi ve gitti. Nino, "Demek ki; Bu Kagami olmadı. Önümüzdeki Kagamilere bakacağız." dedi ve güldü. "Anladım, Marinette. Sen çok iyi birisisin. En iyi arkadaşlarımdan birisisin. Her şey için çok teşekkür ederim." Marinette, "R- Rica ederim. Arkadaşlar niçindir değil mi?" Adrien gülümsedi ve Marinette gülümsedi. Ve Adrien, görüşürüz anlamında el salladı. Ve Adrien sınıftan çıktı. Marinette, sınıftan çıkarken, "Ha ha.. Arkadaşlar niçindir değil mi? Arkadaşlar..."

***
Eve doğru yürümeye başladım. Bu gün bir akumayı daha tahammül edemezdim. Eve gidip, bir an önce dinlenmek istiyorum. Tikki, pastaneye vardığımda çantamdan çıktı ve bana, "Kagami ile aranı düzeltmene sevindim. Ama, yinede çok iyi davranma bence. Yani, biraz Chloe'ye benziyor. Sağı solu belli olmaz kısacası." Tikki'yi dinlerken aklımdan Adrien'ın dediği şeyler geçiyordu. Merdivenlerden odama doğru çıkarken, yanlışlıkla sakarlığım beni buldu. Tabi, merdivenlerden düşmedim ama, bileğimi burktum. "Marinette! İyi misin!" dedi Tikki. Bende onu fazla meraka sokmamak için, "İyiyim. Sadece bileğim biraz acıdı. O kadar. Başka bir şey yok." Sonrasında, odama çıktım. Annemler, bir haftalığına Çin'e gitmişlerdi. Bir teklif için. Bende bu gün Alya'yı çağırmıştım. Neredeyse unutuyordum. Bir de Manon'a bakıcılık yapacağım. Anlaşılan, hem zor hemde eğlenceli bir akşam beni bekliyor. Bir de akuma olmasa, tam iyi olacak. Alya arıyor.

"Alo, Alya?" "Marinette, istersen ben Manon'u alıp, öyle geliyim

Oops! Ang larawang ito ay hindi sumusunod sa aming mga alituntunin sa nilalaman. Upang magpatuloy sa pag-publish, subukan itong alisin o mag-upload ng bago.

"Alo, Alya?" "Marinette, istersen ben Manon'u alıp, öyle geliyim." "Aa.. Bana uygun." "Tamam, kapıyı aç." "Kapı?" *Phone call ended* Merdivenlerden aşağı kapıyı açmaya gittim. (Yarım Dakika Sonra.)  "A-A-" Alya sözümü keserek, "Merhaba Marinette! Bu gün hep birlikte Manon'a bakacağız! İçeri girebilirsin Manon. Şimdi, sana Marinette o tatlı pastadan yapacak." Şaşırarak etrafıma bakıyordum. Sonrasında, "Pasta?" Manon direk bana sarıldı. "Evet, hemde çikolatalı!" dedi. Ben hiç bir şey anlamadan, "Aa.. P-Peki.. Ama nasıl yetişecek ki? Yapmam çok uzun sürer. Nasıl bitireceğim tek başıma?" Adrien, "Aa.. Ben yardım edebilirim.

Pasta yapmayı hep istemişimdir." İşte tam o anda donup kaldım. Bu kadar şansızlık olabilir mi? Aslında bu bir şanssızlık mı onu çözemedim. Nino ile Alya çoktan koltuğa oturmuşlardı. Ve küçük tatlı tartışmaları başlamıştı. Alya, "Hayır, film izleyeceğiz!" Nino, "Hayır, Video oyunu oynayacağız!"

Adrien, ve Marinette aynı anda "İkisinide yapsak?" dediler ve birbirlerine bakıp, ikisininde yüzleri kızardı. Alya, Marinette 'ye gözlerini kısarak, "Hımm.. Mantıklı!" dedi. Nino, "E, siz o zaman pastayı yapın. Bizde o sırada, Manon'la ilgilenelim." Adrien çoktan önlüğünü giymişti. Ve, "Ben hazırım." Bende önlüğümü giyip, gereken malzemeleri çıkardım. Ve, "Hadi, başlayalım o zaman." Adrien'dan yumurtaları kırmasını istedim. Tamam.. O bunun ilk denemesiydi galiba.

i don't know | tamamlandıTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon