8. Bölüm : Ruh Eşi

927 140 68
                                    

500 okunmaya ulaşmışız :)

Teşekkür ederim hepinize 🖤 Çok bekletmeden bölüme geçelim. Notlarımı zaten bölüm sonuna ekleyeceğim.

🕊️💫🕊️

Onu mutlu edebilmeyi sevmişti. Gülümsetebilmeyi. Kendisini değerli hissettirebilmeyi. Yalnız olmadığına inandırmayı. Daha doğrusu onunla ilgili her şeyi sevmişti. Yine de kendisini fazla kaptırmak istemedi. Sonuçta... Ne olacağı belli değildi. Xiao Zhan burada sadece bir gece kalmıştı sonuçta. İç çekti. Kaç gece kalacağı umurunda değildi. Yani... Yüzlerce gece kalabilirdi ama birkaç günlüğüne değil. Sonsuza kadar kalabilirdi, daha azı değil.

Olduğu yerde dönerek yüzünü aynadan çevirdi. Ona birkaç kıyafet vermek istiyordu ama kanatları nereden geçecekti? Onun yaptığı gibi sırtını kesip ipliklerle mi bağlaması gerekiyordu? Dışarı çıkıp dikiş malzemeleri almalıydı. Daha önce hiç bir şeyler dikmemişti ama deneyebilirdi.

Xiao Zhan'ın sümbül kokusu bütün eve bulaşmıştı, ya da o bu kokuyu uzaktan algılayabiliyordu. Bu hoşuna gitmişti. Ah, neler düşünüyordu? Bir anda sevgi yumağına dönüşmüştü! Başını iki yana salladı. Bundan memnundu aslında. En azından onunla aynı kaderi paylaşan birisi vardı. Onunla aynı evi paylaşan...

Aniden evin içinden bir çatırtı sesi yükseldi. Wang Yibo irkilerek arkasını döndü.

Kulağına ulaşan ve huzursuzluğu çağıran gürültüyle sesin geldiği yere koştu. Ne olmuştu? Bir şeylerin kırılma sesini ayırt edebilmişti. Kalbi ağzında atarken olabilecek bütün kötü şeyler zihnine doluştu. Korkuyla mutfağa girdiğinde Xiao Zhan'ı yerde diz çökerken bulmuştu. Hemen önünde parçalara ayrılmış bir bardak vardı.

" Ne oldu?! Xiao Zhan?" Wang Yibo hemen onun yanında diz çökmüştü.

" Aaah, özür dilerim!" Genç adamın yüzünde sıkıntılı bir ifade vardı. Bir heykel gibi kusursuz olan yüzü az önceki kusurundan dolayı kızarmıştı. Dudakları hafif aralıklı duruyordu.
" Bazen kanatlarımı kontrol edemediğimi söylemiştim. Bir tanesi masadaki sürahiye çarptı. Onu yere düşürdüm." Başını öne eğerken panikten titreyen parmaklarıyla cam kırıklarını avucuna toplamaya çalıştı. Bu kadar sakar olduğu için kendine kızıyordu. Daha dün onun evine gelmesine rağmen şimdiden sorun çıkarmaya başlamıştı bile! Nefesleri daralır gibi oldu.

Wang Yibo onun titreyen ellerini görünce dayanamadı. Bileklerinden nazikçe kavrayıp bakışlarını yakalayabilmek için yüzünü ona doğru eğdi. " Bu kadar panik yapmana gerek yok. Bir bardak yüzünden seni azarlayacak değilim."

Xiao Zhan mantığını bir girdap gibi içine çeken mide bulantısıyla baş etmeye çalıştı. Buna benzer bir anısı vardı. Ama o zaman karşısında nazik Wang Yibo değil, deneyin yöneticisi Shao Guiren vardı. Gözleri önünden gitmiyordu. Aklından çıkaramıyordu! Hiçbir suçu yoktu. Yoktu işte! Sırtında duran iki yabancı şeyi mükemmel bir şekilde kontrol etme yeteneğine sahip değildi! Neden bunu anlamamışlardı? Neden bunun için onu dövmüşlerdi?

" Xiao Zhan?" Wang Yibo donup kalmış, gözyaşları içinde boşluğa bakan adamı izliyordu. Kanatları kapanmıştı, ellerini yumruk yapıyordu. Avucunda cam parçaları olduğunu görmüyor muydu? Transa girmişti! Bileklerinde duran ellerini omuzlarına yükseltti. " Xiao Zhan!"

" Lanet olsun Xiao Zhan! Ne yaptığına bir bak! Bu makineler için ne servet harcadık biliyor musun?" Yüzünde hissettiği acı. Sırtında hissettiği acı. Birbirine halatla sımsıkı bağlanan kanatları. Shao Guiren'in öfke dolu yüzü.

Genç adam irkilerek kanatlarını kendi önüne kapattı ve Wang Yibo'yla aralarına mesafe koydu. Dizlerini kendine doğru çekti. Kanayan ellerini açıp saçlarına yerleştirdi. Hayır! Ona zarar verilmesini istemiyordu. Kanatlarının bir daha bağlanmasını istemiyordu!

Wang Yibo o an ona asla sesini yükseltmemesi gerektiğini anlamıştı. Belli ki buna benzer kötü bir anısı vardı. Kırılan bardak Xiao Zhan'a onu hatırlatmıştı. Ona zarar vereceğini sanıyordu herhalde. Kalbi acımaya, sıkışmaya ve sızlamaya başladı. Ellerini ona doğru uzattı. Yavaşça kanatlarının üzerini okşayarak saçlarını çekiştiren parmaklarına dokundu. Onları tutup saçlarından kurtarırken nazik olmaya çalışıyordu. Şimdi öfkelenmesinin sırası değildi. Şimdi ona yardım etmeliydi!

" Xiao Zhan." diye fısıldadı titreyen adama doğru. " Kimse sana zarar vermeyecek. Söz veriyorum. Kimse sana zarar veremeyecek çünkü önünde ben duracağım."

Sonunda onun yüzünü görebilmişti. Güzel gözleri kızarmış, rengi solmuştu. Travma geçirmesine rağmen hala zarif duruyordu. Hala asildi. Hala tapılasıydı. Ama gözlerinde bir ifade vardı, öyle bir ifadeydi ki Wang Yibo'yu esir aldı, acıyı ve sıcağı hissetti. Ona güven veren bir ifadeyle bakmaya devam etti, Xiao Zhan'ın yüzü ona çok yakındı.

" Beni anladın değil mi? Artık yalnız değilsin. Sana yemin ederim ki değilsin."

Ne olduğunu anlamadı. Aralarına mesafe koyan kanatları yavaşça açıldı. Sakinleşmiş gibiydi. Yeniden dizleri üzerine otururken sadece onun gözlerinin içine bakıyordu, kırpmadan, kısmadan. En sonunda bu bakışın ne için olduğunu anladı. Bu bir teşekkürdü. Aniden Xiao Zhan uzanıp kollarını onun boynuna doladı. Ona tek sarılan şey kolları değildi. Kanatları da onun sırtına kapanmışlardı.

Xiao Zhan ona sahip olduğu her şeyiyle sarılıyordu. Wang Yibo bunu elbette karşılıksız bırakmadı. Kollarını ona doladı ama ne yaparsa yapsın onun kadar sıkı saramamıştı. Kanatlarının onu adeta koza içine aldığı minik yuva sıcaktı ve sümbül kokuyordu. Genç adam hiçbir şey söylemiyordu. Hafifçe titriyordu sadece.

Mutluydu. Mutluydu! Karşısındaki Shao Guiren değildi. Kollarını sardığı ve bedenini emanet ettiği adam deney çalışanlarından biri değildi. Biricik, tek Wang Yibo'ydu; en az onun kadar ucube ve güzel olan. Kusursuz olan. Onun güveneceği tek kişi olan. Ruh eşi olan Wang Yibo.

🕊️💫🕊️

Bugün de travmalarını atlatamayan Xiao Zhan için yakalım :(

Eveeeet. Bu hikayeyi ilk yayınladığımda endişelerim vardı. Aynı endişeleri hala taşımaktayım :/ Olay örgüsünü koparmadan, akıcı bir şekilde size aktarmak istiyorum ama henüz öyle becerilerim yok.

Yine de bu yedi bölümde bile beni güzel yorumlarınızla mutlu ettiniz, teşekkür ederim! Bana bu hikayeye devam etme şevki verdiniz. Bu yüzden ne olursa olsun, yirmi bölümün yirmisini de yayınlayacağım. Umarım sizinle güzelce ilerleriz 🖤

[not: Shao Guiren diye birisi gerçekte varsa da tanımıyorum kendisini, bu kurguda tamamen bir hayal ürünüdür]

[ikincinot: umarım dramı dize aktarabiliyorumduuuuuuuur bunu düşünmekten delirecem en sonunda]

[üçüncünot: sizi seviyorum 🖤]

[dördüncünot: iyi geceler 🌃]

Kan ve Kanatlar [Yizhan]Where stories live. Discover now