15. BÖLÜM EN GÜZEL NİNNİLER

323 25 0
                                    

                    Göz yaşlarım tükenircesine okudum yazdıklarını. Allah'ım ben kendimi hep şans ile ilgisi olmayan biri diye tanırdım ama değilmiş, işte. Şans mı tevafuk mu kader mi denir buna bilemiyorum ama hayat benden bir şeyleri alırken aslında daha fazlasını veriyormuş da ben anlayamıyormuşum işte. Bir de her şeyin farkında olan kendini yetiştirmiş kadınım derdim. Otuz yıl ayakta uyumuşum da haberim yokmuş, en güzel ninnilerle.

   Diğer mektuplara bakıyorum, bu sefer en eskisinden okumaya karar veriyorum. 

Sevgili Nergis;

        Seninle tanışalı yaklaşık bir ay oluyor bu gün. Hayatına dahil olmamın sadece bir rastlantı olmadığını olur da benden değil de başkası olduğunu öğrenirsen ve ben anlatamayacak durumda olursam diye yazmaya karar veriyorum. 

       Ben Halit KAYA, senin zannettiğin gibi kütüphanede başlayan bir dostluğun tarafı değilim sadece. Biliyorsun üniversitede lisans eğitimimi İstanbul'da aldığımı. Yüksek lisansa ise sadece seninle yollarımız kesişsin diye başladığımı itiraf edeyim. Aslında sevmezdim öyle yıllarca kitaplara gömülüp okumayı. Bana okumayı sevdireceğini ümit ediyorum sadece şimdilik. Neyse zaman ne gösterecek, birlikte göreceğiz.

      Rıza benim okulda tanıştığım, ama hayatım boyunca hep desteğini hissedeceğim dostumdur. Hatta ona bir hayat bile borçluyum diyebilirim. Okulda proje hazırlığı yaparken fenalaşmışım, Rıza'da beni hastaneye yetiştirmiş, tüm tedavi sürecinde yanımda olmuştu. Doktorlara bakarsak kalbim her an tekleyebilir ve bu dünyadan göçebilirdim kendime iyi bakmazsam, iyi bakarsam da göçebilirmişim. Yani ne zaman biteceğini bilemediğim bir mücadelenin içinde iken hep yanımda Rıza vardı. Ben hayatımın derdindeyken o da senin derdindeydi işte. Rıza senden uzakta kalmaya cezalandırmıştı kendisini seni koruyabilmek  için. Bazen " Rıza bırakıp buraları kaçıp, gidin uzaklara Nergis ile ikiniz de mutlu olun,bak sen de mutsuzsun o da" dediğimde bana cevabı ise " Annemin elinden kurtulacağımızı bilsem bu gün tutarım elini giderim Nergis'i.  Ama annemin neler yapabileceğini tahmin edebiliyorum. Biz gitsek de Nergis'in ailesini bunaltacak. Nergis benimle birlikteyken ailesini o halde bırakamaz biliyorum. Bir çözüm yolu bulacağım ama ne şimdilik ben de bilmiyorum ki!" olmuştu. Günler geçmiş, okul hayatımız bitmek üzere iken ben teklif ettim senin yakınlarında olmayı. Rıza ise uzun zamandan beri benden bunu istemeyi düşündüğünü ama cesaret edemediğini dile getirince, yüksek lisans için senin kayıtlı olduğun üniversiteye başvurmuştuk. Senin hakkındaki bilgileri arkadaşın Hülya'dan alıyorduk. Sen nasılsın,mutlu musun, Rıza'yı unutmuş muydun hep Hülya'yı arayıp, zorla da olsa öğreniyorduk bir şeyler. Benim hayata dair pek bir planım yoktu ki, kaybedeceğim hiç bir şey yoktu, ama senin etrafında olmayı başarabilirsem can dostuma bir iyilik yapacaktım. Çok doğru bir plan yaptığımıza karar verdiğimi seni görünce anladım zaten. Öyle dikkat çekici biri olmadığını, güzelliğin dillere destan olmadığını biliyorum Nergis. Hatta kendini de beğenmediğine dair çok sabit fikrin olduğunu da anlamıştım. Rıza'nın gönlünü nasıl çaldığını, sade ve karmaşık biri olmadığını ve yüreğinin güzelliğini görünce anladım. Leyla ile Mecnun hikayesinde Leyla güzel midir sanki?  Seven güzel ne zaman sever dersen güzel sevilecek biri  karşısına çıktığında derim ben Nergis! Rıza iyi adam derdim de bir de güzel seven adammış be Nergis! Keşke benim de karşıma onun yarısı kadar bile olsa sevebileceğim biri çıksa da devam edebilsem hayatıma diyorum, sonra vazgeçiyorum. Elimde ne zaman patlayacağını bilemediğim bir bomba tutuyorum sanki. Böyle bir hayata kimseyi dahil edemem ki... Senin yakın arkadaşın olmaya çalışacağım bir süre. Umarım bana verilen görevi yerine getirebilirim Nergis. Arkadaşım bir şeyleri halledinceye kadar bana emanetsin. Allah üçümüzün de yardımcısı olsun be Nergis. Bu arada seni tanımaya çalışırken öğrenmiştim isminin hikayesini:

Yunan mitolojisinde Ovidipus 'un aktardığına göre;

Narcissos bir peri ile insanın kendini beğenmiş oğludur. Dağ perilerinden Ekho ona aşık olur, fakat aşkını ifade etmesine imkan yoktur. İşte böylesine umutsuz bir aşka tutulur,Ekho hiçbir zaman kendi konuşamamakta ; ancak, uzaktan, kendisi gözükmeden söylenenlerin son kelime veya hecesini tekrarlayabilmektedir. Narkissos arkadaşlarını ararken, "biri var mı burada" diye sorunca, Ekho da "burada"diye cevap verir. Bunun üzerine Narkissos da "gel" diye yanıtlar. Zavallı Ekho, umut ve sevgi içinde "gel" diyerek ortaya çıkar; fakat kendini beğenmiş Narcissos her halde Ekho'yu beğenmemiş olacak ki, pek yüz vermez ve çekip gider... Ekho kırgın, üzgün, umutsuz bir halde dağlardaki mağaralara sığınır ve şöyle der:
"Dilerim oda sevsin benim gibi ve sevdiğine kavuşamasın." Acılar Ekho 'yu yer bitirir, sonunda taşa dönüşür. Sadece sesi kalır. Ekho 'nun dileğinin gerçekleşmesi Narcissos için uzak görünmektedir. Nergis çiçeğinin mitolojik hikayesi Çünkü kendini beğenmişin başka birini gerçekten sevmesi olanaksızdır. Ama adalet er geç yerini bulacaktır. Bir gün Narcissos dağlarda dolaşırken ağaç ve yeşillikler içinde, kaybolmuş bir pınara rastlar; eğilip su içmek istediğinde suda gördüğü hayali beğenip ona aşık olur. Narcissos bu sefer gerçekten sevmiştir, ellerini bu kusursuz! güzelliğe doğru uzatır ama dokunamaz. Tıpkı Ekho gibi, sevmiştir ama sevdiğini elde edemez. Zaten kıvılcım elden uzak olduğunda ateşe dönüşmüyor mu? Sevdiğini elde edememenin ağırlığı altında sararıp solar ve ölür. Daha sonra periler Narcissos 'un cesedinin yerinde bir çiçek bulurlar: Nergis. O günden bu yana nergis kendini beğenmişliğin sembolüdür.
Orman tanrıçaları; Narcissos 'un kendi yansımasını gördüğü su pınarını gözyaşı kavanozuna dönüşmüş olarak bulurlar. Tanrıçalar pınara neden ağladıklarını sorarlar.

-Narcissos için ağlıyorum, diye yanıtlamış göl.

-Ne var bunda şaşılacak, demiş bunun üzerine orman tanrıçaları. Bizler ormanlarda boşu boşuna onun peşinde dolaşır dururduk, ama onun güzelliğini yalnızca sen görebildin yakından.

-Narcissos yakışıklı bir genç miydi? diye sormuş göl.

-Bunu senden daha iyi kim bilebilir ki? Diye karşılık vermiş iyice şaşıran tanrıçalar. Her gün senin kıyılarına gelip sularına bakıyordu. Göl bir süre sessiz kalmış. Sonra şöyle konuşmuş:


-Narcissos için ağlıyorum, ama onun yakışıklı olduğunu hiç fark etmedim ben. Narcissos için ağlıyorum, çünkü sularıma eğildiği zaman, gözlerinin derinliklerinde kendi güzelliğimin yansımasını görebiliyordum.

          Hikaye bu ya demeyeceğim Nergis, hikayesinin aksine olan birine neden Nergis ismini koyarlar ki insana? Sahi bilerek mi koymuşlar sana bu ismi, yoksa hayatının bir ironisi mi acaba bu sana? Tanıdıkça öğreneceğim sanırım bunu.

                                                                                                                                                                     Halit KAYA

 


Yorumlarınızı bekliyorum arkadaşlar...

AÇELYA ZAMANI (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now