5. BÖLÜM VAZGEÇME

503 27 0
                                    

               Uykusuz bir gece geçireceğimi düşünürken aslında günün gerginliği aksine hemen uykuya dalmama sebep oldu. İlginç bir şekilde ilaç almadan dalabilmenin ve dinlenmiş bir şekilde kalkmanın şaşkınlığı ile kahvaltı hazırlama rutinim ile çocukları uyandırma mücadelesine başladım. Bu mücadeleyi yaparken hep gözlerim doluyor son beş yıldır. Rahmetli eşim Halit ben uykumu alayım diye benden önce kalkıp, alarmı çalmadan kapatır ve hepimizi büyük bir sabırla kaldırırdı. Ne çok zorlanıyormuş ev ahalisini kaldırıp, okula ve işlere geç kalmasın diye çabalarken. Eksikliğini her daim hissedeceğim, güzel seven bir adam Halit...
         Kahvaltı sonrası yine yürüyerek iş yerime doğru yola çıktım. Hava bu gün düne göre daha açıktı, kasvetli değildi. İçim yine dün olduğu gibi sıkıntılıydı. Kafamı dün olanlardan sonra toparlamak yerine yok saymayı seçmiştim. Yok saymalıydım dünü ve o iki kadını. Şu ana kadar hayatımda olmayanlar bundan sonra da olmayabilirlerdi. Hiç bir şey kaybetmeyebilirdim, aksine kazanacaklarım daha fazlaydı. Huzurumu kaybetmemiş olurdum ki dünden beri huzursuz olacağım çok aşikardı. Şu durumda huzurlu bir hayat vazgeçilmezlerim arasında ilk sıralardaydı. Geçmişi deşip hayal kırıklıklarım ile kendimi yeyip bitirmeyebilirdim ki bu benim genelde yaptıklarımdan idi. Evet doğru kararlar almaya başlamalı bu defteri hiç açılmadan kapatabilirdim. Bu düşüncelerle ofisten içeri girdiğimde sekreterimizin bana bakarak gergin bir şekilde kaş göz hareketi yaptığını fark ettim. Ne anlatmaya çalışıyordu bu kız canım! Feray gitmiş sanki yerine ilginç ikizi gelmiş gibi davranıyordu. Usulca yanına yaklaşıp,

- Ne o Feraycığım kahvemiz bitti de bana onu mu anlatmaya çalışıyorsun? Söyleseydin gelirken alırdım, bunu dert etmene gerek yok. 

Dedim gülümsemeye çalışarak ama pek işe yaramadı sanırım ki tavırları yine aynı idi. İlginç  davranışları şekilden şekle girmeye çalışmakla devam edince artık dayanamayıp, sordum:

-Feray ne anlatmaya çalışıyorsan direk cümlelere döksen de sen de kurtulsan ben de!

Artık tavrımın netliğini fark eden Feray:

 -İki ziyaretçiniz var tam ziyaretçi koltuklarında sizi bekliyorlar Nergis Hanım. Lütfen onlara doğru dönmeyin! Fark etmesinler. İşin açıkçası çalıştığımız ekibin paydaşlarından değiller ve bana hissettirdiklerinden de size iyi şeyler söylemeyeceklermiş gibi gelmiyor. Konuşmadan sizi uyarmaya çalışıyorum ama başarılı olamadım sanırım. Şimdi siz koridorun sonundaki ofise geçin ki tam olarak kim olduklarını öğreneyim ben önce, gerekirse görüşürsünüz bence. 

       Mantıklı bir çözüm bulan Feray'a usulca teşekkür edip, ofisimin tam karşısında oturan kadınlara görünmeden yan koridorun sonunda boş olan bir ofise geçtim ve hemen kamera görüntülerini açıp, emin olmak istedim ki emin oldum hemen. Benimle görüşmekten vazgeçmemiş iki Kaya ailesi üyesi ile karşılaştım ekranda. Ne yapmaya çalıştıklarını anlamaya çalışmayacaktım bu sefer. En son Zeynep Hanım'ın ne yapmaya çalıştığını anlama çabasına girdiğimde terk edilmiştim ve uzun süren bunalımlı günlerden hayal kırıklığı ve güvensizlik kalmıştı ellerimde. Aynı şeylerin peşinde olmadıklarını biliyordum elbette. Yıllar sonra beni bulmak için gelmiş olan ve ısrarla görüşmek isteyen bu kadının kendi menfaatine bir şey olmadıkça beni bulmaya çalışacağına dair en ufak bir iyi niyetim yok içimde. Tamam kabul genelde karamsar biriyim ve her şeyin en olumsuz tarafını görüp, kendimi en kötüye hazırlarım olay ya da konu ne olursa olsun. en kötüsü olduğunda çok fazla hayal kırıklığı yaşamam, önceden bünyem hazırdır olumsuzluklarla karşılaşmaya. Ama bir de hayal ettiğimin aksine güzel şeyler olursa normalin üzerinde yaşarım mutluluğumu. Garip gelebilir bir çok insana belki ama bana hayatın öğretileri bu yöntem ile daha sağlam ayakta durmamı öğretti. Hayal kırıklıklarını sıklıkla yaşayan biri olarak bu yöntem beni zorlasa da hazırlıklı olmamı sağladı her duruma karşı.  Hayata karamsar olmamın sebeplerinden biri ise hiç şansla işimin olmaması. Şans hiç bir zaman yanımdan yamacımdan  geçmedi. O yüzden şansa bırakmadım hayatımda hiç bir önemli kararı. Şansıma güvenemediğim için de yine şansa bırakamıyorum bu iyi niyetli olmadığımdan adım kadar emin olduğum kadının benimle buluşma gerekçesini.  Ya pes edip, gidip konuşacaktım bitirecektim bu belirsizliği ya da kaçmaya devam edecektim şu anda yaptığım gibi.

       Derin bir nefes alıp kaçak oyunculuğa devam etmemem gerektiğini idrak ediyordum artık. Bu iki kadın zaten benim nerede çalıştığımı biliyorlarmış ki beni elleri ile koymuş gibi bulmuşlardı. Çünkü ben onlara nerede çalıştığımı söylememiştim ki! Merhaba bile demeden ayrıldığım mekandan iş yerimi bulmaları imkansızdı! Biliyorlardı nerede yaşadığımı, nerede çalıştığımı ve yüksek ihtimalle evimin de adresini biliyorlardı ki iş yerinde görüşemezler ise evime gelebilecekleri de aşikardı. Bu olaya Hale ve Nejat'ın dahil olmalarını istemiyordum. Ellerimi kafama kapatıp dertli dertli otururken Feray elinde kahve tepsisi ile girdi içeri.

- Nergis Hanım şu anda size en iyi gelebilecek şeyin kahve olduğuna karar verdim. İçince sakinleşip, bir karar vereceğinize eminim ki tanıdığım kadarı ile siz de bu kadınları görmek istemiyorsunuz. Yüz şekliniz o kadar gerilmiş durumda ki botoks mu yaptırdınız diyeceğim şimdi ama yeri değil farkındayım. Dedi ve gitti Feray.İlahi bu kız güldürdü beni şu durumda bile. Haklıydı daha fazla sarpa sarmadan şunların derdi neyse bir öğrenip, geldikleri yere yollayıp, evime huzurla gittiğim 2 gün öncesine dönmeliydim. geldikleri gibi gitmeliydiler tez vakitte! !Kahvemi bitirip, gitmem gerekiyordu. Bitirip, çıktım ve ilerledim ofisime doğru. Hala kapının önündeki koltuklarda oturduklarına göre pes etmeyeceklerdi belli ki. Ofisin kapısını açıp seslendim her ikisine de:

- İçeri geçin, burada derdinizin ne olduğunu anlatın da bitirelim bu davetsiz misafirliği artık!

        Ağzımdan çıkanlar aslında beni de şaşırtmıştı. Normal şartlarda karşılaştığım tanıdığım ya da tanımadıklarıma böyle davranmam ama bu durumda sakin ve alttan alan bir tavır sergileyip, sevecen davranamayacaktım. Kusura bakmasınlar artık! Yok canım bence artık kusura da baksınlar, ayaklarında da baksınlar ve hemen gitsinler bulundukları binadan, nefes aldığım şehirden, coğrafi bölgeden ve mümkünse ülkeden!

Yorumlarınızı bekliyorum arkadaşlar.

AÇELYA ZAMANI (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now