14. Bölüm

1K 68 53
                                    


Medya: BTS-I Like İt

İyi okumalaaaaaaaar~~~~~

~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•

Shin Hye'ın Ağzından

Bir insan hayatının değerini bilmek için riske girmesi mi gerekir? Sevdikleriyle beraber yapılacak onca şeyi az zamanı kaldığında mı ertelemeyi bırakır? Bence insanlar öyle varlıklar ki elinden kaymadan bir şeyi kaybedeceğini hissetmeden sımsıkı tutunmaz ona ama aslında olması gereken elindekinin değerini bilip her saniye kaybetmemek için çalışmaktır. Bu bir eşya bir insan hatta kendi hayatın bile olabilir önemli olan sımsıkı tutunup bırakmamak. Göz yaşlarım akmaya devam ederken silikleşen ağaçları izlemeye devam ettim. Otobüsle eve gidiyordum. Yanımda kimse yoktu gittiğim yere tek gitmek istemiştim. Ama keşke biri yanımda gelseydi dedim keşke biri yanımda olsaydı da beni bu çıkmazdan çekip kurtarsaydı. Annem olsaydı mesela bana kocaman sarılsa saçlarımı okşasa üzgün olduğum için saçma konuşmalar yapıp güldürse. Babam olsaydı mesela beni göğsüne saklayıp arkamda olduğunu belli etse saçlarımı öpüp bana güzel sözler söylese. Kardeşim olsaydı mesela komiklikler yapıp beni güldürse kollarını etrafıma sarıp varlığını hissettirse ama kimse yoktu yalnızdım. Otobüs bana dar gelmeye başladığında ilk vardığı durakta hızlı adımlarla indim. Eve gitmem için yürümem gereken uzun bir yol vardı önümde. Derin nefesler alıp kenardaki demirliklere yaslandım. Kötüydüm çok kötüydüm ama bunu kimseye söylemeye cesaretim yoktu. Yavaş yavaş yürümekten sıkıldığımda koşup rahatlamaya karar verdim adımlarımı hızlandırıp koşmaya başladım. Koşarak eve girdim ve odama çıkıp kapımı kilitledim. Akmayı bekleyen gözyaşlarımın yalnız kalmanın verdiği rahatlıkla akmasına izin verdim. Yatağıma oturup dizlerimi kendime çektim ve sesim duyulmasın diye elimi ağzıma kapatıp ağlamaya devam ettim. Hayatımda ilk defa böyle şeyler duyuyordum ilk defa bu kadar çaresiz hissediyordum. Bundan sonra ne yapacaktım nasıl davranacaktım evde mi kalacaktım bilmiyorum bildiğim tek şey vardı o da annemlere söylemeye cesaretim olmadığıydı. Ağlarken kolumdaki morluklara baktım ben sadece cilt hastalığı sandığım için hastaneye tek başıma gitmeye karar verdim. Okulumuza geri döneli 2 aydan fazla olmuştu. Hayatımız eski düzenine dönmüştü tam her şey iyi oldu derken bu morluklar ortaya çıkmıştı. Okuldan sonra çocukları bir şekilde ikna edip eve gönderip otobüsle hastaneye gittim. Kimsenin hastaneye gittiğimden haberi bile yoktu. Çocuklar alışverişe gideceğimi sanıyordu zaten annemler gelmeden de eve gelirim diye onlara söyleme gereği bile duymamamıştım. Son 3 aydır yaşadığım kemik ağrılarını ve halsizliği sürekli dans etmekten sanıyordum. İştahsızlığımı diyetten dolayı midem küçüldü diye böyleyim sanıyordum her şeyi bir sebebe bağlamıştım ama morluklarımın bir sebebi yoktu. Hastaneye gittiğimde cilt doktoru morluklara baktıktan sonra bana birkaç belirti sordu ama hiçbiri yoktu testlerden sonra cildimle alakalı olmadığını genel bir doktora görünmemi söyledi. Bende hastanede olduğum için direkt çıkıp genel bir doktora göründüm. Bana son zamanlarda yaşadığım her şeyi birebir söyledikten sonra acil kan testi gerektiğini söyledi hızlı bir kan alma yapıldıktan sonra beklemeye başladım. Yaklaşık 1 saat sonra doktor tekrar yanına çağırdı ve morlukların diğer bütün belirtilerin asıl sebebini söyledi Lösemi yani kan kanseri. Doktor ilk başta ailemi çağırmamı istesede ben gelemeyeceklerini söyleyip her şeyi öğrenmiştim. Erken sayılabilecek bir zamanda teşhis konulduğu için tedavilere cevap vereceğini düşünüyormuş. Ama kötü sonuçlarda olabilir demişti. Ben 17 yaşımın sonlarında olan genç bir kız olarak beni öldürebilecek bir hastalığımın olduğunu tek başıma öğrenip kaldırmaya çalışmıştım. Tedaviye hemen başlanması gerektiğini bir an önce hastaneye tekrar gelmemi söylemişti. Ben daha kendim kabullenemezken bunu aileme söylemek zorundaydım. Göz yaşlarımı silip ayağa kalktım ve bilgisayarımı açıp karşısına oturdum. Arama motoruna löseminin belirtileri, tedavileri, sonuçları ile ilgili bilgi almak için aratmaya başladım. Yüzlerce sayfadan binlerce hikaye okumuştum iyileşenler vardı fakat acı bir şekilde küçük yaşta ölenlerde vardı. Akşama kadar bilgisayarın başından kalkmamıştım. Annemler geç geleceği için evde yardımcı teyze vardı Jung Shin oğlanlarla basket oynamaya girmişti evde sadece yardımcı teyze vardı o duymasın diye sessizce ağlamıştım çünkü annemlere söyleyebilirdi ve ben henüz hazır değildim. Annemlerin geldiğini aşağıdaki seslerden anlamıştım hızla banyoya girip yüzümü defalarca yıkadım ve kızaran yüzümü düzeltmeye çalıştım. Gözlerime bir çare bulamamıştım ama yüzüm kendi rengine dönmüştü. Annemin aşağıdan seslenmesiyle yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirip aşağı inmek için banyomdan çıktım. Merdivenleri indikten sonra her zaman yaptığım gibi enerjik bir şekilde salona girip babamın kollarına atladım

BTS'İN TEK KIZI 2: Yeni NesilWhere stories live. Discover now