Gösteri günü geldiğinde Jimin, Jeongguk da orada olacağı için giyeceği şeyleri onun seçeceğini 'sana hala çıkma teklifi etmediğini biliyorum bu yüzden bu akşam bunu yapacağından emin olmamız gerek,' diyerek ifade etmişti, Jimin o an bu sebeple kazadan beri dokunmadığı eski kıyafetlerini bulmak için dolabına gömülmüştü.
En sonunda Jimin ona köprücük kemikleri gözüksün diye ilk iki düğmesi açık beyaz bir gömlek, kıçını daha canlı gösteren kumaş bir pantolon giydirmişti, ayakkabıları ise tercihini Namjoon'un ona doğum gününde hediye ettiği terliklerden yana kullanan Taehyung seçmişti.
Jimin yumuşak makyajını ve hafif dalgalarla açık kahve rengindeki saçını yapmakta bile üstelemişti.
Hoseok onları almaya geldiğinde ıslık çaldı, Taehyung ona çalıp çalmadığını ilk başta anlayamadı fakat diğeri "Lanet olsun, Tae, Jeongguk birinin seni ondan kaçırmasını istemiyorsa seni beline bağlayıp dolaşması gerek. Çok iyi duruyorsun." diyerek bunu doğruladı.
Taehyung yanaklarının deli gibi kızardığını bilerek ona sessizce teşekkür etti.
Jeongguk'un tepkisi farklıydı, ıslık çalmadı, dudaklarını nazikçe öptü, yanaklarını yumuşakça sevdi ve sonrasında da kulağına fısıldadı, "Olduğundan daha güzel gözükebileceğini bilmiyordum." Taehyung kızardı ve kekeleyerek teşekkür edip onun da güzel olduğunu söyledi.
Taehyung ne demek istediğini Jeongguk'un anladığına emindi, çünkü dudaklarını bir kez daha öpmüş ve onu içeriye yönlendirmek için elini tutmuştu.
Kulüpte Taehyung'un ilgisini çeken ilk şey yüksek sesli müzikti, Jimin'in son zamanlarda dinlediğine emin olduğu bir batı pop müziğiydi, sonra dikkat ettiği şey ise kokuların karışımıydı, iyi olanlar da vardı - Jeongguk'unkini dahil etmiyordu - ve burnunu buruşturmasını sağlayan kötüleri de. Jeongguk bunu fark etmiş olmalıydı çünkü kahkaha atmış, omuzlarına bir kolunu dolamış ve onu daha da yakınına çekmişti.
"Eğer bunu kendi kokunla diğer kokuları engellemek için yaptıysan, gerçekten minnettarım," Taehyung dediklerini anlasın diye kulağına bağırdı, Jeongguk hemen cevap vermedi, sadece omuzlarını sıktı ve kafasının üstünü öptü, "Senin için her şeyi yaparım."
Taehyung şimdi başka bir şey için bağırmak istiyordu.
Jeongguk onu sahneye doğru yöneltti, oradakilerden farklı biletlere sahiplerdi. Yoongi onlara asıl sahne ve geri kalan kalabalığı ayıran boşlukta durmalarına izin veren bir geçiş sağlamıştı. Jimin'in ona özel biletlerden bahsettiğini hatırlamadığı için Taehyung bunun sıradan bir şey olup olmadığını bilmiyordu, yine de mutluydu, bu demekti ki Jeongguk onun onlara yakın olduğundan emin olmak zorunda kalmayacaktı.
Geçmelerine izin vermeyen insanlara birkaç 'geçebilir miyiz, özel biletimiz var' lafından sonra sonunda durdular. Taehyung birçok insanın Agust D'yi sevdiğini biliyordu ama bu kadar çok olduğunu düşünmemişti, girişten buraya gelene kadar çok kişiyi itmiş ve çok kişiden özür dilemişlerdi.
"İçmeye bir şeyler almaya gidiyorum, Jimin ve Hoseok buradalar, bir şey istiyor musun?" Jeongguk kulağına doğru söyledi, Taehyung kafasını salladı ve "Soğuk limon çayı," diye cevapladı, hepsi biliyordu, Jeongguk da öyle, o geceden beri alkole dokunmamıştı ve asla da dokunmayacaktı.
Jeongguk dudaklarını öptü ve diğer ikisine haber verirken ayrıldı.
"Yoongi bana mesaj attı, az sonra başlayacak. İyi şanslar dilememi söyledi," Jimin yanındayken birden söyledi. Taehyung gülümsedi, Jimin ve Yoongi çok tatlı bir çiftti, bazen onları kıskandığı oluyordu, çok uzun süre boyunca birini bulmayı ve onlar gibi olmayı dilemişti fakat şimdi Jeongguk vardı, resmi olarak birlikte değillerdi fakat yakında onun da olacağını umuyordu.
YOU ARE READING
i'm fine, if you ask
FanfictionHer gün uyanıp gözlerini açtıktan sonra karanlığı görmeye devam etmek Taehyung'un kimsenin başına gelmemesini dilediği bir şeydi, bu en kötüsüydü işte, her sabah tekrar ve tekrar bunun bir rüya değil de gerçek hayatı olduğunun farkına varıyordu. Art...
