third

1K 122 51
                                        

Son zamanlarda Jimin garip davranıyordu, neredeyse her gün gittiği kafeye gidip gitmediğini, oradayken birisi ona yaklaşmış mı diye soruyordu ve evet, bugünlerde Taehyung normalde de yaptığı gibi öğle arasında yemek yemeye oraya gidiyordu, fakat orada çalışanlardan başka kimse onunla konuşmamıştı, belki de Jimin sadece endişeliydi ve Taehyung nedenini bilmiyordu, gerçekten yatağa erkenden gittiğini ve daha az yemek yediğini fark etmiş miydi? O Jimin'di, muhtemelen fark etmişti, bu yüzden endişeli olmasının ve yapacak bir şeyi olmadığında onun yanından ayrılmamasının nedeni bu olmalıydı.

Taehyung bunun hoşuna gitmediğini söyleyemezdi, kampüs etrafındayken ve Jimin onun yanındayken daha güvende hissediyordu, fakat kafasında hep bir ses vardı - tanıdık bir ses, ama Taehyung onu takmıyordu - Jimin'i geride tuttuğunu söylüyordu, Yoongi ile beraber olması için boş zamanlarını nasıl geçirmek istiyorsa öyle geçirmesi gerektiğini söylediğinde ona karşı çıkıyordu. Taehyung endişelerini dile getirdiğinde, Jimin her seferinde zaten Yoongi ile çokça zaman geçirdiğini söylüyordu, fakat Taehyung bunun tamamen gerçek olmadığını biliyordu, yine de Jimin olduğunda daha başından kaybedilmiş bir savaş olduğundan sessiz kalıyordu.

Hastaneden taburcu olduktan birkaç ay sonra, Taehyung hayatını görmemeye alışarak düzenlemeye çalışırken, Namjoon ona kampüs etrafında dolaşmasına yardımcı olması için eğitimli bir köpek edinmeyi teklif etmişti ve Taehyung da heyecanlıydı, aylar sonrasında bir şey için heyecanlıydı, fakat üniversitesi bunu ellerinden almıştı, Namjoon'un etkisi bile bir işe yaramamıştı. Hayvanlar kampüste kabul görmediğinden onun için bir ayrıcalık yapmamışlardı ve her zaman evde kalması için eğitimli bir köpek edinmek anlamsızdı çünkü Taehyung sadece derslerine gitmek için evden çıkıyordu.

Taehyung kendisini odasında günlerce ağlarken bulmuştu, aptalca olduğunu biliyordu fakat çocuklar ve hayvanlar en çok sevdiği iki şeydi ve her zaman yanında olacak bir köpek yavrusuna sahip olma fikri belki de görme sorununa iyi gelecek bir şey olabilir diye düşünmüştü, fakat elbette böyle bir şey yaşanmamıştı.

Pazartesiydi, her zamanki masasına oturup huzur içinde yemeğini yiyecek kadar vakti olduğu tek gündü, fakat huzur ona gelmeyecekmiş gibi görünüyordu.

Kafeye girdiği andan itibaren başlamıştı her şey, sandviçini ve içmeye bir şeyler sipariş edeceği an, duyduğundan anlaşıldığı üzere bütün oğlanlar onunla dalga geçmeye başlamıştı. İlk önce Taehyung oturacakken masaya vurmasıyla güldüklerini duymuş ve sonrasında da bir şey kaybettiğini söyleyip durmuşlardı, ama Taehyung bir şey kaybetmediğine emindi, her şey çantasındaydı ve değneği de hemen yanındaydı - hayır, değildi, tekrardan sandalyesinin yanına, masaya, belki de düşmüştür de o fark etmemiştir diye zemine dokundu fakat hiçbir yerde yoktu.

Bulması gerekiyordu, onsuz yürüyemezdi, ona hala alışamadığı zamanlarda birçok kez her yerde unutmuştu ve onsuz yürüdüğünü fark ettiğinde dönüp onu geri almak için çok geçti. Kampüs küçüktü ve orayı gayet iyi biliyordu, fakat kaybolduğu da oluyordu, dizlerinin en çok sıyrıldığı ve ellerinin kesiklerle dolu olduğu zamanlarda. Taehyung'un onu bulması gerekiyordu, düşmek ve ardından yaralarını Jimin'e açıklamak istemiyordu.

Arkasından gelen bir ses duyduğunda tekrar zemine dokunuyordu, "Bir şeyini mi kaybettin, kör çocuk?"

Taehyung ihtiyacı olmasa da refleksten gözlerini kapattı. Cevap vermek, siktirip gitmelerini söylemek istedi, fakat yapmadı, kaç kişi olduklarını ve onunla sadece gülmek adına mı yoksa daha ciddi bir şey için mi uğraştıklarını bilmiyordu.

Taehyung aramaya devam etti, değnek düşmüş olsa da çok öteye gitmiş olamazdı.

"Değneğini mi kaybettin?" Soru aynı sesten çıkmıştı ve daha sesliydi, fakat daha yakın değildi, en azından masalarında kalmışlardı. "Hadi, ne kaybettiğini söyle bize, yardım edelim," diye devam etti ve Taehyung gerçekten ayağa kalkıp onların yanına gitmek ve konuşan kişinin yüzüne yumruk atmak istedi, fakat bunu yapamayacak olması cevap vermeyecek olduğu anlamına gelmiyordu.

i'm fine, if you ask Where stories live. Discover now