senin için ateşte yürürüm

469 46 30
                                    


klişeler güzeldir

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

klişeler güzeldir.

en azından birkaçı.

şimdi şık bir restoranda, hoş bir müzik eşliğinde lee taeyong ile yavaşça dans ederken fark ediyorum, klişeler güzeldir.

lee taeyong güzel dans ediyor, dans etmek dansçı olmak onun kanında var bunu hep biliyordum ama ben berbatım. bir zamanlar yara bandı sardığım ayak parmaklarına basıyorum yanlışlıkla, her seferinde sorun yok dercesine gülümsüyor ama ben o gülümseyince tekrar basıyorum heyecandan.

ah lee taeyong, senin için ateşte yürürüm.

"tanrım," dedin. "saymayayım diyorum ama bu ayağıma on üçüncü basışın ve haechan gülmekten birazdan altına işeyecek."

"özür dilerim," dedim. sürekli gülesim geliyordu, sarhoş değildim ama bana öyleymişim gibi hissettiriyordun. "istersen oturabiliriz," omuz silktin, bunu tamam olarak algıladım. geniş omzunda olan elim aşağı indi yavaşça, halbuki orada sonsuza kadar kalabilirdi. elin elimden ayrıldı, terleyen ellerimi jungwoo'nun zorla giydirdiği elbiseye sürdüm görmemeni dileyerek.

çocukların oturduğu masa ile dans ettiğimiz yer arasında biraz mesafe vardı, kıpkırmızı suratımı yere eğmiş uzun bir aradan sonra giydiğim topuklu ayakkabılarıma bakarak yürüyordum ama yanımdaydın. yanımda olman yetmiyormuş gibi uzun parmakların benim parmaklarıma dolandı, dans ettikten sonra bir daha bir araya gelmezler sanıyordum ama elim çoktan ait olduğu yerde gibiydi.

haechan'ın yaramaz gülümsemesini gördüm, tanrım bağıra bağıra gülmek istiyordum.

sonunda masaya ulaştığımızda herkes gülümsüyordu, sahip olduğumuz fırtınalı ilişkinin yavaş yavaş da olsa düzeliyor olması ben de dahil herkesi mutlu ediyordu.

127 üyelerini çokça yoran albüm kayıtları sona ermişti, albüm yarın çıkıyordu ve taeil kutlamak için hep birlikte yemeğe gitme fikrini sunmuştu. başta biraz mesafeli kalıp kendi aralarında çıkmaları gerektiğini söylesem de jungwoo dinlememiş üstüne üstlük bize gelirken bir de elbise almıştı.

çocukların arada bir arayıp soran arkadaşlar olmaktansa benimle bir aile olmaya çalıştıklarını görüyordum, onlar böylesine çabalarken ben öylece geride duramazdım.

üyeler kendi aralarında konuşuyordu, yemek eğlenceli geçiyordu. onların olduğu her yerde komik bir ortam bulunmaması neredeyse imkansızdı, johnny doyoung'un stajyerlik zamanında kırdığı potu anlatırken gözüm telefonuyla oynayan taeyong'a takıldı. daha dikkatli baktığımda menajeri ile mesajlaştığını gördüm.

sonra bir şey oldu, koca restoranın avizeleri sallandı. bir şey oldu, dans ettiğimiz müzik durdu, çocuklar gülüyordu onlar da durdu. herkes bir anda durdu ben de taeyong'un attığı mesajı okudum tekrar tekrar.

"hyung merak etme, tıpkı söylediğin gibi onu dansa kaldırıp mutlu çift imajı verdim. gazeteciler peşimizi bir aylığına da olsa bırakır."

bir şey söylemedim.

bir şey söyleyemedim, önümdeki bir bardak suyu aniden içtim. ani tepkime herkes sustu, tüm gözler bir anda bana döndü bense uzun zamandır orada olduğunu bildiğim ama fark edemediğim gazetecilere baktım.

ne aptalsın nanami, dedim.

hiçbir şey bir anda düzelmez.

ama taeyong,

yine de senin için ateşte yürürüm.

okuduğunuz için teşekkür ederim dostlar, lütfen evde kalın. 

creep ¦ lee taeyongWhere stories live. Discover now