kim üzdü seni

485 52 39
                                    

insan biraz garip bir varlık, bunu yeni yıkanmış perdemizi izlerken anladım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

insan biraz garip bir varlık, bunu yeni yıkanmış perdemizi izlerken anladım.

insan biraz garip bir varlık çünkü evimiz yumuşatıcı kokuyor ben perdemizi izliyorum, perde yeni yıkanmış.

ben sigara içmem.

çok içesim gelir, içen insanlara bakarım, eski diziler izlerim herkesin elinde sigara vardır ama ben sigara içmem.

öyle işte.

bir sebebi yok, ciğerlerimi çok seviyorum ve bu kirli çivisi çıkmış dünyada sonuna kadar tek içmeyen ben kalacağım triplerinde değilim.

lee taeyong bir sabah bana sigara kokusunu sevmediğini söylediğinden beri içesim de gelmiyor artık.

o sevmiyor çünkü.

kun bana artık psikolojik bir desteğe ihtiyacım olduğunu söylediğinde kahvaltı yapıyordum. bayan kang banyoda kirlenmiş perdelerimizi çamaşır makinesine var gücüyle tıkmaya çalışıyordu bense çay içiyordum, kun ile.

"sen kendini sevmeyi bıraktın," dedi kun. "seni ilk gördüğümde böyle birisi değildin, nanami. sen taeyong'u sevince kendini sevmeyi bıraktın."

kun başını iki yana salladı, "sırf o sevmiyor diye bir sürü şeyden vazgeçtin, işin sonunda seni sevmiyor diye kendinden de mi vazgeçeceksin?"

"çay şekersiz olmuş,"

her insanın acıyla başa çıkma yöntemi başkadır. kimi güler, kimi ağlar, kimi de üstünü kapatır.

üstünü kapatmak belki de en sağlıksız yöntem acıyla başa çıkmak için.

"sana diyecek bir şeyim yok," dedi kun. "ya psikolojik bir yardım alırsın, çünkü biz artık sana yetemiyoruz, ya da gider taeyong'un ağzına tükürürsün."

"hah," istemsizce çıkan alaycı sesimden sonra güldüm.

"senin ilacını biliyorum ben," dedi. mutfak masasına doğru eğildi, sarı saçları alnına düştü. "onun sevgisi," dedi. "kendini o kadar çok şartlamışsın ki onun tarafından sevilmeye, yokluğunda hemen düşüşe geçiyorsun."

"ben hiç sevilmedim kun," dedim. "anne baba sevgisini, arkadaş sevgisini geç. onlardan bahsetmiyorum. bana kimse aşık olmadı,"

omuz silkti. "gerek var mı bu sevgiye sence?"

"eksik hissediyorum," dedim. "içeride bir yerlerde dökülüyorum...sevgisizlikten."

"seni seven kişi taeyong olmak zorunda mı?" dedi.

"nasıl yani?"

çayım soğudu. kun bir süre cevap vermedi, o sırada çayım soğudu. neyse zaten az kalmıştı dedim, kun sinirle yüzünü sıvazladı. "herkes birinin ağzına tükürüyor," dedi. "herkes birine acı veriyor işte, taeyong sana, sen de bana."

"özür dilerim," dedim. "özür dilerim, herkesi benimle birlikte üzüyorum. seni, grubu, herkesi."

kun bir şey söylemedi, soğumuş çayımı döktü yerine sıcak çaydan koydu. "gidiyor musun?" dedim. cevap vermedi, fincanı önüme koydu, çayıma üç şeker attığını gördüm bu ayrıntıyı hatırlaması beni sebepsiz mutlu etti. montunu sandalyeden alıp uzun uzun saçımı öptü, "seni çok seviyorum," dedi. "ben de," dedim.

kun benden uzaklaştı, gitmeden yaşla dolmuş gözlerini gördüm.

fırtına çok önceden kendini belli etmişti de ben görememiştim.

kun seni hala çok seviyorum.

özür dilerim.

***

"marullar iri olmuş,"

doyoung kocaman yemek masasındaki sessizliği alakasız bir değerlendirmeyle bozduğunda saat sekizdi. "ee, puanın kaç?"

taeyong alakasız değerlendirmeyi gülerek devam ettirdi, benim de gülesim gelmişti çünkü sessiz masa bir anda hareketlenmeye başlamıştı. "bir."

"yuh!" haechan yemek dolu ağzını açıp doyoung'a bağırdı. "annem mis gibi yemekler yapmış, daha ne istiyorsun?!"

"yemekleri bayan kang yapmış," johnny sırrımı ifşa ettiğinde kafamı masa örtüsünün altına sokuyormuş gibi yapmıştım. kulağıma taeyong'un kahkahası dolduğunda daha çok güldüm. "ben on veriyorum anne." jisung yumuşacık sesiyle konuştuğunda hepimizin kahkahası ufak bir tebessüme dönüştü.

"kimin yaptığı önemli değil," dedi yuta. "hepimiz burada bir aradayız ve mutluyuz, önemli olan bu."

herkes onaylarken gözlerim taeyong'da takılı kaldı, parlayan gözleri gözlerimi buldu. gülümsedim.

sonunda, dedim. hep söylenilen fırtına öncesi sessizliği göz ardı ettim. sonunda mutluyuz dedim kendime.

taeyong sen o gece hiç duymadın ama ben sana binlerce kez teşekkür ettim. 

ah canım kun, ah benim bebeğim, ah benim kuzum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

ah canım kun, ah benim bebeğim, ah benim kuzum. çok seviyorum seni çinli yariiim. 
iyi okumalaarrr


creep ¦ lee taeyongWhere stories live. Discover now