Final 1

331 28 5
                                    

TESLİMAT GÜNÜ..

Genevive'den..

Jordan beni bir haftadır neresi olduğunu bilmediğim yerde hapsediyordu. Buradan kaçmak istesemde evin çevresindeki bir düzine adam beni daha evden dışarı bir iki adım atmadan yakalarlardı. En son 2 gün önce Jordan'ı görmüştüm. Tehlikeli bir iş yaptıklarını ve beni bu tehlikeden korumaya çalıştığını söylemişti. O an nasıl bir işin içerisinde olduğumu merak etmiştim. Beni kapsayan tehlike Liz'i, Cameron'ı da kapsıyormuydu? Onlar ne yapıyordu, beni hiç merak etmemişlermiydi? Büyükanneme Jordan'ın zoruyla bir yalan uydurmuştum zaten beni pek merak ettiğini de söyleyemezdim. Ama kızların yokluğumu farketmesini beklemiştim. Bu zamana benim için endişelenmedilerse bu beni önemsemedikleri anlamına mı geliyordu? Yavaşça yattığım yerden doğruldum. kapıyı üzerime kilitlemişlerdi. Sadece yemek vermek için ara sıra kapımı açıyorlardı.Bacaklarımı kendime doğru çektim. Ben buradan nasıl kurtulacağımı düşünürken evin dışından bir kaç arabanın fren sesini ve peşinden gelen boğuşma ve silah seslerini duydum. Aniden yerimden fırladım. Silah sesleri daha da yükselmişti. Ne yapacağımı bilemeden odada öylece duruyordum. Odaya göz gezdirdim kendimi korumak için bir şey arıyordum ama ele alınır bir şey yoktu. Odanın içerisindeki banyoya kendimi attım. Silah sesleri kesilmişti evin içinden tartışma sesleri geliyordu. Ne yapacağımı bilemeden kendimi banyo dolabına kilitledim. Jordan'ın bahsettiği tehlike bu olsa gerekti. Aniden oda kapısının kırıldığını duydum. Beni arıyorlardı. Beni bulamamalarını ümit ederek nefesimi tuttum..

Cameron'dan..


Tehlikeli bir şeyler oluyordu Tyler ortada yoktu. En son iki gün önce benimle konuşmak için gelmişti.

"Bunu yapmak zorundayım Cameron kardeşim için bu işten ancak böyle kurtulabilirim beni affet. Seni seviyorum. Jack sizi güvenli bir yere götürecek."

Kelimeleri aklımdan çıkmıyordu. Tekrar tekrar bana söylediği şeyleri düşünüyordum. Neden onu affetmemi istemişti Tanrım yaptıkları iş neydi? Neden tehlikedeydik? 

Diğer bir taraftan Genevive vardı. Ne telefonlarıma çıkıyor ne de ona ulaşabiliyordum. Bu beni gerçekten endişelendirmişti. 

"İşte geldik." dedi Jack şoför koltuğundan inerek Liz ve bende onunla birlikte indik. Bir helikopter pistine gelmiştik. Bizim için bekleyen bir helikopter vardı.

"Yarım saatlik bir uçuştan sonra ineceğiniz yerde sizi Liam karşılayacak ve gideceğiniz yere götürecek sizi." dedi Jack Liz'in alnından öperek.

"Sen?" dedi Liz ağlamaklı bir tonda.

"Beni merak etme 2 gün sonra yanınıza geleceğim." dedi ona sarılarak.

"Ya Genevive ne olacak?"

Jack bir an duraksadı ve cevap vermedi.

"Güvenli bir yerde olduğuna eminim Jordan ona zarar vermeyecektir." dedi son bir kere Liz'i öperek.

"Artık helikoptere binmeniz gerek."

"Seni seviyorum."

"Seni seviyorum." dedi Liz'de Jack'e karşılık vererek.

********

Jordan'dan...

Yaklaşık 80'li yaşlarında olan Satomi karşımda takım elbisesiyle oturmuş teslimatı bekliyordu. Çok az konuşuyor onun yerine arkasında duran dört oğlu söze karışıyordu. Satominin bir bakışı bilr insanın kanını dondurmaya yeterdi o kadar acımasız ve teditkar bakıyordu ki. Aynı bakış oğullarında da vardı. Oğullarının hepsi saçlarını sıfıra vurdurmuştu. Ve hepsinin bellerinde ikişer silah vardı. Oğulları isteseler içerideki bütün adamlarımı vurabilecek güçtelerdi.Teslimatı terkedilmiş bir binada yapıyorduk. Eğer en ufak bir hata olsa bana hiç acımıyacaklarını biliyordum. Yaklaşık yarım saattir teslimat malını bekliyorduk. Oğullarından en iri yarı olanına bir telefon geldi ve pis herif haince sırıttı. Babasına doğru yaklaşarak kulağına gelen haberi bildirdi. Satomi tek parmağını kaldırarak çekilmesini emretti.

PAÇOZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin