Sürtük

532 26 7
                                    

Okuldan sonra ilk iş günüme başlamak için Meredith'in yanına gidiyordum. Hava oldukça soğuktu. Soğuktan dudaklarımın titrediğini hissettim. Kızları Ruby ile bırakmıştım. Ruby'nin bize yani paçozlara katılma isteğine pek ısınamamıştım ama bir şans vermekte yarar vardı. Liz "Düşmanımın düşmanı dostumdur." stratejisini uygulamamız gerektiğini savunuyordu. Soğuktan kıpkırmızı olmuş ellerimi cebimden çıkararak kafeden içeri girdim. Meredith garson olduğunu düşündüğüm benim yaşlarımdaki bir çocuğa bir şeyler söylüyordu. Beni görünce gülümsedi ve yanıma hızlı adımlarla geldi.

"Eee patron görevim nedir?" dedim gülümseyerek.

"İçeri geç kendine bir önlük al ve servise başla. Jesse sana yardımcı olacak" dedi sıcak bir gülümsemeyle.

İçeri geçip üzerime bir önlük geçirdim. Jesse Meredith'in ben gelmeden önce konuştuğu çocuktu onu bulup gerekli talimatları aldıktan sonra işe başladım. İlk siparişlerimde biraz zorlansamda giderek alışmıştım. Her şey güzel gidiyordu. Taki içeri o çakma sarışın girene kadar.Carrie içeriye arkadaşlarıyla o sürtük kahkahalarından birini atarak girdi ve bir masaya oturdu. Lanet olsun ki benim tarafıma oturmuştu ve ona ben sersis yapmak zorundaydım. Derin bir nefes alarak sakince yanına gittim. Tabii bu sakinliğim masaya gidene kadar varlığını korumuştu.

"Siparişinize karar verdiniz mi?" dedim soğuk bir sesle.

yavaşça siparişini vermek üzere bana döndü ve beni görünce ağzı açık kaldı ve yüzü sinsice bir ifade aldı.

"Aaa minik paçozumuz işe mi başlamış?" dedi samimi olmayan bir gülüşle.

Gözlerimden alev çıkıyordu adeta şu kızı alıp çılgın av köpeklerine yem etmek, yemeğine fare zehri katıp zehirlemek, kafasını örümceklerle dolu bir küvete sokmak istiyordum. Carrie ile kafamda ölümcül fantaziler kurmayı bırakıp ses tonumu korumaya çalıştım.

"Siparişinize karar verdiniz mi?" dedim sertçe.

"Ne o alkolik üvey annen sana para vermiyor mu?" dedi dudaklarını büzüp kafasını eğerek.

"Özür dilerim efendim sanırım yanlış yere geldiniz bizde köpek maması bulunmuyor bunun için karşıdaki markete gidebilirsiniz. Başka bir isteğiniz yoksa diğer müşterilerle ilgilenmem gerek." dedim gülümseyerek.

"Pençelerini çıkarma hemen mink paçoz. Ben bir Caffe Latte ve bir de yanına peynir kızartması istiyorum." dedi aynı sinsi ifadeyle.

Diğerleride aynı şekilde siparişlerini söylediler.

"Hemen geliyor." dedim samimi olmayan gülüşümle.

Diğer müşterilerinde siparişlerinide aldıktan sonra mutfağa gidip siparişleri bildirdim. Mutfaktaki zil çalınca siparişerin hazır olduğunu anladım.

"14 numaralı masa." dedi mufaktaki kız.

Bu Carrie Hudson'ın masasıydı. Genevive benim yerimde olsaydı çoktan fare zehrini yemeklerinin içine dökmüş olurdu. Ne yazıkki ben Gen'den daha insancıldım. Siparişleri alıp masalarına doğru yavaş adımlarla ilerledim. Ve servis yaptım.

"Siparişleriniz." dedim en soğuk ifademle.

Carrie kahvesinden bir yudum aldı. Ve geri tükürdü.

"Bu ne kadar sıcak böyle ben kahvemi böyle içmem geri götür ve bunu daha az sıcağını getir bana." dedi sinsice sırıtarak.

İnsancıl tarafım şu an itibariyle intihar etmişti.

"O zaman soğumasını bekle." dedim kaşlarımı kaldırarak.

"Müşteri memnuniyeti diye bir şey var şekerim müdürü nerede buranın?"

İlk günden Meredith'e rezil olmak istemediğim için içimdeki intikam çığlıkları atan topluluğu susturup  kahveyi masadan aldım.

"Yeni kahveniz hemen geliyor." dedim en kötü bakışlarımı Carrie'ye yönelterek.

Eski kahveyi götürüp yeni ve daha az sıcaklıktaki kahvesini masaya koydum.

"Kahveniz."

Kahvesinden tekrar bir yudum aldı.

"Aaaa bu seferde çok ılık olmuş." dedi gülerek.

Seni.Sürtük.YETER.ARTIK.

Elimi masaya koyup Genevive'e doğru eğildim. Ve kulağına fısıldadım.

"Bana bak çakma sarışın paçozlara bulaşıyorsun dikkat et. Çok iyi intikam aldığımı sende bilirsin paçozları başına bela etmek istemiyorsan o lanet olası kahveni iç ve buradan defol sürtük!"

Kafamı kaldırıp Carrie'nin yüzüne baktığımda kaskatı kesildiğini farkettim. Ona samimi olmayan bir gülüş atıp masalarından ayrıldım.

*********

Genevive'den...

Duvara yaslanmış yeni kız Ruby'nin sigara içemeyişini izliyordum. Kız 2 yıldır sigara içtiğini iddaa ediyordu ama sigaradan aldığı her nefeste öksürmesinden bunun palavra olduğu anlaşılıyordu. Bu kızı paçozlarda istediğime emin değildim. Bir kere biz birbirimize hiçbir zaman yalan söylemezdik. Sinirli adımlarla Ruby'nin yanına gidip elindeki sigarayı aldım ve ayağımın altında ezdim.

"2 yıldır sigara içiyorsun öyle mi?" dedim soğuk bir sesle.

Liz de oturduğu yerden yanımıza geldi.

"İ-iç-iyorum." dedi kekeleyerek.

"Bana bak kızım paçozlara mı katılmak istiyorsun kural 1: biz saçma sapan palavralar uydurma güzelim. Biz o yollardan çok geçtik. Anlat ne yaşadın ha? Herkesin neden paçozlardan korktuğunu sanıyorsun? Hepimiz küçük yaşta olgunlaştık, sen daha bebeklerinle oynarken biz hayatın gerçek yüzüyle karşılaştık. Bizler insanların  o bir taraflarına soktuğum önyargılarına maruz kaldık. Şimdi anlat ne yaşadın?"

Kız ne diyeceğini bilmeyen gözlerle bana bakıyordu. Üstüne yürümemden ötürü biraz korktuğunu hissetmiştim.

"Ben sadece Carrie'den kurtulmak istiyorum." dedi titrek bir sesle.

"Carrie sürtüğünden bile kurtulmıyorsan o kadar bile cesaretin yoksa kusura bakma güzelim paçozlara katılma başvurun reddedildi." dedim elimdeki sigaranın son nefesini çekip yere atarak.

Evet belki aramıza bir kişi alma fikri bana zor gelmişti. Ama söylediklerimde haklıydım ve kızlarında bana hak vereceğini biliyordum.

PAÇOZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin