Zeki çocuk

913 39 3
                                    

"Bizimle kütüphaneden başka buluşacak bir yer bulamadın mı Micheal?"

Dedi Liz sinirle. Genelde disko topu bulunan ortamlarda bulunduğu için sessiz ortamları sevmiyordu.

"Aslında daha iç karatıcı bir yer beklyordum. O kadarda kötü değilmiş."

dedi Genevive etrafa bakınarak. Mike gözlerini şaşkınca açarak;

"Lütfen hayatında ilk defa kütüphaneye geldiğini söyleme bana Genevive."

"Ne var be herkes senin gibi inek ruhuna sahip değil doğuştan tembelim ben."

"Aferim Gen her zaman kendinle böyle barışık ol" dedi Mike gülerek.

"Evet Mike bize göstermek istediğin nedir?" dedim merakla.

Mike çantasından mini bilgisayarını çıkardı bir kaç saniye bilgisayarla uğraştıktan sonra bilgisayarı bize döndürdü.

Bilgisayar ekranında bir kafenin resimleri vardı. Mike anlamsız bakışlarımızı görünce açıklamaya başladı.

"Yeni açılacak olan bir kafe hafta sonu açılış yapacak ve bilgi çekici bir açılış istiyorlar bunun içinde bir gösteri grubuna ihtiyaçları var. Seçmeler 2 gün sonra Richordson salonunda yapılacak."

"Sence şansımız var mı?" dedi Liz merakla.

"Liseli ergenler gibi değil profosyonel görünürsek ve sizin satanist görüntünüzü biraz yumuşatırsak neden olmasın?"

"Nasıl olacak o?" dedi Genevive.

"Öncelikle Liz göz makyajını biraz daha hafif yapar saçlarına çeki düzen verirsen Cam sende burnundaki pierciengi çıkartır sert bakışlarını yumuşatırsan, Gen sende kırmızı rujunu biraz daha hafifletirsen satanist görüntünüzü yumuşatabiliriz."

"Pierciengimi hayatta çıkartmam"

"Kırmızı rujumdan kime ne?"

"Para kazanmak istiyor musunuz?" dedi Mike sesimizi bastırırcasına.

"İyi tamam peki. Profosyonel görünmeyi nasıl başarıcaz peki?"

"Bir kaç uyumlu kıyafet ve doğru kareografi ile."

"Peki bunlar yeticek mi?" dedim tek kaşımı kaldırarak.

"Kafenin sahibi  Meredith Walker liseli gençlerin yeteneklerini özgün bir şekilde gerçekleştirebilmeleri için bir çok kampanya yapmış hatta bir kaç okulda bu konuyla ilgili konferans vermiş. Yani kazanma ihtimalimiz yüksek." dedi gülümseyerek.

"Sen birtanesin Mike."

dedim omzuna hafifçe bir yumruk atarak. Genevive düşünceli bir tavırla;

"Bu kadar şeyi nerden öğrendin?"

"Doğuştan inek ruhuna sahip olmanın yanında amotör bir hackerım ve hayatında bir kaç araştırma ödevi yapsaydın Genevive bunun o kadar da zor bir şey olmadığını anlardın."

"Sürekli laf sokmak zorunda mısınız bay zeki?"

"Kareografi ne olucak peki?" dedim araya girerek.

"David'le konuştum bir şeyler ayarlayacak."

"Basketbola kafayı takmış durumdaydı nasıl ikna ettin?"

"Transfer çocuğu görünce artık o da kafaya takmamaya karar verdi."

"Hadi ya o kadar iyi mi oynuyor?" dedi Liz.

"Büyük ihtimal yeni takım kaptanı."

"Carrie Hudson'dan kendini korusa iyi olur o zaman."

dedim alaylı bir gülüşle diğerleride benimle gülmeye başladı. Biraz fazla yüksek sesle gülmüş olmalıyız ki kütüphane görevlisi bizi dışarı çıkardı.

"Okuldan sonra her zaman ki yerde olun prova için."

"tamam okuldan sonra görüşürüz." dedikten sonra öğle arası olduğu için ve Liz 24 saat aç olduğundan yemekhaneye indik. Yemeklerimizi alıp her zaman ki masamıza oturduk.

"Acaba yeni amacımızı gerçekleştirmek için transfer çocu-"

"Steve Grace" dedim bana bakan 2 çift meraklı göze.

"Sen adını nerden biliyorsun?" dedi Genevive klasik sürtük ifadesini takınarak. Bende onlara olanları anlatmaya başladım.

"Belki de gerçekten öyle biri değildir" dedi liz safça. karşıdan gelen ikiliyi görünce;

"Bence tam da öyle biri."

kızlarda benim baktığım yere döndüler.

"Baş amigo Carrie Hudson ve takım kaptanı adayı Steve Grace ne mutlu bir çift (!)"

"Aslına bakarsan çocuğun bir suçu yok Carrie'nin içinde zehir olduğunu düşündüğüm pençelerinden hangi insani varlık kurtulabilir ki?"

dedi Liz karşıdan gelen ikiliye bakarken. Birden duyduğumuz inilti ile yerimizden fırladık. Carrie Mike'ın üstüne buzlu içeceğini dökmüş sonrada yüzsüz bir şekilde " Ay pardon canım ya ayağım kaydı." demişti.

Genevive ile elimize birer buzlu içecek alıp hışımla Carrie'ye doğru yürüdük. Liz ise gözünü açamayan Mike'a yardım ediyordu. Genevive ile aynı anda elimizdeki buzlu içecekleri Carrie'nin kafasından aşağıya döktük. Genevive alaycı bir kahkkaha atarak;

"Ay pardon canım ya bilerek oldu"

yemekhanedeki herkes bizi izliyordu. Carrie'ni yakasından tuttum.

"Size çok açık ve net söylediğimi hatırlıyorum bize ve bizim takımımızdakilere bulaşırsanız popülerler, aynı şekilde bizde size bulaşırız."

Carrie üstündeki şoku atlattıktan sonra;

"Sizi...sizi doğduğunuza pişman ediceğim paçozlar."

Genevive tehditle üstüne yürüyerek;

"Merakla bekliyoruz çakma barbie."

David ve Liz Mike'ı yemekhaneden çıkardılar. Genevive de peşlerinden gitti. Steve ise Carrie'nin üstünü temizlemesine yardım ediyordu.

"Bu arada Steve tam da sandığım kişiymişsin."

diyip yemekhaneden hışımla çıktım. Sinirden elim ayağım titriyordu. Popülerler kendini ne sanıyordu. Carrie resmen savaş ilan etmişti. Liz ve Gen Mike'ı kızlar tuvaletine sokmuş yüzünü temizliyorlardı.

"İyi misin zeki çocuk?" dedim ortamı yumuşatmaya çalışarak.

"Sanırım gözlüğüm çizilmiş ama idare edebilirim."

"Lensin yok muydu senin?"

"Vardı ama 2 ay önce kaybettim."

gözlüğünü elime aldım. Yüzünü temizlemeye çalışırken gözlüünü yere düşürmüş olmalıydı. Gözlüğünde ki hasar küçük bir çizik değildi bildiğin çatlamıştı.

"En azından yeni bir gözlük alana kadar idare edebilirim." deyip elimden gözlüğü alıp taktı.

"Şu işi alalım ilk iş sana bir gözlük alacağız zeki çocuk."

Genevive araya girerek;

"Nasıl tadı güzelmiydi bari?"

"Kesinlikle sende denemelisin" dedi Mike gülerek.

"David nerede?" dedim alayla.

"Galiba kızlar tuvaletinim dışında durmayı tercih etti. Bence bizde artık çıksak iyi olur."

Mike arkasından hepimiz dışarı çıktık.

multimedyadaki Liz. Vote ve yorum bırakmayı unutmayın :)

PAÇOZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin