BÖLÜM 3

2K 123 117
                                    

Luhan yolda ilerlerken Sehun'un dedikleri beyninda yankılanıyordu hala. Demek öyle ha? İsterse metresi olurmuş.. Anca rüyasında!

Luhan asla biri için ikinci planda kalmayı kabullenemezdi. Her ne olursa olsun bunu yapmazdı ve yapmayacaktı.

Evine girdiğinde odasına çıktı sessizce. Kapısını kapayıp kendini yatağa attı. Elindeki parfümü açıp bir kez sıktı. Koku burnuna gelince gülümsedi kendi kendine.

Çok güzel kokuyordu. Özgün bir kokuydu. Normal bir parfüm kokusu değildi.

Onu parfümden koparıp alan şey telefonun bildirim sesi oldu. Gönderen bir numaraydı.

"Akşam saat 9'da, evinin kapısına in. Orada olacağım."

Luhan mesajı okuyunca ilk başta içini bir ürperti kapladı. Ama emir cümlesi olduğuna bakınca Sehun olduğunu idrak edebildi.

İnecekti. Tamam, bir bakıma ne diyeceğini merak ediyor olabilirdi ama inmese de Sehun'un eve kadar geleceğini tahmin ediyordu.

Ayağa kalkıp üzerimdekileri çıkardı ve kendini duşa attı. Sıcak su bedeninden kayıp giderken gevşemiş gibi hissediyordu. Ama kalçasındaki ağrı varlığını sürekli hatırlatıyordu.. "Minik" Sehun hiç de minik değildi.

Duştan çıktığında havanın yağmurlu olduğunu fark etti. Yağmurdan ve gök gürültülüsünden nefret ediyordu. Şansına bugün ev arkadaşı sungyeol ailesinin yanındaydı.

Ken kendine durup düşündü. Ya Sehun eve girip ona bir şey yapmaya kalkarsa? Yok.. Yok. Sehun o derece kötü biri değildi. Bencil ve kaba herifin tekiydi sadece.

Yatağına girip gözlerini kapattı. Dakikalar sonra uykuya daldığını fark etmemişti.

**

Uyandığında etraf karanlıktı. Hemen doğruldu ve saate baktı. Sekiz buçuk.. Aman tanrım. Saatlerdir uyuyordu. Üstelik üzerinden hala bornozu vardı.
Hemen ayağa kalkıp dolabından kıyafetlerini aldı ve üzerine geçirdi.

Üşümüştü.. Vücudu buz gibiydi. Aniden gök gürleyince yerinden sıçrayıp korku ile yutkundu. Karanlık ve gök gürültüsü.. Korku filmleri gibiydi..

Banyoya geçip saçlarını yaptı. Pembe saçları adeta arap saçına dönmüştü.  Fön makinesi ile 10 dakikada da saçlarını halletti. Saate baktığında 9 olmuştu bile. Bu yağmurda Sehun'u mu bekleyecekti şimdi gerçekten?

Merdivenleri inip kapıyı açtı. Kimse gözükmüyordu.

"Dışarı çıkamam, korkuyorum! Buradaysan ortaya çık yoksa içeri giriyorum!"

Ses gelmeyince birkaç adım yürüdü dışarıda. Ama yoktu.  Tam geri dönecekken omuzunda bir el hissetti. Hissettiği el ile de çığlığı basıp yerinde sıçradı.

Sehun, Luhan'ın bağırması ile korkmuştu. Onu sakinleştirmek için iki omuzunu tuttu.

" Sakin ol, benim, ben. Sehun."

Luhan rahatlıkla bir nefes verdi.

"Üzgünüm şey olunca şey oldu işte bilirsin. İçeri geç, yağmur yağıyor."

Ürkek ürkek ilerledi eve doğru. Sehun arkasından girip kapıyı kapadı.

"Işıklar neden kapalı?"

"Şey.. Uyuyordum da. Yeni uyandım."

Luhan ayakkabılarını çıkarıp ışıkları açtı. Beyaz mobilyalarla dolu salon aydınlandı aniden.

Sehun şemsiyesini kenara bırakıp içeri adımlarken etrafı inceledi. Luhan  bacağını kaldırıp önüne uzattı.

"Hop, ayakkabılarını çıkar! Maalesef burası Oh Malikanesi değil."

Garson/Hunhan Where stories live. Discover now