21. Bölüm| "Fırsat"

Start from the beginning
                                    

"Kalbim."

Söyledikleri üzerine kaşlarımı kaldırırken yüzüme birden bir gülümseme yayıldı.

"O kadar eminsin yani."

"Evet."

"O yüzden mi sürekli duygu değişimleri yaşıyordun?"

"Düşüncelerimle baş başa kalmamın yan etkisi, sanırım."

Kendinden emin olduğu gibi bir o kadarda şaşkın bir yüz ifadesine sahipti. Oturduğum yerden kalkarak yanına yerleştim. Bu hâllerinin tuhaf gelmesinin nedeni şimdi çok netti.

"Peki o?"

Ofladı.

"Sorunda orada, bilmiyorum. Fazla saçma hareketleri var. Saçma olduğu kadar onu çok sempatik kılan hareketler. Yanımda çok şaşkın. Ama ne bileyim, çözemiyorum onu."

Söylediklerini birkaç saniye değerlendirerek aklıma gelen fikirle ampullerin parlamıştı.

Düşündüklerime ve yorumladığım biçime sırıtırken Cey'in garip bakması üzerine söze girdim.

"Peki ya onu çözmen için sana fırsat doğarsa?"

"Yani?"

"Yanisi şu, Can seninle bir süre yalnız kalmak zorunda olursa?"

Sırıtmaya başladı.

"Nasıl?"

"Mesela biz Kerem'le bir süreliğine bir yerlere gitsek, seni de Can'a emanet etsek."

Birden yüzü düştü.

"Sorumluluk duygusu yüzünden benimle olmasını istemiyorum."

"Saçmalama Cey, öyle birşey değil bu. Sadece fırsat bu. Hem Can direk arılacaktır."

"O kadar emin olmasak?"

"Can'ı iyi tanıyorum. Görürsün bak. Anlayacaksın bu fırsatta."

Tekrar oflayıp koltuğa iyice yayıldı. Belinin altındaki yastığı alarak yüzünü yastığa gömdü.

"Ben organize etmeye başlıyorum o zaman."

Ayağa kalkıp merdivenlere doğru yöneldim. Merdivenlerden çıkarken seslendi.

"Bana bak Zey, eğer ters teperse seni boğarım."

Gülümseyerek odaya girdim.

Üzerimi değiştirip, küçük bir çantaya da birkaç kıyafet koydum. Telefonumu elime alarak Kerem'i aradım.

"Güzelim."

"Şimdi kesmeden beni dinleyeceksin, Can yanında mı?"

"Hayır, ben salondayım Can bahçede, sanırım Ceyla'nın ne yaptığını bulmaya çalışıyor. Gerizekâlı bu çocuk, yemin ederim."

Kerem'den gülüşünü işitince gerçekten Can'ın nasıl bir hâle büründüğünü merak ederek, belki görebilirim diye perdeyi aralayarak camdan baktım. Gördüğüm manzarayla Kerem'e göre daha yüksek oranda kahkaha atmıştım.

"O elindeki dürbün mü?"

Güldü.

"Evet."

"Nasıl bu kadar şaşkın olabiliyor henüz kavrayabilmiş değilim."

"Bende."

"5 dakika içinde aşağı in, ben şimdi arabaya bineceğim. Gelirken yanına birkaç parçada kıyafet al, birkaç gün buralarda olmayacağız."

Tutsak ~ZeyKer~ ►AskıdaWhere stories live. Discover now