23. Bölüm| "Mekan"

2.9K 123 17
                                    

"Şimdi kaybolup gidecek söylediklerimiz."

Onaylamazcasına başını iki yana salladı. Nasıl anlamıştı ifade etmek istediğimi, hiçbir fikrim yoktu.

"Hayır, kaybolmayacak. Rüzgar onu alıp götürecek."

"Gökyüzünün sonsuzluğuna."

Yavaş hareketlerle başını onaylar biçimde salladı.

"Gökyüzünün sonsuzluğuna."

~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•

İnanamaz bakışlarıyla Kerem beni süzerken, ben bu hâline gülmekle meşguldüm. Çünkü hiç olmadığı kadar şaşkın görünüyordu.

"Fazla inatçısın farkında mısın güzelim?"

Kaşlarımı hafifçe çatarak, kısa bir süre düşünür gibi yaptım.

"Bilmem, öyle miyim?"

"Yemek konusunda, bana yemek yapmayı öğretmek, hiç vazgeçmeyecek misin?"

Başımı olumsuz anlamda iki yana salladım.

"Sen öğrenene kadar, hayır."

Son cümlemden sonra küçük bir kahkahayı andıran ses çıktı dudaklarından.

"O zaman hiç vaz geçmeyeceksin demek oluyor bu, peki bunun farkında mısın?"

Elimde tuttuğum bardağın içindeki kahveden bir yudum aldım ve kaşlarımı yukarı kaldırarak ona baktım.

"Bence o kadar emin olmamalısın."

Son söylediklerim üzerine gözlerini devirdi.

"Bütün gün böyle oturacak mıyız?"

"Eve tıkılıp kalmak bana göre değil diyorsun yani?"

Kaşlarımı kaldırarak sorduğum soru üzerine o da aynı hareketi sergileyerek yanıt verdi.

"Ondan değilde, seni götürmek istediğim bir yer var. "

Gözlerim irice açıldı ve sakarlığım yüzünden kahve banyosu yapmamak için elimde ki bardağı önümdeki sehpanın üzerine bıraktım. İçim kıpır kıpır olmuştu.

"Nereye gideceğiz?"

Mutluluk haykıran ses tonumla sorduğum soru karşısında bir süre bakıştık. Sonra dudakları ince bir çizgi halini aldı ve kaşlarını kaldırarak başını olumsuz anlamda salladı. Böyle hareketlerini sergileyince çok uzun sürmüş gibi gözüküyordu ve ağır çekim modunda gibi bir izlenim yaratıyordu ama saniyelik zaman dilimi içerisinde gerçekleşmişti. Düşündüğüm şeyin sonu olmadığını anladığımda düşüncelerimden sıyrıldım.

"Süpriz, güzelim."

Tamam evet, bunu söyleyene kadar umudum vardı. Bu cümleyi duyacağımı bildiğim halde umudum vardı. Umut sonuçta, ne hakkında yada nasıl bir şekilde sahip olacağını bilemiyorsun.
Sesli bir şekilde ofladım. Gidene kadar çok merak edecektim ve bu hiçte hoşlandığım bir durum değildi. Merak etmekten nefret ediyordum.

"Nereye gideceğimiz konusunda ki üsteleme çabalarıma başlamadan son veriyorum. Çünkü başlarsam başarısız olacağım ve çabaladığım için çenem yorulacak. Hem sen bana cevap vermediğin içinde merak etmeye devam etmiş ve sinir olmuş olacağım. Sinir olursam da sinir sistemim zarar görür ve bu sinir sistemime zararlı."

Konuşurken odaklandığım tavandan bakışlarımı çekip Kerem'e döndüğüm an yoğun gözleriyle karşılaştım. Buna ilk an afallarken sonra ki an da afallamaya devam edeceğimi bildiğim için bu durumumu es geçerek ona birşeyler söyleyecektim. Fakat bana yaklaşmaya başladığını fark ettiğimde söyleyecek olduğum kelimeleri birden yutmuş bulundum. Dudaklarımın üzerine eğildiğinde nefesimin sıklaşmaya başladığını yeni fark ediyordum ve böyle bir etkinin üzerimde olmasını garipsedim.
Öpecek kadar yakındı ama öpmüyordu. Birkaç saniye ve birkaç saniye daha. Kaşlarımı çatarak bu durumu değerlendirmeye aldım.

Tutsak ~ZeyKer~ ►AskıdaWhere stories live. Discover now