0.4

2.5K 288 227
                                    

Evet, başarmıştım. Eğitimimi tamamladığım hastaneden ayrılarak çalışmak istediğim hastaneye atanmıştım. Üzerimde beyaz önlüğüm, yakamda ad kartım; Op. Dr. Jung Wooyoung.

-
-
-

Her günkü gibi kahvemi alıp evden çıktım. Bir kolumun altında hasta kayıtları, omzumda çantam kapıyı kapatmaya çalışıyordum. Kapanmayınca seslice bir küfür savurdum.

O anda karşı dairede oturan Jimin'in beni izlediğin bile farkında değildim.

"Yine mi geç kalıyorsun yoksa Wooyoung?"
Dedi yüzündeki o tatlı gülümsemesiyle.

Ona döndüm ve
"Hayır...sadece bu kapı cidden beni uyuz ediyor."

Yüzümün utançtan kızardığını hissedebiliyordum.

Güldü ve
"Tamam. Bundan sonra gece geç yatma. Keman sesin bana kadar geliyor."

"Eğer seni rahatsız ettiysem özür dilerim Jimin hyung." Dedim ve eğildim.

Yine güldü.
"Hayır keman çalman hoşuma gidiyor. Akşamları kafamı dağıtmamı sağlıyor."

Kısa bir sessizlik olduktan sonra "Neyse sana iyi işler doktor."
Dedi ve kapıyı kapadı.

Utanmış mıydım? Evet. Evet kesinlikle.

Jimin buraya ilk taşındığımda vardı. Üniversiteden sonra Yeosang'la evleri ayırmıştık. Çünkü onun kliniği bana hayli uzaktaydı.

Bende kendime hastaneye yakın bir daire tutmuştum. "O kadar doktorsun, niye kendine bir ev almadın ki?" Diyen insanlar vardı ama ben hayalimi gerçekleştirmek için para biriktiriyorum. Ve onu gerçekleştirmek için elimden ne gelirse yapacağım.

İşte burada Jimin ile tanışmıştık. Onu ilk gece merdivenler sesli bir şekilde düşünce görmüştüm. Dışarıdan pat gibi sesler gelince hemen çıkmıştım ki o anda merdivenlerde yatan Jimin'i görmüştüm. Elindeki mochi paketini kendisi düşmüş olsa bile sıkıca düşmemesi için tutuyordu. Tatlı olduğunu düşünmüştüm.

O gün ona yardım ettim ve tanıştık. Kendi stüdyosu olan yetenekli bir dansçı. O benden büyüktü ama ne zaman bir şey olsa hep ben ondan büyükmüşüm gibi oluyordu. Ve Jimin hyung'un çok yakışıklı olduğu gerçeğini de geçemeyeceğim.

-
-
-

Motoruma binip benden yaklaşık 20 dakika uzakta olan hastanenin yolunu tuttum. Sabah trafiği en nefret ettiğim şeydi, aşırı stres edici bir şey. Özellikle bir doktor olarak işim hiç stresli değilmiş gibi sabah bu trafiği çekince iyice anksiyetem yükseliyordu.

Anksiyetem ben çocukken benim için en büyük engeldi. San'ın yaşattığı şeyler...kabuslarım oluyordu. Atak geçiriyordum. Nefesim kesiliyor, ölüyor gibi hissediyordum. Sadece Yeosang beni rahatlatabiliyordu.

O da hayatımda yokken okul çıkışları San beni iyice dövdükten sonra evin yolunda ataklar geçirirdim. O yaşımda ölücekmişim gibime gelirdi. Yoldan birinin beni görüp yardım etmesi için tanrıya yalvarırdım ama hiç bir zaman yardım bulamazdım. Tek başıma, ölmemeyi umut ederek, beklerdim sadece.

heartache || woosanWhere stories live. Discover now