0.2

2.7K 304 351
                                    

O günü unutamıyorum, denesem de unutamıyorum. Benim hayatımı karanlık bir kutuya dönüştüren, elimdeki her şeyi alan, yaşamamda bir nedenim olmadığını anladığım ve Choi San'dan ne kadar nefret ettiğimi anladığım o günü...

-
-
-

Her günkü gibi evden çıkmış okula gidiyordum. Bugün nasıl dayak yiyeceğim acaba diye düşünmekten başka bir şey yapmıyordum. Akşam zaten annemler dün San'ın bana attığı yumruklardan dolayı boynumda ve göğüsümde oluşan morlukları anlamasınlar diye onları kapatmaya çalışmaktan gözüme uyku girmemişti. Sanki normalde giriyordu da.

Göz altlarım ve tenim o kadar kötüydü ki, beni tanımayan biri kesinlikle bağımlı falan olduğumu düşünürdü.

-
-
-

Koridorda sınıfa ilerlerken gözüm San'ı arıyordu. Korkudan artık ne yapacağımı bilemez bir haldeydim.

Sınıfa girdiğimde Hongjoong beni yüzünden düşmeyen o gülümsemesiyle karşılamıştı.

"Günaydın Wooyoung."

Gülerek cevap verdim.

"Günaydın."

Sırama oturduğum gibi kafamı sıraya yasladım. Gerçekten güçsüz ve yorgundum. En yakın arkadaşım Hongjoong'la bile ilgilenecek halim yoktu.

Onu görünce kafamı hızla kaldırdım. Yüzüme bile bakmamıştı ya da direkt sırama gelip günlük tehdit ve aşağılama konuşmasını yapmamıştı. Ne olduğunu anlamamıştım.

Ders boyunca gözüm ondaydı. Durgundu. Sanki okula başka bir San gelmişti. Ne tepki veriyor, ne ses çıkarıyordu.

Gün boyunca da yanıma bile gelmedi. Çok şaşırmıştım. İlk kez okulda gerçekten kaçmaya çalışmadığım ya da ağlamadığım bir iki saat geçirmiştim. Sakindim.

Bu rahatlık çok uzun sürmedi, belki de tanrı son bir kez mutlu olmamı istemişti.

-
-
-

Son ders saatine geç kalmıştım. Koridorda koşarken sınıftan çıkan San'la göz göze gelince ayağım takıldı, yere yığıldım.

Onu gördüğümde yaşadığım duygunun bir tanımını bulamıyordum, hiç bir zaman bulamamıştım. Kalbim duruyor, göğüs kafesim sıkışıyor, nefes alamıyordum.

Korku ve öfke, korkaklık ve endişe. Acı.

Beni yerde gören San, birkaç dakika bana baktı. Çoktan doğrulmuş ve ayağa kalkmıştım bile. Üzerime doğru yürümeye başlamıştı. Düz ve hissiz bir yüz ifadesi ile.

Korkudan gözlerim refleks olarak kapanmıştı. Önümde durup yüzüme baktığını hissediyordum. Ben nefesimi tutarken onun sıcak nefesi yüzüme vuruyordu.

"Senden neden nefret ediyorum biliyor musun Woo?"
Dedi sakince.

Gözlerimi açtım. Ve şaşkın bir ifadeyle yüzüne baktım. İlk kez benimle böyle konuşmuştu.

heartache || woosanTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang