7-Kızıldeniz (Düzenlenmiş Bölüm)

13.3K 621 22
                                    

Mican o gün iki ameliyata girmiş-uzmanlarıyla- hastaların dosyalarını incelemiş sorun olanlarını şefe bildirmişti kısacası her zaman olduğu gibi çok yorucu bir gün geçiriyordu. Elinde dosyalarla şefin yanına giderken köşeyi döndüğü anda karnında bir sıcaklık hissetti.

"Ahh!" diye inledi. Üzerine kahve dökülmüştü.

"Çok özür dilerim. İyi misiniz?" diyen adama bakmadan konuşmaya başladı.

"Yandım, ah neyse önemli değil, yalnız şu dosyaları getirir misiniz?" diye rica etti elli yaşlarındaki adama. Elli yaşındaydı fakat genç gösteriyordu. Saçları simsiyahtı, gözleri yeşilin en güzel tonuydu. Tanıdığı birini anımsatıyor gibiydi. Adam hızla dosyaları toplamış kızın yanına gelmişti yaka kartına bakıp isminin Mican olduğunu gördü.

"Buyurun Mican Hanım ve gerçekten çok özür dilerim." Diye mahcubiyetle konuştu. "Önemi yok." diyerek yanından ayrıldı ve hızla şefinin yanına gitti.

"Hocam dosyalar tamamdır. Fakat yoğun bakım ünitesindeki..." dediği sırada hocası üzerinin halini görüp hemen sordu. "Üstüne ne oldu senin?" diye lafını kesti.

"Hocam özür dilerim, buraya gelirken üstüme kahve döküldü de." Diyerek izah etmeye çalıştı.

"Tamam, neyse hadi git üstünü değiştir sen. Bir dahakine dikkat et." Dediğinde hafifçe gülümsedi "Tamam hocam."

Elindeki dosyaları danışmaya bırakıp soyunma odasına gelen Mican yavaşça kapıyı kapattı. Oda boştu, bu sayede rahatça üstünü değiştirebilirdi, dolabına ilerledi kapağını açıp yedek formasını giydi odadan çıktı.

Şefinin yanına gittiğinde üstüne kahve döken adamla konuştuğunu fark etti. Biraz gerilerinde durup konuşmalarının bitmesini bekledi. Fakat bekledikçe konuşmanın süresi git gide uzuyordu ve üstüne kahve döken adam ona bakarak konuştuğunu fark etti. Ne yani onu mu şikâyet ediyordu. Oysaki şikâyet etmesi gereken kendisiydi, üstüne kahve dökmüştü. Hem suçluydu, hem de güçlü...

Konuşmaları bittiğinde şefi onu yanına çağırmıştı. Hızla yanlarına giden Mican, azar yemeye hazırdı. Şefi konuşmaya başladı.

"Mican kutlarım. Çok başarılı bir doktor olduğunu gösterdin." Bunu kötü söz olarak algılayan Mican hemen konuşmaya başladı. "Hocam gerçekten özür dilerim, dosyalara kahve lekesi bulaşmıştı öyle değil mi? Ama kahveyi ben dökmedim, hocam çok özür dilerim affedin."

"Mican bir sus, kahve lekesi falan yok." Dediğinde inanamadı ve diretmeye devam etti. Bu sırada üstüne kahve döken adam konuşmaya başladı.

"Ben Hakan Ata..." Mican adamın sözünü keserek konuşmaya başladı.

"Hocam, kahveyi döken bu beyefendiydi, şimdi de gelmiş beni size şikâyet ediyor. Hocam haksızlık, hastalara ne kadar özen gösterdiğimi bilirsiniz."

"Mican Allah aşkına bir sus." Diye bağırdı hocası. Hocasının bu tavrı üzerine susmak zorunda kalınca ellerini birleştirdi ve dinlemeye başladı. "Giray Atahanlı'nın ameliyatına giren doktor sen misin?" Kahveyle Giray ne alakaydı ki? Cevap vermesi gerektiğini unutan Mican güçlükle cevap verdi.

"Evet. O benim. Bu seferde beni asistanken ameliyata girmekle suçlayacaksınız değil mi? Ama hocam sizde biliyorsunuz doktor yoktu. Mecburen girmiştim hem. Ama sonuç olarak Giray Bey iyileşti, hatta devriyelere bile çıkabiliyor." Kırdığı potu anlayınca hemen sustu. Zaten asıl olay bu değildi. Kötü geçen bir gün diye düşündü. Tamamen batırdığım bir gün dedi içinden olacakları bilmeden.

Yeşil BeyazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin