-FİNAL- (17:32)

10.3K 349 110
                                    


Ekip Mican'ı kurtarmak için sinyal tespiti yaptıkları yere doğru hızla giderken Giray da diğerlerine yaptığı planı anlatıyordu.

"Beyler. Adam zeki olabilir ama bizim şansımız da şu; onun zekâsını ona karşı kullanabiliriz. Çok başarılı olabilir hatta bu yönde ödüller de almış olabilir ama unutmayalım ki karşımızdaki bizim gibi kanı dökülen, yaralanan bir adam. Herkesin çok dikkatli olması gerekiyor. Bu normal bir görev değil ve kimsenin burnu bile kanamadan oradan çıkmak istiyorum. Bizler halkın görebildiği varlığımızı açıklayabileceğimiz bir timiz, ama o adam kimliğini açıklamaz. Oraya girdiğimiz andan itibaren Mican'ın hayatına tehlikeye atmamak için adam ne derse onu yapacağız. Silahlarınız bırakın derse bırakacağız. Adam SAT komandosu olduğu için dövüşte usta olmalı." Derken bu kısımda Gökalp Giray'ın sözünü kesti. "Komutanım. Yakın muharebede hepinizden kıdemli olan benim. Bu konuda öne çıkmak istiyorum."

"Katiyen olmaz. Seni o manyağa yem olarak kullanamam ama Demir sen görev sırasında tuzak kurmada ustasın. Oraya gidene kadar senden usta bir tuzak tasarlamanı bekliyorum. Bir kod belirleyelim bu kodu ben veya başka biri söylediğinde harekete geçeriz ve Mican'ı kurtarırız. Tamam, kod buldum; timin ismi Aslan. Anlaşılmayan bir şey?" diye sordu. Egemen konuşmaya başladı. "Komutanım. Daha iyi bir plan yapamaz mıyız? Biliyorsunuz ki adam deli."

"Egemen adamın nasıl biri olduğunu bilmiyoruz. Doğaçlama yapacağız." Dediğinde cebinde çalan telefonu sessize almadığına lanet etti. Ya o psikopat adam duysaydı. Sarp'ın aradığını fark edince yanıtladı. "Sarp ne oldu? Bir problem mi var?"

"Komutanım. Sinyal aldığımız yerin mobese kayıtlarını tarattım. Kameralardan uzakta fakat orası patlayıcı silah deposu. Yani yanlış yaptığınız bir hareket orayı havaya uçurabilir. Fabrika kapalı ama zamanında kapatılırken işçiler çalışırken mühür vurulmuş bu yüzden kapatıldığı zamandan beri orada kalan patlayıcılar mevcut. Ateş ederken rastgele atmayın vurmak için atın. Ayrıca ekip aracına keskin nişancı tüfeği koymuştum, ihtiyacınız olabilir. Şimdilik bu kadar komutanım." Deli korkuyordu Giray. Mican'ı kurtarmak istiyordu. Kendi ölebilirdi ama Mican'a bir şey olmamalıydı. "Sağ ol Sarp." Diyerek telefonu kapattı. Kalbi güm güm atarken sakin olmak adına gözlerini kapatarak derin bir nefes aldı.

"Komutanım. Eski taktikleri uygulayalım. Türklerin kullandığı en eski savaş taktiği Turan taktiğidir. Adam fark etmeden onu çember içine alırsak işimiz daha kolay olabilir." Dediğinde içi biraz da olsa rahatladı. Aklından geçen tek düşünce Mican'ı kurtaracaksın diye bas bas bağıran zihniydi.

"Akıllıca. Bunu kullanabiliriz. Keskin nişancı tüfeğini kullanmak isteyen var mı? Tüfeği kullanan kişi uzakta olacağından dolayı ben kullanmayı reddediyorum." Kullanmak isteyen kimseyi göremeyince Savaş'a baktı. "Savaş. Sana güveniyorum." Diyerek tüfeği ona uzattı. Savaş itiraz etmeden aldı. "Kendine iyi yer seç." Dediğinde Savaş anlaşıldı anlamında başını salladı. Ekip arabası eski fabrikaya geldiklerinde Giray dişlerini sıktı. Herkese dağıtılan kulaklıkla sessizce fabrikanın etrafına dağıldılar. Bazısı kapıdan bazısı pencerelerden girecekti. Sessiz olmak ve Mican'ı kurtarmak asıl plandı.

Altan ve Giray'ın aralarında yüz metre vardı. İkisi de mührü es geçerek içeri girdiler. Çıkardıkları silahlarıyla ortamı kontrol etmeye başladılar. Rutubetlenmiş ortam iyi bir şeylerin olmadığı gibi sıcaktı. Altan'ın ensesine gelen sıvıyla başını yukarı kaldırdı. Tavandan damlayan suları görünce derin bir nefes aldı. Giray tek eliyle dağılıyoruz işaretini verdi. Fabrika genişti ilk katta kimse olmayınca hızlı ama sessiz adımlarla bir üst kata çıktılar ve herkes dört bir yana dağıldı. Savaş'ın yerine yerleşmiş olduğunu tahmin ederek rahatladı. Herhangi bir durum karşısında kodu söylediği anda Savaş'ın harekete geçeceğini biliyordu.

Yeşil BeyazWhere stories live. Discover now