32- Pansuman (Düzenlenmiş Bölüm)

6.3K 303 39
                                    

Kader ağlarını ördüğünde ne yaşanacaksa o yaşanırdı. Kimse ona karşı gelemezdi. Yaşamsa yaşam, ölümse ölüm. Ölmek kolaydı ama ardında bıraktıkların için can yakıcı bir süreç haline gelirdi. Zaman akıp giderken arkada kalanlar ağlarlar sızlanırlar. Belki bir günlüğüne kahraman olursun. Bazıları içinse yıllar boyu. Her evlat annesinin gözünde birer kahramandır aslında. Ne yaparsa yapsın, ne suç işlerse işlesin. Kendi kanından canından olan birisi nasıl suçlu olabilirdi ki?

Hayatın bize ne vereceğini bilemezdik. Sadece yaşardık. Onlarda yaşıyordu, herkes gibi. Giray'da Mican'da, Savaş'ta Altan'da...

Giray gözlerini yavaş yavaş açarken tepesinde Altan'ı görmeyi beklemiyordu. Neredeyim ben diye kendine baktı ama anlam geremedi. "Çelik yelek işe yaradı he. Postu deldiriyordun." Çelik yeleğinden mermiyi çıkardı ve sağlam olan eline tutuşturdu. Ben vuruldum mu diye düşündü. İlk defa çelik yelek giymişti ve mermiden korumuştu. Garibine gitse de hafiften gülümsedi. Altan bu durum karşısında kahkaha atmaya başladı. "Adama bak ya postu deldiriyordun diyoruz gülüyor."

Altan Giray'ın sağlam elini tuttu ve ayağa kaldırdı. Kolunda oluşan sıyrık pek de önemli değil gibi gözüküyordu ama yine de pansuman yapılması gerekiyordu. Kolunu sıyırdı ve yaraya baktı. Altan cebinden çıkardığı gazlı bezi koluna sardı. Giray ona anlam verememişti. Kim cebinde gazlı bez taşırdı ki? Bakışları üzerinde hisseden Altan Giray'a baktı.

"Ne var?"

"Cebinde cidden bunu mu taşıyorsun?"

"Her zaman her şeye hazırlıklıyım. Şekil a."

"Adamları temizledik mi?"

"Sen gözlerini bu güzel dünyaya yumduğunda Gökalp hepsini temizledi." Sağlam olan eliyle Altan'ın omzuna vurdu. "Hadi oradan. Keyfimizden sanki." Diyerek gülümsedi. Hissetmiş olabilirdi ya da tamamen içgüdüsel olabilirdi çünkü gelmeden Mican ve Arslan'la konuşmuştu. Belki de şu anda yaşamıyor olması gerekirdi. Belki de kaderin yönünü bozmuştu ama sonuç olarak hala yaşıyordu. "Burayı gerekli birimlere teslim edip kışlaya döneceğiz."

"Hangi birim gelecek."

"Bu tür görevler için hazırda bulunan mühendisler gelecek zaten adamların hepsini temizledik. Görev bitti."

"Sence de bu biraz çabuk olmadı mı?"

"Madem çabuk bitti buradan kışlaya kadar yol senindir koşmaya başla. Biz Devran almaya haber ederiz." Diyerek Giray'la dalga geçti.

"Deli deli konuşma." Diyerek kulağındaki kulaklığın çalışıp çalışmadığını kontrol etmek amacıyla seslendi. "Sarp, Selocan."Gökalp bu konuşmaya gülümserken Altan adamların sağ olup olmadığına bakıyordu. "Emredin komutanım."

"Her şey güvenli mi? İyi misiniz?"

"Her şey güvenli ve iyiyiz komutanım." Egemen geminin diğer tarafından koşarak geldi ve selam verdi.

"Komutanım mühendisler yabancı maddeyi tanımlamak amacıyla gemiye giriş yaptılar. Bizde gemiyi gerekli birimlere teslim ettik. Gerisi onların bileceği iş." Sarp ve Sercan gemiye girmiş birden Giray'ın üstüne atlamışlardı. Gözcü olan kameracıya hemen istihbaratı iletmişti anlaşılan. Omzunda asılı keskin nişancı tüfeği ve G-3 le pek de rahat sarıldığı söylenemezdi. "Ne oluyor lan?" ayrılmaya çalıştıkça daha sıkı sarılıyorlardı. İkisi de birden ayrıldı ve Giray kafalarına bir tane geçirdi. "Oğlum ölmesem bile siz öldürüyordunuz. Kemiklerim birbirine geçti." Sercan heyecanla konuşmaya başladı.

Yeşil BeyazWo Geschichten leben. Entdecke jetzt