KIZIL 👑

FİNAL 2

"Emre, ne olur uyan!"

Acil kapısının önüne otururken son bir kez daha acil kapısına vurarak dizlerimi kendime çektim. Neden böyle olmuştu ki tam da Emre geriye dönmüşken neden şimdi olmuştu. Lütfen benden gitme. Henüz çok erken henüz çok erken... Elimin tersiyle burnumu silerken biri peçete uzatmıştı. Önce beyaz peçeteye sonra da sahibine baktım.

"Sen..." Bir kuvvet ayağa kalktığımda bir kez daha sen, demiştim. "Senin ne işin var burada hangi yüzle geldin?" Kadın bildiğin yüzsüzlük abidesiydi. Abimin şirketini ele geçirme planları yaparlarken az kalsın ben sevdiğim adamdan olacaktım. Elimle bir kez daha yüzümü sildiğimde başımı dik tuttum.

"Seninle konuşmaya geldim. Bana beş dakika ayırır mısın?"

"Sen geri zekalı mısın be kadın, Emre içerde can çekişirken nasıl olur da seninle gelmemi istersin?" Önce nasıl diye bir sor be vicdansız bu adam seninle aylarını geçirdi.

"Emin ol benimle geldiğine değecek..." Ben senin şurada saçını başını yollardım da şuan o güç bende yok. "Def ol. Seni öldürmemi istemiyorsan def ol!" Sağ elimle ona gitmesini söylerken avucumun içindeki kolye sarkmıştı. Fettan kadının gözü kolyeme gidince "Benden aldıklarını sana mı verdi?" diye sorduğunda gözlerim kocaman oluvermişti. Elimi aşağıya indirdiğimde yutkundum.

"Yalan söylüyorsun Emre, bu kolyeyi bana aldı. Şimdi git buradan yoksa yeminim olsun seni boğazlarım."

"Senin gibi bir tatlı kıza hiç tehditler yakışıyor mu? Bak güzelim, içerdeki adamla seninde söylediğin gibi aylarım geçti. Anlıyor musun aylarım..." İmalı şekilde bir şeyler söyleyince ne demek istediğini anladım. Ne olursa olsun bir zamanlar onun sevgilisiydi. Üstelik de daha çok yeni ayrılmışlardı. Yoksa hamile falan mıydı? Bu yüzden mi bu denli rahattı?

"Benden ne istiyorsun?"diye sorduğumda gözleriyle etrafı taradıktan sonra pencere kenarını işaret ederek "Şöyle geçelim mi?"diye sordu. Bende bir kez daha acil kapısını baktıktan sonra söylediğini yaparak işaret ettiği pencere kenarına gidip kollarımı göğsümde birleştirdim.

"Dökül!"

"Senin neden bana karşı bu kadar tavırlı olduğunu biliyorum. Seninle daha önce yüz yüze gelmesek de sende bende aslında birbirimizi çok iyi tanıyoruz." Uzattıkça uzatınca sinirlerim bir kez daha tepeme çıkarak kısa kes, dedim. "Senin Emre'ye kör kütük aşık olduğunu biliyorum. Emre bana her şeyi anlattı. Senin ona platonik şekilde âşık olduğunu o da patronun kardeşi olduğun için sana nasıl iyi davranmak zorunda olduğunu falan her şeyi..."

" Bunları sana Emre mi söyledi?"

"Evet, biz beraber bir gelecek kurmayı planlıyorduk. Emre'yle bazı planlar yaptık. Sonra abin bir şekilde her şeyi öğrenmiş Emre de kendini aklaya bilmek için bütün suçu benim üzerime attı. Böylelikle aranıza tekrar girip güveninizi kazanacaktı. Bak tatlım, sana bir abla tavsiyesi vermek istiyorum. Lütfen boğulacağını bildiğin denizlere girip boşuna kulaç atma."

"Bitti mi?"

"Hayır, şimdi senden kolyemi geri istiyorum. Emre, bunu bana çıkma teklifi ederken almıştı. Şimdi bana onu geri verir misin?" Asla! Söylediklerinin hepsi doğru bile olsa asla geri vermezdim.

"O halde kulağını açta şimdi sen beni dinle. Emre bu söylediklerini asla yapmaz sen git de kandırabiliyorsan çocuk kandır çünkü ben bu numaraları yemem. Kolyeye gelince ise bu kolye benim tıpkı Emre gibi beni anlıyor musun? Senin gibi adi sürtüğe sevdiğime adamı..." Sinirlenip tokat atacağı sırada elinden tuttum."Hop dedik. Senin insan yerine koyup dinledik diye kendini sakın bir haltım sanma..." O sırada gözüm acil kapısına gelen polislere takıldı. Abim zaten suç duyurusunda bulunduğunu söylemişti.